Ne olduysa 10 Aralık tarihinde oldu!

Ereğli’de gece saat 23.00’de başlayan ve sabah saatlerine kadar süren “Tehlikeli” hava ölçümleri şikayetlere konu oldu.

CİMER’e, BİMER’e ve Zonguldak Valiliği’ne şikayetler iletildi.

Ertesi gün, yani 11 Aralık tarihinde, geriye dönük verilere bakıldığında 10 Aralık tarihli “Tehlikeli” veriler gitmiş, yerine “temiz” gelmiş…

Bir sonraki gün Zonguldak Valiliği, habere yazılı açıklama;

Hava kalitesi izleme istasyonunda yapılan bakım işlemlerine bağlı olarak teknik bir sebepten dolayı yüksek ölçüldü”

Yani; “Hava kalite sınır değerleri aşılmadı…”

Aşılmamış!

Peki sonra ne oldu?

11 Aralık 2020 tarihinden sonra Ereğli’nin havası hep “yeşil” oldu.

Ancak verilerde partikül oranları hiç gösterilmedi!

Tarihler 19 Aralık 2020’yi gösterdiğinde, ulusal hava kalitesi izleme ağı verilerinde Ereğli’yi sildiler!

Yani artık Ereğli hava ölçüm istasyonu artık yok!

Cuma, Cumartesi ve Pazar gününden itibaren ‘Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı’nda Ereğli ve Zonguldak artık hiç yok!

Denizin mavisi!

Ormanın yeşili!

Güneşin sarısı!

Fabrikaların, elektrik santrallerinin bacaları!

Türkiye’nin en kirli havasını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yok etti!

Yeni tip denetim mekanizesi böyle…

Halk bilmezse çevre, hava kirliliği de yok!

Nasıl?
Böyle daha iyi değil mi?

ERDEMİR borsada kazansın…

Elektrik santralleri kazansın…

Sanayi kentinden, ölüm kentine…

Biraz eskilere gidelim mi?

DSP-MHP hükümeti kaosa gidiyordu, ekonomik ve siyasal krizleri yaşadığımız dönemde AK Parti hükümetine sarıldık.

2003-2005 Yılları arasında Zonguldak için en önemli Bakanlıktan biri olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, kentimize gelmişti.

“Zonguldak’ı enerji üssü yapacağız” demişti…

Biz enerji üssü derken, ölmeden göçü tersine döndürecek yatırımlar zannediyorduk.

Ancak kulislerde Zonguldak’ta 12 elektrik santralinden söz ediliyordu.

Yıllar sonra kentte 7 adet elektrik santrali yapıldı.

Uzun Mehmet Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nden sonra çocuk onkolojisinin de açılacağını nerden bilebilirdik!

Sonra tarihler 2006 yılını gösterdi.

Yine Enerji Bakanı Hilmi Güler kente gelmiş, ve “Can alan metan gazı artık hayat verecek” demişti…

Yerli kaynaklara ağırlık vereceklerini söylüyordu…

Hepimiz manşet atarken, Kolombia’dan ithal kömüre ağırlık verileceğini nereden bilebilirdik!

Zonguldak’ta o beğenmediğimiz, eleştirdiğimiz yerel rödövans işletmecilerin toplamda 4-5 bin insana iş, aş verenleri bir gün mumla arayacağımızı kestirememiştik!

Ve o tarihlerde Filyos Projesi, hep bir daha ki seçime kalandı…

Yıllar sonra alt yapı çalışmaları başladı…

Koskoca sanayi kentinden Filyos Projesi’ne uzanan 18 yıllık umudumuzu da Tosyalı Holding’e verdik!

Daha biz, Filyos sahilini ve Çaycuma OSB’yi Kayserili Güpgüpoğlu’ndan kurtaramamışken, TOSYALI Holding geldi!

O mu bize geldi, biz mi ona geldik, 4-5 yıl öğreniriz inşallah!

Oğlum Temel…

Dursun Amerika'da çalışıyor. Arıyor Trabzon'dan Temel'i, diyor ki:

- Oğlum Temel bak, Amerika'ya gel, buranın taşı toprağı altın, çok iş var, çok zengin memleket!

Temel düşünüyor, taşınıyor, gitmeye karar veriyor.

Uçaktan iniyor, hava alanında çıkışta bir bakıyor yerde 100 dolar var. Tam almak için eğiliyor, sonra vazgeçiyor ve içinden diyor ki:

- Yahu ilk günden çalışmaya mı başlanır!