Siyaset

Ar, haya kalmamış…

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Zonguldak örgütünün tanınan isimlerinden Ahmet Özger, Merkez İlçe Kongresi mahalle delege seçimlerine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.

CHP Zonguldak örgütünde 23-24 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirilecek delege seçimlerini düşüncelerini ifade eden partili Özger, oğlu ve yeğenini Zonguldak Belediyesi’ne işe aldıran Halil Furat ile Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem’i net mesajlarla eleştiride bulundu.

İşte Ahmet Özger’in o paylaşımı;

Öyle günlerden geçiyoruz ki; sinirden gülmekle, acıdan ağlamanın bile ne anlama geldiğini ayırt edemiyoruz artık..

İster istemez geçmişe dönük anılar canlanıyor insanın gözünde...

Bir de günümüzde yaşananlar...

Ömrümüzün yarım asırdan fazla bölümü bu mücadelenin içinde geçti...

Bir gün bile siyasette yükselmek, bir yerlere baş olmak aklımızın ucundan dahi geçmedi...

Bırakın İl-İlçe Başkanlığı, Belediye Başkanlığını hayal etmeyi;

Delege seçilip Yönetimlere girmemizi bile bir lütuf olarak görürlerdi...

Bilgimiz mi eksikti?

Cesaretimiz mi yoktu?

Utanç duyacağımız bir yaşamımız mı vardı?

Haksız kazanç mı elde ediyorduk?

Anlayıp, anlatabilme özürlü müydük?

Tipimiz mi elvermiyordu yoksa?

Hiçbiri, hiçbiri değildi...

Tek suçumuz(!) Sosyalist kimliğimizdi...

Her yerde, her koşulda sırtımız sıvazlanır, "siz çok değerli insanlarsınız" gibi cilalı sözlerle gönlümüz alınmaya çalışılırdı ama,,,

"gerisini sen anla" demeye getirirlerdi...

Oysa bizim ne bu iltifatlara ihtiyacımız vardı,

ne de gerçek niyetlerini görmeyecek kadar aptal, çapsız insanlardık...

Biliyorduk zaten hakkımızda ne düşündüklerini:

Onlara göre marjinaldik...

Dinsizdik...

Komünisttik...

Toplum bizi kabullenemezdi(!)

"Hani siz Lâiktiniz?" Sorusunu bile sor(a)mazdık...

Çünkü görüyorduk ki anlatsak bile anlamazlar, ya da anlamak istemezlerdi...

O kapasite bile yoktu çoğunda...

Bizim tek derdimiz, toplumun bu saçmalıkları anlayabilecek noktaya gelmesi için "her şeye rağmen" mücadele vermekti...

Ömrümüz öyle de heba olup, geçip gitti...

Acı acı gülmelerimizin nedeni tam da budur işte...

*

Uzaktan da olsa içim burkularak takip ediyorum 22 yıl önce ayrıldığım, sevdalısı olduğum Zonguldak'ımı...

Görüyorum ki bir arpa boyu yol alınmamış...

Zeķalarıyla değil, paralarıyla siyasete yön vermeye çalışanlar yine iş başında...

Ar, haya kalmamış...

Bizi içlerine almaya utananlar(!)

Ayyuka çıkan rezilliklerine rağmen, hâlâ siyaseti dizayn etmek gibi bir ayıba düşmekten zerre utanç duymuyorlar...

Aynaya da bakmıyorlar hiç...

Bunların bir çoğu "Partili" olmanın kaymağını da yemiştir...

Kimi vekil olmuştur, kimi İl Başkanı...

Hele biri var ki;

Eline "Cin Ali" kitabını versen, oku bunu ve özetini çıkar desen beceremez...

Ama her türlü cinliğe kafası basar...

İl Başkanı bile olabilmiş, hâttâ Milletvekilliğine bile göz dikebilmiştir...

Partinin tüm olanaklarından faydalanıp, şehrin göbeğindeki İş Merkezinin, kafasına göre yenilenmesini yaptırabilmiştir...

Onca varlığına rağmen çocuğunu, yakınlarını Belediye'ye işe aldırmada utanılacak bir durum görmemistir...

Ama Partililer, hâlâ şunu diyebilmektedir:

"O aile, eskiden beri çok iyi Partililerdir"

Onlara her şey hakmış gibi sanki...

Yiyor ama çalışıyor demenin başka versiyonu...

"Erdemli" Belediyecilik sözüyle koltuğa oturanlar da, bu işlerin "Erdemlerine" halel getireceğini hiç akıl etmemiştir...

Çünkü, "al takke, ver külah" ilişkisi ta başından böyle kurulmuştur...

Kaçışı yoktur. Göbekten bağlıdır...

Dün, birbirlerinin sırtına basarak İlçe Başkanı olmayı başaran "Çalışkan Başkan (!)" da,

mevzu koltuk olduğunda çok kolay ittifakları değiştirebilmiştir...

Hem de ne değiştirme!

"Azdan az gider, çoktan çok!" diyebilecek kadar mafyavari sözler ederek, meydan okuyarak...

*

Sözün özü, bunların derdi Sn. Özgür Özel'in derdiyle aynı dert değildir...

İdeoloji, Altı Ok, ilkeler umurlarında bile değildir...

Bunlar köşelerine çekilmeden, Partiden ellerini çekmeden bu Parti temizlenemez...

*

Özgür Beyin yapmaya çalıştığı tam da budur:

Partiyi eğitimli, bilinçli, yürekli, memleket meselelerini kendi ikballerinin önünde tutan, mümkün olduğunca genç, isimleri kirlenmemiş kadrolara teslim etmek,

Kılıçdaroğlu'nun kalıntılarını Parti Yönetimlerinden temizlenmesini gerçekleştirmektir asıl amacı...

Yerel seçimlerde elde ettiği başarının temel nedeni de bu olmuştur...

İşte bu düşüncelerle;

Zonguldak Delege Seçimlerinde Olcay Can kardeşimizin listesini destekliyor, başarılı olmasını diliyorum...

Kendisini, Gençlik Kolları Başkanlığı yaptığı dönemden beri tanırım...

Kavganın içinden yetişmiştir...

Gençtir. Gözü karadır...

En büyük şansı;

Zonguldak'ın "Demokrasi mücadelesinde tertemiz bir isim bırakan, Ali Kaya abimizin yanında yetişmiş, ondan çok şey öğrenmiş olmasıdır...

Sosyalist kimliğiyle öne çıkan abilerinin siyasi terbiyesinden etkilenmiştir...

Umuyorum ki;

Birikiminlerinin olumlu yanlarını mücadelesine yansıtır, bu sorumluluk bilinciyle davranır ve kendisine güvenenleri mahcup etmez...

Olcay kardeşim ve onu destekleyen yol arkadaşları başarmak zorundadır...