Gündem Ereğli Devlet Hastanesi'nde yaşandığı öne sürülen medikal yolsuzluğu ile çalkalanıyor.
Eleştirilerin ve iddiaların hedefinde ise Ereğli Devlet Hastanesi Müdürü Ercan Yirmibeşçik yer alıyor.
Sadece medikal malzeme yolsuzluğu iddiaları değil, gelen ihbar ve yorumlara bakılırsa doktorundan hemşiresine, teknik servisinden hastane personeline kadar top yekün bir devlet hastanesi müdür Ercan Yirmibeşçik'e isyan bayrağı açmış durumda.
Sözkonusu devletin sağlık personelleri...
Sözkonusu kamunun zarara uğratılması...
Sözkonusu medikal malzeme yolsuzluğu...
Sağlık Müdürü sessizliğini koruyor.
Hastane Başhekimi sessizliğini koruyor.
'Açılan bir soruşturma var mı' bilmiyoruz.
'Devletin ve bakanlığın denetim mekanizmaları harekete geçti mi' bilmiyoruz.
Geçmiş yıllarda da Zonguldak'ta büyük medikal yolsuzlukları ortaya atılmış, büyük bir operasyonla bu yolsuzlukların önü alınmıştı.
Yakın zamanda ise Ereğli Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nde bir takım hukuksuz işlemler yaşanmış, açılan soruşturma ve müfettiş incelemeleri neticesinde başhekim görevden alınarak, memuriyetten men edilmişti.
Ama Ereğli Devlet Hastanesi’ndeki iddialar ile ilgili, hastane yönetimi ve Zonguldak İl Sağlık Müdürlüğü tarafından nasıl bir süreç yürütüldüğünü henüz bilmiyoruz.
Aslında bu tür iddiaların ardından kamuoyundaki merakı gidermek, devletin varlığını hissettirmek için dahi olsa, İl Sağlık Müdürlüğü kamuoyunu bilgilendirmek gibi bir sorumluluk taşıyor.
Aslında tüm devlet kurumlarının böyle bir sorumluluğu var.
Ama maalesef birçok kurum bu sorumluluktan kaçınıyor.
Bürokratlar sustukça, iddialar başka bir boyut kazanıyor.
Bürokratların bu sessizliği beraberinde, 'siyasi koruma' iddialarını getiriyor.
Bu durum iddianın muhattaplarını, ilgili kurumu ve siyasetçileri zan altında bırakıyor maalesef.
Hal böyle olunca, Ereğli Devlet Hastenesi hakkındaki iddialar sonrası ilgili kurum bürokratlarının sessizliği akıllara, 'iddiaların odağındaki müdür veya medikal firmaları bazı siyasetçiler tarafından korunuyor mu' sorusunu getiriyor.
Çünkü, sağlık müdürünü iktidarın yereldeki siyasetçileri belirliyor.
Hangi hastaneye, kimin başhekim olacağına siyasetçiler karar veriyor.
Hangi hastaneye, kimin müdür olacağına dahi iktidar partisinin il, ilçe başkanları ve milletvekilleri karar veriyor.
Kamudaki bu sistem onlarca yıldır böyle işliyor.
İşin içine siyaset ve kayırma girince de genellikle liyakat kelimesi anlamını yitiriyor.
Tüm kamu yöneticileri için liyakatsız diyemeyiz tabi ki. Ama sorun yaşanan, yolsuzluk yapılan, iş barışı bozulan kamu kurumlarına baktığımızda liyatkatsiz yöneticilerle karşılaşıyoruz.
Uzun lafın kısası, Ereğli Devlet Hastenesi'nde ciddi bir sorunla karşı karşıyayız.
Biz iddiaları gündeme taşıdık ve gündemde tutmaya devam edeceğiz.
Yaptığımız haber ve yayınladığımız makalelerin altında onlarca ihbar niteliği taşıyan, hastanedeki durumu anlatan okur yorumları tüm çıplaklığıyla ortada.
Şimdi, top Zonguldak İl Sağlık Müdürlüğü'nde.
İl Sağlık Müdürlüğü bir an evvel çıkıp bu iddialar ile ilgili ne gibi bir süreç isleteceğini veya işlettiği niye kamuoyu ile paylaşarak, devletin varlığını hissettirmeli.
Diğer taraftan da Ereğli Devlet Hastanesi başta olmak üzere tüm kamu hastanelerindeki medikal malzeme alımları da mercek altına alınarak, incelenmeli, olası kamu zararının bir an önce önüne geçilmeli.
Yetkili kurum bu incelemeleri yapar veya yapmaz, ama biz bu medikal malzeme alımlarını incelemeye devam edeceğiz.
Ayrıca, bir müdür çıkıp koskoca bir hastanede doktoru, hemşiresi ve tüm sağlık personelini bu kadar çileden çıkarıyorsa, buna göz yumulamaz, sesiz kalınmaz ve görmezden gelinemez.
Pandemi dönemini hatırlayın lütfen.
Daha dün gibi gözümüzün önünde, sağlık personelinin gece-gündüz demeden vermiş olduğu o mücadeleyi unutmayın.