Dün bu köşeden bir değerlenme yaptık.

Durum tespiti ve temenni de bulunduk.

Ancak gelen bir yorumda anlıyoruz ki, siz ne derseniz deyin, her şey karşınızdakinin anlağı ve algıladığı kadar.

Nehmet Dökel, muhtemelen yanlış yazmış Mehmet sanırım.

Muhtemelen adı da çakma.

Ama önemli değil adı.

Yazdıklarımıza yaptığı yorum önemli.

Demiş ki yorumunda, “Ne oldu arkadaşlar isdediğiniz olmadımı bazı şikeler bozuldu mu ilk listeyi yapanların düzenimi bozuldu kırsaldan insanlar işe girecek diye rahatsız mı oldunuz Hamdi vekilimizi yedirmeyiz size burası Zonguldak oda Zonguldağın cocuğu o kadar..”

Bir dünkü yazdıklarımıza bakın, bir de o yoruma yorum yazan arkadaşımızın düşündüklerine…

Son 20 yılına tanıklık ettim bu kentin, 21.’ci yılını bilmiyorum.

Fakat hemen her iktidar döneminde yaşanmadı mı bu bürokratik krizler…

Dürüst, çalışkan bürokratların kafası ezilmedi mi?

İtaat etmeyen bürokratlarla kan uyuşmazlığı yaşanmadı mı?

İşe girecek garip gurebadan rüşvet alınmadı mı?

Çok af buyurun ama işe girecek kadınlar, bayanlar, anneler bazı siyasetçilerin yatağına girmek zorunda kaldı mı kalmadı?

Otobüs parasını borç alıp Ankara’ya giden, mağduriyetini Milletvekiline anlatan, bir umutla vekilden söz alıp türlü umutlarla Zonguldak’a dönen garibanın verdiği not kağıtları daha kapıyı kapatmadan buruşturulup çöp tenekesinde bitmedi mi?

Zonguldak’ın evladı, işsizi, çaresizi İşçi listelerinde adını ineğiyle, kolundaki bileziğiyle koydurmadı mı, dolandırılmadı?

Torpil, rüşvet, diyet ödetilmedi mi halka?

Neyin alınganlığı bu…

Kimin avukatlığı bu…

Biz diyoruz ki; Yeni dönemde yeni milletvekilleri geçmişten ders alsın.

Başı ezileceği ezsin.

Ama muhtaç Zonguldak evladından 10-15-20 bin lira rüşvet alınmasın.

Rüşvetle kimse bizim karşımıza çıkmasın.

Politikacılarımız; İnsanların midesini bulandıran, adalet ve merhamet duygularını yaralayan,

“Torpil yapıldı, rüşvet alındı” algısını yıkan, siyasetin acımasızlığına rağmen vatandaşının yanında duruş sergileyen dürüst, çalışkan bürokratın kurnazlıklarla ayağını kaydırmaya çalışmasın.

Sanırım dün anlatamadık, açıklayamadık!

Yenileyelim, netleştirelim o zaman.

Adı ister Polat Türkmen olsun…

İster Ahmet Çolakoğlu…

 Ya da Hamdi Uçar…

Ve ya AK Parti İl Başkanı Zeki Tosun…

Adı, kimliği, nüfuzu, gücü, makamı her neyse…

Her kimse…

Zonguldak yerine, ayak oyunlarına başlarsa, toprağa gömdüğümüz savaş baltalarını çıkarırız…

Çünkü, Zonguldak’ın kaybedecek vakti kalmadı artık…

Gemi su alıyor, hatta batıyor…