Ereğli Belediyesi’nin bir takım yasal olmayan uygulamaları, geçtiğimiz aylarda bir çok kez haber ve köşe yazılarımıza konu ettik.
Özellikle Sayıştay denetçilerinin tuttuğu raporları, belgeleriyle birlikte kamuoyu ile paylaştık.
Ardından imar konusunda yasaya aykırı uygulamaları da ada, parsel, pafta numarası vererek gündeme taşıdık.
Hatta yetmedi, sözkonusu haberlerle ilgili Ereğli Belediyesi’ne bizzat şahsım resmi yazı yazarak sorular sorup, cevaplar ve belgeler istedim.
Tarafıma verilen resmi belgelerin altında Başkan Yardımcısı Esra Alpago’nun imzası var.
İmar ile ilgili haberlerimize geçtiğimiz günlerde Mustafa Uysal da geniş yer verdi.
Savcıları göreve davet etti.
Belediyede memur, amir haksızlık, hukuksuzluk ve hatta yolsuzluk yapabilir.
Bu tür iddialar gündeme geldiğinde, belediye başkanı müdahale etmelidir.
Maşallah Başkan Hüseyin Uysal’ın böyle bir alışkanlığı yok.
Sen istediğin kadar yaz.
Adamın umurunda bile değil.
Vız gelip, tırıs gidiyor deyim yerindeyse…
Bugün şöyle bir araştırma yaptım.
Görevi kötüye kullanma suçu nedir?
Hangi koşullarda bu suç işlenmiş olur?
Cezası nedir?
Karşıma iki tane, ‘görevi kötüye kullanma suçu’ tanımı çıktı.
1- Kişilere Haksız Bir Menfaat Sağlayarak Görevi kötüye Kullanma Suçu.
2- Kamunun Zararına Sebebiyet Verme Nedeniyle Görevi Kötüye Kullanma Suçu.

Önce birinci suç tanımına uyan uygulama ile başlayalım işe;
Uzun Mehmet Mahallesi, 1297 ada içinde bulunan 21 ve 57 parsel sayılı taşınmazlar aynı kişiye ait ve o kişi bu iki parsel üzerinde bir proje için Ereğli Belediyesi’nden inşaat ruhsatı istiyor.
Ereğli Belediyesi bu ruhsatı 18.09.2017 tarih ve 184 sayı ile tadilat ruhsatı veriyor.
Verilen ruhsatta, sözkonusu inşaat projesinde 5 bodrum katın iskana dönük olduğunun da altı çiziliyor.
Belgenin altında Belediye Başkanı adına Belediye Başkan Yardımcısı Esra Alpago’nun imzası var.
İnşaat ruhsatı verildikten tam 5 ay sonra, sözkonusu taşınmazın sahipleri Ereğli Tapu Müdürlüğü’ne başvurarak iki ayrı parseli birleştiriyorlar.
Yani 1297 adada bulunan 21 ve 57 numaralı parseller birleştirilerek 61 numaralı parsele dönüştürülüyor.
İmar Kanunu, ‘aynı ada içinde bulunan iki parsel, aynı kişiye ait olsa dahi birleştirilmeden inşaat ruhsatı verilemez’ diyor.
Ama Ereğli belediyesi İmar Kanunu’nun bu hükmünü yok sayarak inşaat ruhsatını veriyor.
Peki, ne oluyor bu işin sonunda?
Taşınmaz sahibi bu sayede yaklaşık 40 daire kazanç elde etmiş oluyor.
Yani, ‘kişilere haksız menfaat sağlayarak görevi kötüye kullanma suçu’ işlenmiş oluyor.
Daha sonra şikayet üzerine sözkonusu projenin inşaat ruhsatı mahkeme kararı ile iptal edildi.
Bundan dolayı net bir şekilde yazıyorum.
Şimdi ikinci görevi kötüye kullanma suçu tanımına geçelim;
Neydi bu suç tanımı?
Kamunun Zararına Sebebiyet Verme Nedeniyle Görevi Kötüye Kullanma Suçu.
Sayıştay 2015 yılında Ereğli Belediyesi’nde denetimde buluyor.
Bu denetim neticesinde, Sayıştay denetmenleri sahilde yer alan Lal Kafe ve Kahverengi Kafe ile ofis yolunda bulunan diğer kafeteryaların, 10 yılı aşkın süredir ilgili kanuna göre ihaleye çıkarılmadan içinde bulunan işletmecilere kiraya verildiğini, bu durumun kanunlara ve ilgili yönetmeliklere aykırı olduğunu, bu işletmelerdeki kiracıların kiracı vasfını yitirerek, işgalci konumuna düştüklerini ve bu uygulamadan dolayı da kamunun zarara uğratıldığını rapor ediyor.
Sonuç olarak da Ereğli Belediyesi yetkililerine, sözkonusu işletmelerdeki kiracıların kira sözleşmelerinin derhal fesih edilerek, Kamu İhale Kanunu uyarınca ihaleye çıkılarak yeniden kiraya verilmeleri gerektiği önerisinde bulunuyor.
Burada ‘Kamunun zararına sebebiyet verme nedeniyle görevi kötüye kullanma suçu’ sözkonusu.
Aynı yerde bulunan Pastel Kafe kanun ve yönetmelikler çerçevesinde ihale edilerek kiraya verildi.
Aylık kirası yaklaşık 20 bin lira civarında.
Kanunlar çiğnenerek ihaleye çıkarılmadan 10 yılı aşkın süredir kira artışı yöntemiyle işletilen Lal ve Kahvereng kafeteryalarının kiraları ise yaklaşık olarak 6-7 bin lira civarında.
Kamunun uğratıldığı zarar net bir şekilde ortada.
Kaldı ki zarara uğratılan sadece Ereğli Belediyesi değil.
Milli Emlak Müdürlüğü de zarara uğratılıyor.
Çünkü asıl mülk sahibi Milli Emlak Müdürlüğü.
Bundan dolayı Milli Emlak Müdürlüğü yetkilileri de oluşan kamu zararında pay sahibidirler.
Biz gazeteci olarak, kamu yararı gözetip bu meseleleri gündeme taşıyoruz.
Fakat Cumhuriyet Savcıları bu durumdan pek de rahatsız değiller.
Kamunun zarara uğratılması sanırım savcılarımızın pek ilgisini çekmiyor.
buradan bir kez de ben savcılara seslenmek istiyorum.
Bu yazdıklarım aynı zamanda suç duyurusudur.
Duyurulur!..
Eğer bu duyurumuz da duyulmazsa yapacak tek şey kalıyor, kamu zararını engellemek için kendim bizzat Cumhuriyet Savcılığı’na gidip sözkonusu uygulamalarla kamuyu zarara uğratanlar hakkında suç duyurusunda bulunacağım.

DOSTÇA KALIN…

İLGİLİ SAYIŞTAY RAPORU:

İMAR İLE İLGİLİ BELGELER: