Vali Ahmet Çınar gazetecilerle bir araya geldi.

Gündem, yeni projeler.

Sunum yapıldı, projeler anlatıldı.

Elbette en çok merak edilen sahil projesiydi.

Ama projeler çoğunlukla turizm altyapısıyla ilgili projelerdi.

Zonguldak’ta, Akdeniz ve Ege’de olduğu gibi deniz turizmi yok.

Kültür ve kongre turizmi de yok.

Geriye doğa turizmi kalıyor.

Vali Ahmet Çınar da turizm yatırımlarını doğa ve mağara turizmi üzerine şekillendirmiş.

Kandille, Gümeli, Filyos, Gökçebey…

Projeler il coğrafyasına eşit ve güzel bir şekilde serpiştirilmiş.

Zonguldak’ın doğası bakir.

Ormanları zengin.

Keşfedilmiş, keşfedilmemiş onlarca mağarası var.

Şelalelerimiz var.

Çamuru kara, denizi kara, kömürü kara…

Ama doğası yemyeşil bir şehrimiz var.

Dört yanı saklı cennetlerle dolu.

Bu cennet köşelerini kentin lehine kullanmak çok mantıklı ve yerinde bir yaklaşım.

Vali Ahmet Çınar da bunun farkında olduğunu, ortaya koyduğu projelerle gösterdi.

Vali Bey, çekeklerle ilgili de çarpıcı açıklamalarda bulundu.

‘İşgale, yasal olmayan yapılaşmaya, babamın oğlu olsa izin vermem’ diyerek kestirip attı.

Diğer taraftan, limanın ve Fevkani Köprüsü’nün kaldırılması gerektiğinin altını çizdi.

Radikal ama bir o kadar da mantıklı fikirler ortaya attı Vali Çınar.

Aslında gerçekleşen uygulamalar, yapılan projeler ve ortaya atılan fikirler de gösteriyor ki yapılmak istenen kente yeni bir vizyon kazandırmak.

Bunun için de öncelikle yapılması gereken, kentte oluşan zihniyeti yıkmak.

Aslında yıkılan kaçak villalar ve çekekler değil.

Yıkılan, bu kentte bugüne kadar oluşmuş zihniyet.

Yılların oluşturduğu zihniyeti yıkmak kolay bir iş değil.

Bu basın toplantısı bize gösterdi ki Vali Çınar, valisi olduğu kent için kafa yoruyor.

Bir taraftan yasalar çerçevesinde yıkarken, diğer yandan daha iyisini yapmanın, kente daha güzel alanlar kazandırmanın çabası içinde.

Sadece projeleri değil, fikirlerini de tartışmaya açıyor.

Limanın ve Fevkani Köprüsü’nün kaldırılması, marina yapılması, kente balıkçı hali kazandırılması gibi…

Bir valinin fikirlerini tartışmaya açmasına alışkın değiliz.

Proje sunumunda fikir paylaşmak, fikir tartışmak yerinde bir politika.

Ayrıca belki de ilk kez Zonguldak’ta bu kadar geniş kapsamlı bir şekilde turizm konuşuluyor ve tartışılıyor.

Aslında tartışılmaktan öte yatırımlar hayata geçiriliyor.

Bu projelerin bir özelliği de popülist olmaması.

Kısa vadede uygulanabilir, bütçeleri düşük ve kente ilerleyen süreçte hem vizyon hem de ekonomik katkı sağlayacak projeler olması.

Bu turizm atağına katkı sağlayacak asıl proje ise Vali Çınar’ın da dile getirdiği yat limanı projesidir.

İstanbul’da ve körfezde bulunan tüm yat limanları kapasitesini doldurmuş durumda.

Yat limanları bulunduğu kente ciddi ekonomik katkı sağlayan işletmeler.

Ayrıca Karadeniz yat turizmi açısından oldukça bakir durumda.

Zonguldak’a yapılacak bir yat limanı, hem kente ekonomik katkı sağlayacak, hem yat turizminin Karadeniz sularına açılmasını sağlayacak, hem de Vali Çınar’ın hayata geçirmeye çalıştığı turizm yatırımlarının daha da anlamlı kılacaktır.

Yani sizin anlayacağınız Zonguldak’a yat limanı şart.

DOSTÇA KALIN…