Zonguldak Belediye Başkanı Dr. Ömer Selim Alan’ın bir yıllı doluyor.

Bu bir yıl içinde karnesinin pek de iyi olmadığını söylersek yanlış söylemiş olmayız.

Başkan Alan, her şeyden önce “Gönül Belediyeciliği”ni  becerememiştir.

Aldığı bir çok kararın arkasında duramamış, Belediye içinde yaptığı görev değişikliği ile şeffaf bir yönetimden ziyade arkadaş topluluğu kurarak şüpheleri üzerine çekmiştir.

Vatandaşlara, muhtarlara takındığı ukala, kibirli tavrı söylemeye gerek var mı bilmiyorum.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kibir abidesi Belediye Başkanlarını istemiyoruz” sözlerini boşa çıkarmak için elinden geleni yaptı.

Seçimden önce kin ve nefret besleği Zonguldak AK Parti teşkilatı ile Belediye Başkanlığı sıfatını alır almaz kavgaya tutuşmuş, Genel Merkez’e giderek ilk şikayet yapıp haklılık payesini alma kurnazlığı içine girmiş olması da rast gele bir durum değil.

Kurnazlık diyorum çünkü, teşkilatın Belediye Başkanlığı üzerindeki otokontrolü ancak Genel Merkeze şikayet ederek by-pass edebilirdi.

Kaldı ki, başardı da!

Partiye hesap verme, Partinin hesap sorma hakkını elinden almış, seçildiği partiye karşı tüm sorumlulukları üzerinden atmış oldu.

Yapılacak ihalelerde, hayata geçirilmesi vaat edilen projelerde, işe alımlarda vs. kendisini ikaz edecek, ‘dur’ diyecek parti otokontrol mekanizması egale etmiş oldu.

O nedenle Selim Alan, AK Parti Milletvekili Hamdi Uçar’ın kafeteryasındaki yuvarlak masada alınan kararları bir bir uyguluyor.

Sırf Cumhurbaşkanına şirinlik olsun diye ergenler gibi “Reisçiyim” diyen Selim Alan, reisin sendelemesi halinde gemiyi ilk terk edecekler arasında uzun boyu ile herkesten önce kaçar!

Tıpkı, izah edemediği pek çok konuda ya Kıbrıs’a, ya da Ankara’ya kaçtığı gibi…

Peki, 19 Mart tarihinde yapılacak Kırat Güntepe Mezarlık ihalesini Selim Alan açıklayabilecek mi?

Aslına bakarsanız açıklanabilecek bir ihale değil!

Bu kez Fizan’a gidip gelse yine açıklayamaz!

Bile bile lades, bile bile ihale suçu işleniyor.

“Belediye’nin tek kuruşunu yedirmeyeceğim” diyordu Selim Alan…

Bu güne kadar pek çok hata yaptı.

Seçimi aldığı arkadaşlarına ihanet etti.

Belediye Meclis Üyesi arkadaşları ile ters düştü.

Vatandaşın antipatisini kazandı.

İmar rantı kurnazlıkları yaptı.

Ancak ihale yolsuzluğuna bildiğim kadarıyla bulaşmadı.

Fakat Kırat Mezarlık ihalesi Başkan Alan’ın sonunun başlangıcı olacak bir ihale!

Parti otokontrolünü by-pass eden genç arkadaşımızı, Zonguldak Belediyesi’ni zarara uğrattığı gerekçesi ile Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılananlara karşı kamuoyu adına biz uyarmış olalım.

Ve ikmal ihalesi yerine ‘Yapım ihalesi’ olarak ihale kanununa göre suç olan Mezarlık ihalesinin iptal edilip edilmeyeceğine bakalım.

Bir genelev sahibi, bir imam ve cemaat!

Küçük kasabanın birinde, bir caminin tam karşısında arazisi olan adam,
arazisi üzerine bir genelev inşa etmeye başlamış.
İmam ve cemaat buna şiddetle itiraz etmişler, ancak mal sahibinin kendi
arazisi üzerine nasıl bir iş yeri açacağına da yasal olarak karşı
çıkamamışlar.

Tüm cemaatin tek yapabildiği şey, imamın öncülüğünde bu
genelev için her gün beddua etmekten öteye geçememiş.
İnşaat ilerlemiş ve açılışına birkaç gün kala her nasılsa şiddetli bir
yıldırım düşmesi sonucu genelev yerle bir olmuş.
Caminin cemaati bu olaydan duydukları büyük memnuniyeti saklamaya gerek
görmemişler,
ancak genelev sahibi adam, cami imamının ve cemaatin direkt veya indirekt
olarak bu hasardan sorumlu oldukları iddiası ile camiye karşı tazminat davası
açmış.
Cami imamı ve cemaat, savcılığa verdikleri savunmalarında bu konuda herhangi
bir şekilde sorumlu tutulmalarına şiddetle itiraz etmişler,
Bu olayın kendi dualarından dolayı meydana gelmiş olabileceği iddiasını da
kabul etmemişler.
Gerekli tüm belgeler tamamlanıp mahkemeye günü geldiğinde hakim dosyayı
dikkatle incelemiş ve taraflara dönüp:
"Bu konuda nasıl bir hüküm verebileceğimi bilmiyorum," demiş.
....Ancak dosyadaki tutanaklara bakarsak ortada tuhaf bir durum var.
Taraflardan birisi duanın gücüne inanan bir genelev sahibi,
diğeri ise duanın gücüne kesinlikle inanmayan bir imam ve cemaati...!"

Nefis bir anekdot…

Üzerine alınan alınsın!