Efendim, kendilerini namus abideleri zanneden zevat var.

Eşini, bir otelde basan, yıllarca o adama şantaj yapanlar konuşuyor.

Başka bir adama aşık olduğu için eşini psikiyatri servisinde yatıranlar da namuslu…

Eşini, iş arkadaşıyla paylaşma fantezisi yaşayanlar da konuşuyor…

O taraf susuyor, bu taraf konuşuyor…

Ah Mustafa ah…

Yanındaki elemanla yıllarca dost hayatı yaşayan, düğünün de nikah şahitliği yapanlar da konuşuyor…

Topluma karşı ayıp olmasın diye nikahlı yaşayıp karı-koca ayrı hayatlar yaşayanlar da konuşuyor…

Eş değiştirme partilerine katılanlar da konuşuyor…

Erkek arkadaşı ile yatan erkeklerde konuşuyor…

Erkek elemanına sarkan patronlarda konuşuyor.

Gey barlarında dayak yiyenlerde konuşuyor…

“Ben kadın olsaydım herkese verir, herkesi de haraca bağlardım” diyen zevatta konuşuyor…

Zaten bu işleri seviyorlar…

Bu tip insanların ağzından seks, grup seks, vibratör, mastürbasyon eksik olmuyor…

Kendi fantezileri, nasıl isterlerse öyle yaşasınlar…

Cinsel tercihleri yüzünden, gördükleri tüm kadınları kendilerine rakip görme modası da başka bir hastalık tabi…

Kendi yaşadığı ahlaksız hayatı herkesin yaşadığı paranoyasıyla tatmin olan ruh hastasıdır.

Hastanede tedavi görmeyi de red ediyorlar…

Arka dingillerde hep sorun oluyor zaten…

Sanayiye gidip ayar yaptırmak lazım…

Acılık da olur, Üzülmez de…

*

Şantajcı, şantajcı ile oturur, Devletle değil…

Bir süredir Zonguldak’ın bağırsaklarını söktürüyoruz ya…

Hakkımızda olmadık, ipe sapa gelmez tevziratlar dönüyor…

Her gün başka bir şey duyuyorum…

Canı yananlar her gün birini arattırıyor..

Şantajcıları da dışarda başka şeyler üflüyor…

Kim ne dedi, neyi üfürdü hepsinden haberim var…

Ama buradan tekrar söylüyorum, hiç biriniz amacınıza ulaşamayacaksınız…

İftiracı köpeğinize aşı yaptırın…

İyice saçmalattırdınız köpeğinizi…

İpini tutun bence…

O saçmaladıkça, saçmalar size gelir…

Naylon faturalarla iş tutan, Amerika’da el pençe duran FETÖ itirafçısı, arkadaşlarını, başkanları ganbazlayan muhbir, eşinin sevgilisine senet imzalattıran şantajcı olduğunu unutma…

Sen, bizimle oturamazsın.

Devlet’le de oturamazsın…

Şantajcı, şantajcı ile oturur…

İkinizde birbirinize yakışıyorsunuz…

Öyle devam edin…

Bizi rahatsız etmeyin…

*

İş adamına şantaj nasıl yapılır?

Filyos Belediye Başkanı Ömer Ünal’ın şirazesi kaydı…

Çaycuma’da, önceki Kaymakam tarafından açılan soruşturma davaya dönmüştü.

‘Kamuyu zarara uğratmak ve 4 milyon zimmet’le yargılanıyordu.

Beraat etmek amacıyla bilirkişiye 100 Bin TL rüşvet vererek yargıyı yanılttığı iddia edildi.

Biz de gündeme taşıdık.

Finansal destek verdiği belt altı yazılarına meraklı ünlü Ali Rıza, rüşveti soracağına bize bel altı saldırmaya başladı.

Yetmedi, bu haberlerin arkasında Filyos Ateş Tuğla Fabrikası sahiplerinin olduğu yalanları ile günlerce kamuoyunu meşgul etti.

Yok efendim, “Damadın kayınpederin de para çok”

Vay efendim, iş adamı bize gazete kuracakmış…

Ali Rıza’yı bitirmek için talimat almışız.

Gazetecilerle organizasyon yapmışız vs.. vs..

Bu işlerin arkasında Demir ailesi varmış…

Devlet ona sormuş, o da Devlete anlatmış…

*

O iftira attıkça, güldük…

Yıllardır yalanları doğru gibi anlatıp iftira atmaya o kadar alışmış ki, karşısına dikilince iyice paranoyaya bağladı…

Ben hala gülüyorum…

Eminim kamuoyu da gülüyor…

Haberin arkasındaki isim Zonguldak’ta bir çok okul yaptırmış, yüzlerce öğrenciye burs vermiş, Eğitim gönüllüsü Rıfat Güpgüpoğlu’nun oğlu Galip Serkan Güpgüpoğlu Çaycuma Adliyesi’ne giderek ifade verdi.

Ömer Ünal büyük şok yaşadı…

Finansal destek alan Ali Rıza’nın kıyameti koptu…

Ee ne oldu şimdi?

Bu yalanları da Ali Rıza’nın heybesine koyacağız…

Asıl yangın Ömer Ünal’da…

Ömer Ünal, Galip Güpgüpoğlu’na geri adım attırmak için en büyük silahını kullandı.

İmar rantı sağladığı Zonguldakspor Kulübü eski Başkanı İsmail Recai Şanlı’yı aracı olarak gönderdi.

Bakın tek tek anlatıyorum…

Sıkılmak yok, olayları, gelişmeleri bilin…

Galip Güpgüpoğlu, uzlaşmaya yanaşmayınca Filyos’ta yaptığı Otel inşaatı ile tehdit edilmeye başlandı.

Bir nevi şantaj bu…

İfadeyi geri çekmezse Otel inşaatının mühürleneceği tehdidi ile karşı karşıya…

İnşaatta kusur ararsanız bulursunuz zaten.

Diyelim ki, Otel inşaatında yanlış işler var, projeye aykırılık var.

O zaman sormazlar mı adama; “Bu güne kadar neyi bekledin? Niye bekledin?” diye…

Zekai Bükrü’nün inşaatlarını, son aldığı kat karşılığı ihaleyi…

Müteahhit İsmail Recai Şanlı’nın yaptığı inşaatlarda ki projeleri, yeşil alanları, proje tadilatı yapılmadan yapılan işleri…

SİT alanı içinde bulunan Balık Lokantalarını…

Belediyeden kiralanan kafeteryaların metrekarelerini…

Bungalov evlerin hangi usule göre yapıldığını…

Bence Devlet, bir an önce yetkililerini Filyos’a göndersin…

Önce yer altında yatan tarihi mirası kimlerin çıkardığını araştırsın, sonra imar rantlarına baksın…

Gökçebey’i de unutmasın…

Kim köylülere dağları kazdırıyorsa farklı kimlik adı altında definecilik yapıyorsa Devlet, ters kelepçe ile cezalandırsın…