AK Parti Zonguldak Milletvekili Hamdi Uçar, Merkez İlçe Başkanı Mustafa Çağlayan’a yöneltilen bağış ve makbuzla ilgili sorulara net yanıtlar verdi.

Süreci başından bu yana net bir şekilde anlattı.

Eksiği var, fazlası yok!

Daha fazlasını biz biliyoruz.

Bahsedilen Almanlarla görüştük.

Asıl patron olarak tanıştırılan Alman bizden uzak tutulmuştu.

“Ona bir şey sormayın, söylemeyin. O bir şey bilmiyor” denmişti.

Türk yetkililerle konuşan diğer Alman’ın niyeti sonra ortaya çıktı.

Ve sonra duyduk ki, bizimle konuşan Alman şirketten atılmış.

Zonguldak’ta değil, İstanbul’da 3 milyon avro dolandırılmışlar.

Zonguldak’ta bir çok firma sahibi ile bir araya gelinmiş, anlaşmalar yapılmış.

İşten çıkarılan Alman, fabrika anlaşması yapmış mesela…

Patronuna “8 Milyon TL’ye anlaştım” demiş, Zonguldak’lı firmaya “Sana 3 Milyon TL veririz” demiş!

Sorun; Türk yetkililerle muhatap olan Alman yetkilideydi.

Kaldı ki, şirketin İstanbul’da dolandırılmasının ardından şirketten atılmış.

Aslında iki Alman arasında yaşanan dolandırıcılık hikayesinde, dolandıran tarafın patronuna hesap verememesi olayı.

Partiye bağış yapmak isteyenler Almanlar…

Bağış talebini de Milletvekili Hamdi Uçar’a söylemişler.

Hamdi Uçar’da yolunu, yöntemini söylemiş.

İl Başkanı Zeki Tosun’a bilgi vermiş.

Zeki Tosun’da Merkez İlçeye gönderilsin demiş.

Partinin Milletvekilinin, İl Başkanının haberinin olduğu bir bağış gerçekleşmiş.

Nereden geldiği belli, nereye harcandığı da belli.

Hamdi Uçar’ın ardından İl Başkanı Zeki Tosun’da tartışmalara son noktayı koydu.

“Kongre öncesi iftira atanları Allah’a havale ediyorum. Herkesin çoluk çocuğu  var” dedi.

***

Bu şehir böyle…

Bir Alman, Alman patronunu dolandırıyor.

Alman patron, o Alman’ı şirketinden atıyor.

Mustafa Çağlayan’da üzerine sıçrayanı temizlemeye çalışıyor.

Bu şehir böyle…

Milletvekilinden habersiz…

İl Başkanından habersiz…

Eren Holding’den 100 Bin dolar…

İl Genel Meclis Üyeliği sözü karşılığında 100 Bin lira Bayram’dan alır, bayram yapar, tilki gibi gezersin bu şehirde…

Sonra…

 “Onun açığı var, onu yazsanıza dersin”

O yanına geldiğinde, “Kardeşim” dersin…

Bu şehir böyle…

Pisliğin üzerinde oturanlar “Etraf p.k kokuyor diye” bağıranlardır hep