Hani bir süre yazmamayım şu Zangoçu diyorum ama milletin aklıyla oynayınca dayanamıyorum.

Belediyenin resmi sosyal paylaşım sitesinde; “Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan ile Kilimli Belediye Başkanı Kamil Altun deprem bölgesine giderek incelemede bulundular” diyor!

Hangi sıfatla oraya gidip “incelemede” bulunmuşlar acaba!

24 Ocak’tan buyana 26 gün geçti, akılları neredeymiş?

“Giderken ne götürmüşler, bir derde deva olmuşlar mı acaba” diye de soracağım ama…

Kendi makamına gelip evinde bir ekmeğin dahi olmadığını söyleyen bir kadını kovan, “Partiye git orada derdini anlat” diyen merhametsiz, kibir abidesine neyi soralım?

Ana arterlerin dışında 9 aydır hiçbir şey yapmadan hükümetin Lavvar ve Sahil Projesi’ni yapmasını bekleyen Ömer Selim Alan, bostandaki karpuz gibi yattığı yerden büyümeye çalışıyor.

Milletvekili Hamdi Uçar ile birlikte AK Parti Merkez İlçe Başkanı Mustafa Çağlayan’ı görevden aldırmak için Ankara’da çalmadık kapı bırakmayan Tilki Selim’in deprem bölgesinde, seçildiği günden buyana hiçbir varlık gösterememiş, iki çukuru doldurmaktan aciz kalmış, Hamdi ağabeyinin kafesinde yedek oyuncu konu mankeni Kamil Altun’la ucuz şov yaptığını düşünmüyorum elbette.

Selim Alan bu?

Üst düzey AK Parti yetkilileri ve Bakanlar deprem bölgesinde.

Ya sırnaşmaya gitmiştir ya da şikayete…

Gelince, yakaladığı bir bakanla çektirdiği fotoğrafı basına servis edip, “Zonguldak’ın sorunlarını konuştuk” derse de hiç şaşırmayacağım…

Seçimde vaatleri, seçildikten sonra da makamda ve dışarda tespih sallamaya devam…

Mahalle yanıyor, bizimkiler saçını tarıyor…

Asgari ücretli çalışan sayısının az olduğu Zonguldak’ta kriz her geçen gün derinleşiyor.

Kaçak maden ocaklarında çalışan onlarca insanın işsizlik sorunu artık herkesin yüzüne çarpıyor.

Yıllar önce emekliler kenti oluyoruz diyorduk, artık emeklilerde bu pahalılıktan, kentin viraneliğinden şehirden göç ediyor.

Şehirde beyaz yakalılar kalmak istemiyor.

Hala batmamış olan iş adamları, esnaflar usul usul kenti terk ediyor.

Sorunlarıyla birlikte iki tünel arasına sıkışmış…

Yolu olmayan…

Denizine girilmeyen…

Çukurları dolmayan…

Kaldırımı olmayan…

Çeşmesinden çamur akan…

İstihdam alanları açılmayan zavallı bir kent olmanın çaresizliğini yaşıyoruz.

Öyle ki, günlerdir öğrencilerin Madenci Anıtı’nda eylem yaptığı, yetkili, etkili herkesin seyrettiği zavallı bir şehir…

İktidar Milletvekilleri yakın, dost ve akrabalarını utanmadan, sıkılmadan işe yerleştiriyor.

Enerjilerini teşkilatları görevden aldırmak için sarf ediyorlar.

Bu gün AK Parti Milletvekili Hamdi Uçar’ın İl Özel İdare Genel Sekreteri’nin belirlenmesi için bir açıklaması vardı.

“İsimi belirledik, Bakana dosya olarak verdik” diyor!

Siyasi baskılarla emekli ettirdiği Genel Sekterlik makamı için hassasiyete bakar mısınız?

Zonguldak’ın hangi sorunu dosya konulmuş, bakana verilmiş!

Zonguldak’ın onca sorunu varken, Belediye Başkanı Ömer Selim Alan, deprem bölgesinde “incelemelerde” bulunmuş!

Kilimli’yi çamur götürüyor, mahalle yanarken saçını tarayan Belediye Başkanı Kamil Altun, Selim Alan’la poz vermiş!

Diğeri, AK Parti Milletvekili Ahmet Çolakoğlu çok daha büyük bir iş yapmış.

Çaycuma İlçe yönetimi ve Kadın Kolları’nı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yan yana getirmiş, fotoğraf çektirmiş!

O fotoğrafa kafa uzatmış!

Mahalle yanıyor, bizimkiler saçını tarıyor…

Allah yardımcımız olsun…

Şiddet yanlısı Bülent Kantarcı!

Dün bu köşede;

Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı demişken, bir süredir onunla ilgili dosya hazırlıyorum.

Araştırıyorum, dinliyorum, belge bekliyorum.

Eşine şiddet uyguladığı için mahkemelik olan CHP’li Bülent Kantarcı’nın sümenaltı edilen dosyalarını yayına hazırlamaya çalışıyorum.

Bekletilen suç dosyaları…

İktidar milletvekili ile ilişkileri…

Yeni Belediye Binası ihaleleri…

Uygulanan mobing nedeniyle istifa eden Fen İşleri Müdürü…

Biraz daha zaman alacak.

Dedik ya…

Bülent Kantarcı yazının hemen ardından adımızın Vikipedi’deki anlamını paylaşmış…

Bunların çapı-çupu bu kadar…

Kendi karısını darp raporu alacak ve mahkemelik olacak kadar döven kişilik bozukluğu olan birinden farklı bir bakış açısı beklemiyorduk zaten…