Yerel seçim takvimi kapsamında partilerin aday adayları sayısı her geçen gün artıyor.

Her dönem olduğu gibi bu dönem de Ak Parti’de, deyim yerinde ise aday furyası yaşanıyor.

Bir yanda açıkça aday adaylığı başvurusu yapanlar var.

Diğer yanda ise işini genel merkezden bağlamaya çalışanlar.

Eski milletvekillerinden Özcan Ulupınar bunlardan bir tanesi.

Ulupınar ile Özhaseki görüşmesi öncesinde bir yoğurt meselesi geldi gündeme.

Özhaseki, Ulupınar’ı görüşmeye çağırmış.

Bir de yoğurt istemiş…

Bunu nereden biliyoruz.

Ulupınar’dan…

Bazı siyasetçileri anlamak zor.

Özhaseki seni çağırmış.

Samimiyetine güvenip yoğurt da istemiş.

Bee adam, neden bunu kamuoyuna duyurma gereği hissediyorsun.

Al 7 bakraç yoğurdunu, git Özhaseki’nin yanına, bitir adaylık işini.

Hem kendini, hem de seni çağıranı komik duruma düşürme.

Bazı şeyleri siyasetçiler unutur.

Ama vatandaş da arşiv de unutmaz.

Milletvekili adayı olduğunda da gittin Almanya’ya…

Almanya’daki Zonguldaklıları görünce, ‘Zonguldak’ta kemençenin sesini keseceğim’ dedin.

Şimdi de, ‘Ben Yunan mıyım’ diye bağırıyorsun.

Şimdi sana sormazlar mı?

‘Sen Devreklisin, sen Türksün de, Zonguldak’ta yaşayan Trabzonlular, Rizeliler Yunan mı’ diye…

Senin Almanya’da bahsettiğin kemençe, Trabzonluları temsil ediyor.

Bugün senin mensubu olduğun partinin il başkanı Zeki Tosun Trabzonlu.

Milletvekili Polat Türkmen de Trabzonlu.

Bak görüyor musun yıllar önce ittiğin bir laf, bugün nasıl da çıkıyor önüne.

Onun için büyük laf etmemek lazım.

Ne demiş atalarımız; “Büyük lokma ye ama büyük laf etme…’
Atalarımız bir şey daha demiş; 'Söz ağızdan çıkana kadar senin esirindir, ağızdan çıktıktan sonra sen onun esiri olursun…'

DOST
İnsan hayatı kalabalıklar içinde geçer.

Eş, çocuk, akraba, dost, arkadaş, iş arkadaşı, komşu…

Bu kalabalıkları çoğaltabiliriz.

Birinci derece akrabalarımızı çıkardığımızda, sanırım o kalabalıklar içinde en değerli olan dostlarımızdır.

Az bulunur dost.

Bir yaşamda, belki bir elin parmakları kadardır.

Onun için, ‘dost acı söyler’ denmiştir.

Ondandır dost kazığı unutulmaz.

Onun içindir ki insanlar edindikleri evcil hayvanlara çoğunlukla dost adını koyarlar.

Ama kimileri dost kelimesinden çok rahatsız olurlar.

Çünkü dostluk nedir bilmezler.

Çünkü dostları yoktur.

Onun için anlayamazlar dost kelimesinin anlamını.

Ondandır bu tür insanların köpekten korkmaları.

Bırakın sevmeyi, havlamasından bile rahatsız olurlar.

Başını okşamaya bile korkarlar, ısıracak diye.

Çünkü dostun anlamını bilmeyenler art niyetlidirler.

Çünkü onlar hep ısırmayı bilirler.

Ondandır ısırılmaktan korkmaları.

Kimilerine göre, Vali’nin geride bıraktığı havlayan bir köpekten ibarettir.

Dostun anlamını bilenlere göre de o havlayan bir köpekten ibaret değil, bir dost emanetidir.

Bu arada Vali’nin köpeğinin adı DOST

DOSTÇA KALIN…