Selçuk KOÇAKLI: Sizi madenci, Sendikacı kimliğinizin dışında iş adamı ve girişimci olarak biliyoruz. Tayfun Demir’i sizden dinleyebilir miyiz?

Tayfun DEMİR: 18 Mart 1965 yılında Zonguldak’ta doğdum. İlkokulu Rüzgarlımeşe, Orta öğrenimimi Merkez Ortaokulunda, Liseyi de dışarıdan tamamladım. 5 Nisan kararlarından sonra yeniden Zonguldak’a döndüm. Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) hazırlık işçisi olarak işe başladım. İşimi sevdim, sahiplendim. TTK’ya girdikten sonra Zonguldak da birkaç işyeri kurdum. Günde 18 saat çalışıyor ancak 6 saat dinlenebiliyordum. Resmen zamanla yarışıyordum.  Biz çalışmayı seven insanlarız. Zonguldak deyince mutlu olan insanlarız. Çanakkale, Balıkesir ve İzmir de işletmecilik yaptım. Zonguldaklı olmanın ayrıcalığını ve farkındalığını bilen insanlardık. Zonguldak’ın dışında mutlu olan insanlar değildik. Ülkemizde ayrıcalığı olan, fikir, düşünce kültürel anlam ışık tutan bir kenttik. Biz mutlu bir kenttik. Bugün üzülerek söylüyoruz ki; Gökyüzü aydınlandığında aydınlanan, karardığında da karamsarlığa bürünen bir toplum olduk.

Selçuk KOÇAKLI: Mutsuz bir toplum olmamızın nedeni nedir sizce?

Tayfun DEMİR: İnsanın kendisini aşmasıyla ilgili bir durum aynı zamanda. Ben mutluyum, Zonguldak’ı da çok seviyorum. Ama bu insanlara mutluluğu aşılayacak kimse yok. Çünkü, İnsanları kandıran her insan mutsuzdur. Çünkü İnsanlar adına hiçbir şey yapmayan insanda mutsuzdur ve çevresine de mutsuzluk yayar. Çünkü, fazla alıp az vermeye alışmış insan topluluğu mutsuzdur.

Selçuk KOÇAKLI: Karadeniz kökenli olmanız nedeniyle işyerinde, Sendikacılık hayatınız da sıkıntı yaşadınız mı?

Tayfun DEMİR: Seçim dönemlerinde o yapı ile karşımıza çıkmak isteyenler oldu. Fakat gördüğünüz gibi işçi arkadaşlarımız bizi Üzülmez Şube Başkanlığına layık gördü. Yani o yapı ile karşımıza çıkmaya çalışanlara, arkadaşlarımız gerekli cevabı vermiş oldu. Ben göremiyorum ama baktığınız zaman Zonguldak da herkes kendine göre lider. Zonguldak da önce Zonguldaklılık bilincini oluşturmamız gerekiyor. Bir olmadan hiçbir şey olma şansımız olmaz. Armudun sapıyla üzümün çöpüyle uğraşırsak olmaz. Zonguldak için örgütlenip Zonguldak için lobi oluşturmalıyız.

Selçuk KOÇAKLI: Bundan sonraki hedefiniz nedir?

Tayfun DEMİR: Biz öncelikle Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) olarak iyi bir yönetim oluşturmak istiyoruz. 4 Yıl boyunca iki Toplu Sözleşme süreci geçirdik. Ülkemizin içinden geçtiği durumu da göz ardı etmemeliyiz. Hepimizin hedefi öncelikle milli bir duruş sergileyerek ülkemiz adına, ülkemizin yararına tavır takınmaktır.

Zonguldak’ta ne sanayi, ne de ekonomi var, bizi bu hallere getiren, bugüne kadar siyasetin ve sivil toplum örgütlerinin  veya da bölgemizin okumuşları, işçisinden memurundan, sınıfsal mücadelenin içerisinde olan insanlarımızın veya da örnek yerli yabancı gibi  ayrışmaların bu kente hiç fayda sağlamadığını  hepimiz görüyoruz.  Biz talibiz. Biz neye talibiz; Zonguldak’ta üretmeye, yönetmeye, Zonguldak’ın sanayileşmesine ve ekonomisini düzeltmeye. Rödövansından tutunda, sınıfsal örgütlenmeye ve Zonguldak lobisi oluşturmaya, göçü durdurabilme adına çözüm üretebiliriz.

Selçuk KOÇAKLI: Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanlığı’na aday olmayı düşünüyor musunuz?

Tayfun DEMİR:  Öncelikle Taban seçimini almamız lazım. Arkadaşlarımız bizi nerede görmek isterse biz orada oluruz. Bir yerlere talip olan insanlar yaptıklarını konuşmaktan ziyade yapamadıklarını sorgularsa şayet Zonguldak hak ettiği yere gelebilir.

Şimdi bakıyorsunuz mevcut yönetimlerde denenmiş arkadaşlar, muhasebesini bile tutamayan, bırakın kenti, TTK’nın sıkıntılarını kendi sıkıntısını bile aşamayacak arkadaşlar bugün yönetimlere talip oluyor. Yönetim kademeleri bakkal dükkanı değil ki…

Bizim yapmak istediğimiz yönetim, hem ülkemizde, hem Zonguldak da örgütlenmesini hak ettiği gibi yapmak. Bu örgütlenme olacaksa öncelikle Zonguldak olarak örgütlenme sağlanmalı, aynı zamanda lobi çalışmalarını da yapmak zorundadır. Biz henüz lobi yapmadan abi arıyoruz. Kimse kusura bakmasın ama aklın okulu yok.

Selçuk KOÇAKLI: Önceki yıllarda GMİS’in kent üzerinde bir ağırlığı vardı. Sorunları bilen ve gündeme taşıyan bir sendikacılıktan kendi kabuğuna çekilmiş bir sendikacılık olduğunu görüyoruz.

Tayfun DEMİR:  Bu sorunun cevabını muhatabı olan arkadaşlar verirlerse daha iyi olur.

Selçuk KOÇAKLI: TTK’nın kurtuluş reçetesini birkaç cümle ile özetleyebilir miyiz?

Tayfun DEMİR:  Çalışan arkadaşlarımız öncelikle çalışacaklar, herkes işine sahip çıkacak. Siyaset biraz daha elini TTK’dan çekecek. CEO’nuz çok önemli. TTK’yı kar-zarar hanesine çekerseniz büyük bir hata yaparsınız. Üretim istiyorsanız üretim odaklı karar alacaksınız. Kömür tumbasını araba tamirhanesi yaparsanız, 6 Kartiyeden 2 kartiyeye düşerseniz üretsen bile ürettiğin kömürün nakliyesini yapamazsın.

Sayın Cumhurbaşkanımızın verdiği bin 500 işçi sözü son 3 yıldır verdiğimiz emekli arkadaşlarımızın yerine gelecek sayıdır. Yarın bize üretimi soracaklar. “İşçi aldık ama üretimi artıramadınız” sorusunu bize sormaya hakları yok.

Selçuk KOÇAKLI: Siyasete girmeyi düşünüyor musunuz?

Tayfun DEMİR:  Biz zaten siyasetin içerisinde olan insanlarız. Fakat Zonguldak da lider yok. Zonguldak’a hayat verecek, lobi çalışmasını yapacak, sorunlara çözüm üretecek siyaset yok Zonguldak da. Biz üretmeye, kentin sorunlarını, ekonomik olarak canlanmaya, lobi ve örgütlenme olarak çözmeye talibiz.

Editör: TE Bilisim