CHP’nin genel merkezi gibi Zonguldak İl Başkanlığı’nda da sular durulmak bilmiyor.
Genel merkezde Kemal Kılıçdaroğlu ile Muharrem İnce...
Zonguldak’ta Hakkı Güney, Fırat Birkan...
Kavga aynı kavga.
Mücadele aynı mücadele.
Parti karpuz gibi ortadan ikiye bölünmüş durumda.
Vizyon yok!
Duruş yok!
İlke yok!
Kavga koltuk kavgası.
İhanet, adam satma, çelme atma, arkadan konuşma, iftira...
Ne arasanız var bu kavgada.
Seçim sürecinde CHP adaylarından Deniz Yavuzyılmaz ve Umut Başoğlu’nun çalışmalarını yakından takip ettim.
Hakkı Güney hemen hemen bütün çalışmalarda vardı.
Fırat Birkan’ı bir kez dahi seçim çalışmalarında görmedim.
Bu bir kriter midir?
Evet, bu bir kriterdir.
İl başkanlığına talip olan birisi, seçim döneminde gecesini gündüzüne katıp çalışmak zorunda.
Fırat Birkan’ın kişiliğine sözüm yok.
Genç olabilir, yetenekli olabilir, donanımlı da olabilir.
Ama o koltuklara oturmak emek ister, mücadele ister.
Partiler için en önemli çalışma ve mücadele alanı ise seçim meydanlarıdır.
Öyle oturup oturup, sonra da, ‘ben il başkanı olacağım’ diyemezsiniz.
Kaldı ki Fırat Birkan ve birlikte hareket ettiği arkadaşları sadece seçim çalışmalarına katılmamakla kalmayıp, seçim bütçesini de sabote ettiler.
Basın için ayrılan ödeneği, seçim döneminde ödetmemek için ellerinden geleni yaptılar.
Neden mi?
Olur da Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kalır ihtimaline karşı.
CHP seçimlere başkansız girdi.
Başkan yerine, başkan vekili vardı.
Fırat Birkan da bu yönetimde yer alan bir arkadaştı.
Yapması gereken seçim süreci boyunca başkan vekiline elinden geldiğince destek olmaktı.
Partinin başarılı olması için çalışmak, mücadele etmekti.
Ama Fırat Birkan bunu yapmadı.
Üstelik bilinçli olarak yapmadı.
Yani uzun lafın kısası, kendi siyasi çıkarı için bencillik yaptı.
Partisinin başarısı için çalışmak yerine, başkanlık koltuğu için stratejiler geliştirdi.
Bencillik yaptı yani...
‘Cin olmadan adam çarpmaya çalışmak’ diye bir deyim vardır halk arasında.
Bu deyim genç arkadaşımız Fırat Birkan’ı tam anlamıyla ifade ediyor.
DOSTÇA KALIN...
