Fener semtinin rezerv alan yapılacağı yönünde iddiaları içeren bir yapmıştım.
Yetkililerden, konunun muhataplarından resmi bir açıklama gelmese de bakanlığın böyle bir çalışmanın içinde olduğu fakat Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Zonguldak İl Müdürlüğü'nün, Fener'in SİT alanı olduğu için rezerv alan yapılamayacağı yönünde bakanlığa yazı yazdığı bilgisine ulaştım.
Tabi bakanlık, il müdürlüğünün yazısını ne kadar dikkate alır bilinmez.
'Fener semti SİT alanı olduğu için teknik olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı'na verilebilir mi' sorusunun cevabını da açıkçası bilmiyorum.
Zonguldakspor'un eski yönetim binasının bulunduğu arazi bir şekilde Mal Müdürlüğü'nün eline geçmiş, sonrasında da Kültür Müdürlüğü'ne verilmiş veya satılmıştı.
Bu örneğe baktığımızda, kurumlar arasında her şeyin mümkün olabildiği gerçeğiyle yüzleşiyoruz.
Tabi yaptığımız haberin ardından çeşitli bilgiler ve iddialar da kulağımıza çalındı.
Çok uçuk iddialar da var bize ulaşan. Uçuk ama düşünüldüğünde imkansız da değil. İş işten geçmeden uçuk-kaçık da olsa bu iddialar dillendirilmeye, tarihe not düşmeye değer.
Çünkü iddiaları ciddiye almayan, iddia sahiplerini muhatap kabul etmeyen bir bürokrasi yapısına sahibiz.
Hal böyle olunca bize de yazmak, kamuoyunu haberdar etmek, elimizde iddiadan öteye gitmeyen bilgiler de olsa paylaşmak düşüyor. Çünkü doğruya ulaşmanın başka bir yolu yok.
Neyse, uçuk olan ama imkansız olmayan iddia o ki;
"Fener semti SİT alanı olması dolayısıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı'na verilecek. Bakanlık da Fener semtinin tarihi ve kültürel doğasını bozmadan bu alanları halkın hizmetine sunmak için restorasyon projesi hazırlayacak. Fakat bakanlık, restorasyon projesini Yap-İşlet modeliyle özel sektöre verecek."
Buraya kadar uçuk-kaçık olan bir durum yok. İddianın uçuk-kaçık tarafı ise bakanlığın bu proje kapsamında Fener semtini Eren Holding'e verileceğinin ileri sürülmesi.
Bakalım bekleyip göreceğiz, bu sadece uçuk-kaçık bir iddiadan mı ibaret, yoksa gerçekten böyle bir düşünce var mı?
Bazen bişeyler bir anda olabiliyor.
Tıpkı Erdemir içindeki arazilerin rezerv alan ilan edildiği gibi.
Tıpkı Erdemir'in Özel Endüstri Bölgesi ilan edilmesi gibi.
Tıpkı Eren Enerji'nin Özel Endüstri Bölgesi ilan edilmesi gibi.
Kenti doğrudan ilgilendiren bu meseleler kamuoyu önünde tartışılmadığı gibi sesiz sedasız, pat diye hayata geçiriliyor.
Tartışma, eleştirme, fikir belirtme fırsatı dahi sunulmuyor.
Mesela Özel Endüstri Bölgesi ilan edilen Eren Enerji'nin, 'ormanla problemi var mı, yol sorunu var mı?'
Bakın Zonguldak'ın kömürünü kullanacak diye açıldı Eren Enerji Termik Santrali. Yaktığı kömürün ne kadarını Zonguldak'tan alıyor?
Bir de ithal kömüre verilen teşvik, yerel kömüre verilen teşvikten daha yüksek olduğunu düşünürsek.
Gerçi bu da Zonguldak Milletvekili Ahmet Çolakoğlu'nun taşkömürü sektörüne attığı büyük bir kazık. (Çolakoğlu meselesini başka bir yazıda işlemek lazım.)
Fener semti Zonguldak'ın gözbebeği, orada kocaman bir tarih var bize miras bırakılan. Onun için önemsiyorum ve endişelerimi kamuoyu ile paylaşıyorum.
Amacım sermaye düşmanlığı yapmak da değil. Ama Erdemir gibi, Eren Enerji gibi, AYDEM Enerji gibi Özel sektör kuruluşları, bizim havamızı, suyumuzu, doğamızı kirletiyorsa, bu yöreye ve insanına karşı daha sorumlu olmak zorundalar.
Erdemir'in, Eren'in, AYDEM'in havaya saldıkları partikülleri biz soluyorsak, sorgulama hakkımız da var diye düşünüyorum.
Uzun ve önemli bir konu bu, onun için işlemeye, kaygılarımı dile getirmeye devam edeceğim.