CHP’de başkanlık krizi devam ediyor.
Atatürk’ün partisi Zonguldak’ta başı kesik tavuk gibi.
Mevcut yönetim paramparça…
Deyim yerindeyse karar bile alamıyor.
Genel Merkez atama mı yapacak yoksa olağanüstü genel kurul mu belli değil.
Milletvekilleri suskun.
Gazeteci Akay Turhan adaylığını açıkladı.
Açıklamasında, partinin içinde bulunduğu durumdan çok, devletle kavga eden bir tarzı vardı.
Vali’ye, emniyet müdürüne sert göndermeler bulunan bir açıklama yaptı Sayın Turhan.
Oysa sorun devletin değil, partinin sorunu…
Vali ve emniyet müdürü üzerinden bir yere varılır mı?
Aslında bu Gazeteci Akay Turhan açıklamasında, devlete tepki göstererek CHP’nin Zonguldak’ta geldiği noktayı çok net gösteriyor.
Çalışmayan bir belediye, muhalefet yapamayan başsız bir yönetim vardı seçim sürecinde ve sonrasında.
Diğer taraftan, belediyenin eksiklerini sosyal medya üzerinden tatlı bir mizahla gündeme taşıyan bir emniyet müdürü, diğer yandan da belediyenin yıllardır göz yumduğu kaçak yapıları yıkan bir Vali.
Tabi Zonguldak ve özellikle CHP tabanı bu tarzda bürokratlara alışkın değil.
Kentin sokak çalgıcısından, sokak lambasına kadar kafa yoran, kentin ağaçlarını kireçleyip, kaldırımlarını boyayan bir emniyet müdürü görmedi Zonguldak.
Kentin işgal altındaki sahillerini kaçak yapılardan temizleyen, Gazipaşa’da tek başına yürüyüp, çay ocaklarında vatandaşlarla konuşan bir Vali de görmedi.
İşte CHP İl Başkanlığı’na adaylığını açıklayan meslektaşımız Sayın Akay Turhan bundan dolayı emniyet müdürü ve Vali üzerinden çıkmayı tercih etti.
Ama ne yazık ki yıllardır CHP iktidar olamadığı için bakanları, valileri, emniyet müdürlerini Ak Parti hükümeti belirlemişti.
Demokrasi böyle bir şey.
Sevgili meslektaşım açıklamasında, kendisi il başkanı olduğunda, ‘Vali halkın Valisi, emniyet müdürü halkın emniyet müdürü olacak’ diyor.
Geçmişte işkence yapan emniyet müdürleri gördük.
İşadamlarından haraç kesen müdürler gördük.
Hovardalık yapan, uçkuruna düşkün müdürler gördük.
Boş vaktini viski içerek, likör içerek geçiren emniyet müdürleri de gördük.
Ama börtü böcekten korumak için çınarları kireçleten, vatandaşlar takılıp kafasını, gözünü yarıyor diye kaldırım kenarlarındaki babaları boyatan, belediyenin yollarına refüj yapan, sokak çalgıcılarını kendine dert edinen, kentin izbe sokaklarını kente kazandırmak için çabalayan, yağmur yağacak diye halkı uyaran bir emniyet müdürü görmedik bugüne kadar.
İmar Affı arifesinde zenginin sahildeki villasını yıkan Vali de görmedik.
Korumasız, makam araçsız Gazipaşa’da gezen, esnafla oturup çay içen, sohbet eden, kentin vizyonunu değiştirecek projelere kafa yoran, liste yapıp istediğini işe almak varken, kura çeken, belediye başkanlarının yıllardır korkudan sesini çıkaramadığı işgallere son veren bir Vali de görmedik.
Halkın Valisi, halkın emniyet müdürü nasıl olunur bilmiyorum ama bu tarz bürokratlar pek de alışık olduğumuz tipler değiller.
İşte CHP’lilerin açmazı burada.
Vali çekekleri yıkıyor, sahildeki kaçak villaları yıkıyor, CHP’liler ses çıkaramıyor.
Çünkü yıkılanlar yasal değil, kaçak, işgal…
Peki, kim göz yumdu bu kaçak ve işgallere?
CHP’li Zonguldak Belediyesi.
CHP’liler çıkıp kaçak göçek, yasadışı yapılaşmayı savunacak değiller ya…
Diğer taraftan, emniyet müdürü belediyenin yetki ve hizmet alanında olan bir takım eylemlerde bulunuyor.
Ağaçları koruyor.
Kaldırımdaki babaları boyuyor.
İzbe sokakların duvarlarına resimler çizdiriyor.
Pazara gidip vatandaşın derdini dinliyor.
Horlanan, dışlanan sokak çalgıcılarıyla oturup sohbet ediyor.
Yollara refüj yapıyor.
’Kentin karanlık parklarını aydınlatalım’ diyor.
Tüm bunlar da belediyenin görevi.
Belediye vakit bulup, kafa yorup yapmıyor bu işleri.
Belediye CHP’de…
CHP’liler çıkıp ne diyebilirler ki?..
Adam emniyet müdürü ama bu işlere vakit bulup, kafa yorup, çözüm getirebiliyor.
Elbette ister Vali olsun, ister emniyet müdürü yanlışları cesurca dile getirebilmeliyiz.
Ama bazen hakkını da teslim etmek lazım.

Meslektaşımız Akay Turhan'a il başkanlığı adaylığı konusunda başarılar diliyorum.

DOSTÇA KALIN…