Koskoca TTK Genel Müdürü, aldığı kararın, yaptırdığı tabelanın arkasında duramıyor.

Bir astırıyor, ertesi gün söktürüyor…

Anaokulu sanki…

Alkolden ehliyeti alınan şoförüne, arkadaşlarına, sendikasındaki yöneticilere iltimas gösteren, kurumun imkanlarını arkadaşlarına kullandıran Sayın Genel Müdür, Liman arkasına astırdığı tabelayı kaldırdığını açıkladı!

Neymiş efendim; Tabela yanlış yere asılmış, asıl niyetleri balıkçıları uyarmakmış…

Açıklaması oldukça komik, “Bizim talimatımızı arkadaşlar yanlış anlamış tünele kadar koymuşlar tabelaları ben kaldırttım. Burası kabul görmüş bir yürüyüş yolu artık. Ama körfez yolu yürüyüş yolu değil vatandaş giderken adam düştü bu memlekette herkes her şey için dava açıyor”

Vatandaşı düşündüklerinden değil, dava açılmasından korktuklarından tabelayı asmışlar.

Kamuoyundan tepki alınca aldıkları kararın arkasında duramamışlar…

Yaptığı işin arkasında duramayan bir Genel Müdür’e TTK’yı teslim etmişiz…

TTK Genel müdürlüğü değil, desinler müdürlüğü sanki….

Değil TTK, üç tane koyunu versen kaybederler…

Kendini ele vermeyen FETÖ’cüler…

Dün bu köşeden FETÖ’cülerin her yerde, hatta gözümüzün önünde diye yazmıştık.

Hiç durmuyorlar, hala çalışıyorlar…

Bir anda yargıda karşımıza çıkıyorlar, bir an siyasette, ticarette…

Zonguldak’ın Emniyeti, İstihbaratı hepimizin seceresini biliyor…

Yani; kim FETÖ’cü, kim ne halt ediyor her şeyi biliyor Devletimiz…

Biz sabredemiyoruz ama Devlet bazen bekler, bekler, bekler…

Bizim sabrımız taşar ama Devlet bekler…

Unuttuğumuz bir zamanda Devlet gereğini yapar…

O yüzden Devlet 18 yaşında diyoruz…

Bir okurumuz yorumunda demiş ki;

17/25 Aralık öncesi FETÖ toplantılarında bu seçimlerde oylarımızı HDP’ye vereceğiz diyen bürokratlar nasıl kurtuldularsa hala bürokrasinin içinde.

Neden mi çünkü onlarla beraber olup yakalananlar ilişkilerinin devam etmesi adına onları ele vermediler. FETÖ kriptocuları ile yeniden dirilme mücadelesinde. Devletimizin çok ciddi bir hassasiyetle bu konuların üzerine gitmesi gerekir. Soruyorum FETÖ’den yakalananların bir kısmı tutuklandı. Bir kısmi yurt dışına kaçtı. Peki kendini ele vermeyen ve haklarında resmi bir delil bulunamayan FETÖ’cüler nerede? Öldüler mi, tabii ki hayır.

Gerçekten kriptocular, kendilerini ele vermeyen ve haklarında resmi bir delil bulunmayan FETÖ’cüler hala aramızda dolaşıyor.

Biraz zaman alacak, canımızı yakacaklar ama eninde sonunda bunların da kökünün kazınacağına inanıyorum.

Terör fitnesine ve paralel artıklara peşkeş çekilmeyecek güçtedir Türkiye…

Ve öyle de kalacaktır…

İlelebet payidar kalacaktır…

2020’ye damgasını vuran iki kadın...

Aslında her yıl geleneksel olarak o yılın haberlerinde öne çıkanlar okurun dikkatine sunulur.

Dolaysıyla kamuoyunun, halkın en çok hangi konuları dikkate aldığını da tespit etmiş oluyoruz.

Okunma oranları Türk halkının en çok ilgi duyduğu konuları, toplumsal ve kültürel seviyesini de ortaya çıkarıyor aslında.

Kozlu Belediyesi’nde yolsuzluk dediğimizde okunma oranı 3 ila 4 bin arası oluyor….

71 Yaşındaki dedenin sekreteri ile olan yasak ilişkisi 20 ile 25 bin arası okunuyor…

Hayat kadını, Başkana kredi çektirdi, şantaj yaptı deseniz siteniz kilitleniyor…

Mesela Zonguldak gerçeğini büyük bir cesaretle gündeme taşıyan CHP Kadın Kolları Başkanı Avukat Merve Kır, aile içi ensest ilişkileri gündeme getirdiğinde de çok okunuyor.

Fakat enteresan…

Çoluk çocuğuna cinsel istismarda bulunan alçakları gündeme getirdiğinizde kıyamet kopuyor!

Yapana değil, konuşana tepki gösteriyoruz…

Adımız kirleniyor diye bağıranlar, madenci üzerinden kredi çekip insanları icraya sürükleyen alçakların sesi daha gür çıkıyor.

Hiç birimiz cesaret edip, bu kadın doğru söylüyor, o çocuklar için ne yapabiliriz diyemedik.

Ben de dahil…

Yıllar önce Zonguldak’la ilgili bir istatistik vardı.

Ensest ilişkilerde Bartın, Sinop ve Zonguldak vardı.

Öncelikli sorun o masum çocukların aile içinde yaşadıkları cinsel şiddetti.

İkincisi…

“Benim kim olduğumu biliyor musun, bilsen ayaklarımı yalarsın” diyen baldız gibi zihniyetlerdi.

Bence 2020 yılında Zonguldak’a damgasını vuran iki olay, iki haber vardı.

Birincisi Merve Kır’ın kimsenin dillendirmeye cesaret edemediği o çocukların aile içinde yaşadığı cinsel istismardı.

İkincisi…

Zonguldak Belediye Başkanı Ö. Selim Alan’ın baldızının trafikte tartıştığı bir kişiye, Başkanın eşinin bile kullanmaya utanç duyacağı  “Benim kim olduğumu bilsen, ayaklarımı yalardın” sözü oldu.

Merve Kır tarihe Zonguldak’ın gerçeklerini bağırarak geçti…

Başkan Selim Alan ise baldızı ile…