Partinin İlçe Örgütü binasında gerçekleşen söyleşide Gazeteci Yazar Altan Akçakese ve Ecrin Çobanoğlu’nun sorularını yanıtlayan Ertuğrul, Türkiye ekonomisinde bir gidişatın değil aslında yokuş aşağıya bir yuvarlanma olduğunu iddia ederek; “Çok sıkıntılı bir süreç yaşıyoruz.”, dedi. Mevcut iktidarın, hiçbir zaman üretim üzerine bir politika gütmediğini, ağırlıklı olarak elindeki mevcut varlıkların satışına yönelerek bunlardan elde edilen paraları da yandaşlara dağıttığını ifade eden CHP İlçe Başkanı, ülkenin bir beton yuvası haline geldiğini, ekonominin de bu eksen üzerine yürümeye çalıştığını söyledi. AK Parti iktidarın, Cumhuriyet’in seksen yıllık kazanımlarının üzerine oturduğunu iddialarına ekleyen Ertuğrul; “Bu kazanımları da çok rahat ve fütursuzca elden çıkardılar. Kamuya ait yapılar, tesisler ve kurumlar, bedellerinin çok altında özelleştirildi.”, dedi. Ekonominin bu şekilde yürüyemeyeceğinin belli olduğunu, ekonominin kötüye gittiğini kendilerinin de yıllardır anlattıklarını belirten CHP İlçe Başkanı Eylem Ertuğrul sözlerini şu cümlelerle sürdürdü:

“TAKKE DÜŞTÜ, KEL GÖRÜNDÜ!”

“Ekonomiden anlayan ve yandaş olmayan herkes aynı tespitlerde bulunuyordu. Aslında iktidar, mevcut sistemde biraz daha ilerleyebileceğini düşünüyordu. Pandemi koşulları da bunun biraz hızlanmasına vesile oldu. Artık takke düştü, kel göründü. Ülkenin bu şekilde yönetilemediği, ekonominin bu şekilde gitmediği artık herkesin malumu. Bunu inkar etmek zaten yüzsüzlüğe girecek. O yüzden iktidarın da böyle bir şey yapma şansı yok. Bununla ilgili bir çözüm de sunamıyorlar; çünkü çözüm sunabilmeleri için, başta tek adam rejimi olmak üzere, yaptıkları her şeyi yıkmaları lazım. Tek adam rejimine girildikten sonra ekonomik darboğaz daha da genişledi. Ülkenin bütün kurumları, mahkemeler başta olmak üzere, tek bir insana bağlandı. Dünya, böyle bir sistemi güvenilir görmediği için kabul etmedi. Bu sistemde sıcak para bulmakta zorlanıyorsunuz. Sat, sat, sat… nereye kadar?”

Ekonominin durumu ile ilgili yöneltilen sorulara yanıt veren Cumhuriyet Halk Partisi Karadeniz Ereğli İlçe Başkanı Eylem Ertuğrul, ülkenin geldiği noktanın çok üzücü ve artık beslenmenin dahi problem olduğuna vurgu yaparak fakir ve belli bir geçim seviyesinin altında olan insanların gıdaya ulaşamaz olduğunu, diğer insanların da alım gücünün ciddi derecede düştüğünü kaydetti. “Bunu kimse inkar edemez. Paramız tam anlamıyla pul olmuş durumda; tarihin en düşük seviyesine geldi. Rezil olduk. O yüzden de iktidar ekonomik sıkıntını varlığını kabul etmek zorunda kaldı.”, diyen Ertuğrul, şimdiye kadar konunun çarpıtılarak ve ekonomiden uzaklaştırılarak idare edilmeye çalışıldığını ve her türlü polemik konusunun öne sürüldüğünü söyledi. Ertuğrul şu görüşleri de paylaştı:

“KARAKIŞ BİZİ BEKLİYOR!”

“Muhalefet liderlerine hakaretler edildi. Ülkenin başındaki kişi de ekonomist olduğunu iddia etti. İşte geldiğimiz sonuç maalesef bu. Bence daha da dibi görmemiş durumdayız; çünkü kış dönemine giriyoruz. Ciddi zamlar kapıda. Akaryakıtta ciddi bir zam bekleniyor. ÖTV’yi azalta azalta zamları vatandaşa yansıtmamaya çalıştılar. Ama para devletin cebinden çıktı. Sürekli vergi kaybı yaşandı. Şu an Türkiye, Avrupa’da, akaryakıttan en az vergi toplayan ülke aslında. Çünkü üzerine biraz daha vergi koysa alım gücü iyice düşecek. Daha fazla oranda vergi toplayamayacak. Bu sebeple de ciddi ölçüde ve çığ gibi zamlar geliyor. Markete bir kere gidin; aldığınız bir ürünü başka bir gün aynı fiyata almanız mümkün değil. Çok üzücü. Bu kış gerçekten çok zor geçecek. Gerçek bir karakış yaşayacağız. Ekonomik sıkıntılar toplumun her kademesine dokunmaya başladı. Çözüm yolu da bu sistemde mümkün değil.”

“ÇOK DAHA BÜYÜK BİR EKONOMİK KRİZ BİZİ BEKLİYOR.”

“Kaçınılmaz son yaklaşıyor. Kaçınılmaz sondan kastım şu: çok daha büyük bir ekonomi kriz… Sadece paramızın değer kaybetmesinden bahsetmiyorum; insanların gıdaya ulaşamamasından, temel ihtiyaçlarını giderememesinden bahsediyorum. Şu an böyle bir kesim zaten var. İşsizlik oranları da gittikçe artıyor. Enflasyon artıyor. Kısa bir süre sonra mecburen faiz oranlarını düşürme kararı alacaklar. Dolarda tekrar bir sıçrama meydana gelecek. Bu işin nereye gideceğini kendileri de bilmiyor. Doların bu denli yükselmesinin sebebi de sistem. Tek adam rejiminin getirdiği bir sonuç bu.”

Pandeminin sadece Türkiye’de değil tüm dünyada bir krize neden olduğunu hatırlatan CHP İlçe Başkanı Eylem Ertuğrul, Türkiye’deki krizin ise pandemiye bağlanamayacağını, Türkiye’nin probleminin yönetim biçimi olduğunu iddia etti. “Siz bütün kurumları tek bir insana bağladınız. Sizin ülkenize insanlar güvenmiyor ki. Mahkemeleriniz bile talimat almadan hiçbir şey yapamıyor. Savcılarınız talimat almadan hiçbir soruşturma yapamıyor. Yaptığınız yatırımın bile hiçbir şekilde güvencesi yok. Bu ülkeye nasıl sıcak para gelsin? Bu da inanılmaz biçimde işleri kötüye götürmeye başladı. Daha da kötüye gitmeye devam ediyor. O yüzden de iktidar, bu kötü gidişatı kabul etmek zorunda. Çünkü artık sıcak para bulma şansları yok. Sizin ülkenize artık kimse yatırım yapmıyor.”, dedi. Devleti yönetenlerin dövizi baskı altında tutmak için Hazine’de ne kadar döviz varsa bozdurduğunu ve ülkenin 128 milyar dolar açık verdiğini ve paranın kaybolduğunu belirten Ertuğrul sözlerini şu cümlelerle sürdürdü:

“ÇARE GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM.”

“Geldiğimiz nokta bu. Bu durumu hızlı bir şekilde düzeltmemiz lazım. Bu sebeple de tekrar güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönmemiz gerekiyor. Bu gerçeği de tüm AK Parti kadroları görüyor. Bundan herkes emin olsun. Mevcut olan durumun daha da kötüye gideceğini da kabul etmek zorundalar.

Mağdur edebiyatını artık kimse yemez. Çünkü yaklaşık üç yıldır bütün yetki Sayın Cumhurbaşkanı’nda. İstediğiniz kanunu çıkarıyorsunuz; ülkenin kaynaklarını istediğiniz şekilde yönlendiriyorsunuz. İstediğiniz kurumlara ve şirketlere kaynak aktarabiliyorsunuz. İstediğiniz yatırımları yapabiliyorsunuz. Burada tüm sorumlu sizsiniz. Dış politikamız bile aynı; ülkede istikrar adına hiçbir şey yok ki. Ülkede istikrar olarak kabul edilebilecek tek şey, ülkeyi yöneten kişinin aynı olması; ama sonuçlar hepsi fiyasko. Neye başlandıysa fiyasko. Sıkıştıkça doğalgaz rezervleri buluyorsunuz(!) ama ortada hiçbir şey yok.  Mavi Vatan, dediniz; geri adım attınız. Kıbrıs’ta, Suriye’de, Libya’da ne yaptığınız belli değil; ne yapacağınız da belli değil. Çok sıkışmış durumdasınız. Bunların Amerika ile ilişkileri ortada… Siz ise bir yandan Rusya ile iyi olmak zorundasınız. Amerika ile de çok kötüsünüz. İktidar da bilmiyor dış politikada ne yapacağını. Sonuç işte bu. Böyle bir ülkeye kimse yatırım da getirmek istemiyor. İş yine ekonomiye gelip dayanıyor. Türkiye ekonomisi maalesef tepetaklak yuvarlanmaya devam ediyor. Bunu önlemenin tek yolu da sıkça ifade ettiğimiz gibi, acil bir şekilde genel seçime gidilmesi. Başka türlü istikrar sağlanamaz.

*

Dünya eskisi gibi değil. Bıraksınlar Almanya’da şöyle, Amerika’da böyle, demeyi. Hepimizin diğer ülkelerde akrabalarımız, tanıdıklarımız var. Pandemi sürecinde kimin ne kadar yardım aldığını, aşıların hangi şartlarda yapıldığını biliyoruz. Hepsini gözlemliyoruz. Tamam; pandemi dünyada bir ekonomik kriz yarattı; ama bu kriz bizdeki kadar etkili olmadı. En azından biz bir konuda avantajlıyız; hiç değilse çelik işiyle uğraşanlar bu ülkede para kazandı. Çin’deki üretimin bizim ülkemize kayması ciddi bir lokomotif oldu. Fakat siz iktidar olarak temel gıda maddelerini bile ithal eder hale geldiniz. Meksika’da üretilen ama Önce Vatan markasıyla satılan nohutları yiyoruz. Böyle bir şey olabilir mi? Türkiye, tarımsal üretim bakımından kendine yeten yedi ülkeden biriydi. Bütün kararlar yanlış; doğru bir şey bulamıyoruz. Tarım giderleri dehşet verici biçimde yükseldi. Gübre ve zirai ilaç fiyatlarında bile dehşet fiyat artışları oldu. Yakıt ve işçi giderleri… En ucuz maliyet giderlerinde bile yüzde 60 dolayında artışlar oldu. Çiftçi tarımla niye uğraşsın? Para kazanma şansı yok. Tam tersi, daha çok zarar edecek. Devam etmek istedikçe daha kötü batacak. Sanki her şeyi düzeltmişler gibi; ‘Fiyatları marketler yükseltti.’, demeye başladılar. Bunları kimse yemiyor. Evet; bu ülkede daha önce kuyruklar oldu. Niye oldu peki? Bunu, o zamanın şartlarına göre değerlendirmek lazım. Şimdi ortada savaş yok; o yok, bu yok… Tarihin en güçlü ekonomisiyiz, diye iddia ediyorsunuz. Ama halka patates satıyorsunuz, salatalık satıyorsunuz. Daha neler satacaksınız; göreceğiz. İnsanlara, elli sene önce, altmış sene olanları anlatıyorsunuz; merak etmeyin, genç insanları bunları bugün yaşayarak görüyorlar ve bunu da sandıkta değerlendirecekler.”

Editör: TE Bilisim