Ne zaman saçmalamaktan vazgeçeceksin bilmiyorum.

Bir gazeteci, başka bir gazeteci hakkındaki koruma kararının kaldırılması için Vali’ye şantaj yapamaz” demişsin…

Hani Osman’a diyordun ya, “Tekerlek kafalı, sibop” diye…

Ben ne diyorum, sen ne anlıyorsun!

Devlet koruması altında, kadınlara “Or…” diyorsun ya…

Devlet Koruması altında, erkek meslektaşlarına “Acılık çocuğu” diyorsun ya…

Devlet koruması altında, kadınlara “Milletin yatağından çıkın” diyorsun ya…

Devlet Koruması altında, “O yazıyı çeksin, yoksa kirli çamaşırlarınızı dökerim” diye tehdit ediyorsun ya…

Devlet Koruması altında, isimsiz, imalı, bel altı, ahlaksız yazıyorsun ya…

Devlet Koruması altında, Vali’ye “Alkış”, siyasetçiye, bürokratlara, STK’larına, Belediye Başkanlarına şantaj kokan yorumlar yapıyorsun ya…

“Devlet koruması altında ahlaksız yazılarla insanlara saldıramazsın” diyorum.

“Ben, Filyos Belediye Başkanının rüşvet iddiasını yazarken, Sen; Devlet koruması altında imalı bir şekilde genelev or…. diyemezsin” diyorum…

“Senin ağzın lağım gibi akıyor, artık bu şehir seni 31 yıl daha çekmez, seni eşin çeksin” diyorum…

“Devletin eteğinin altına girip insanlara sövemezsin” diyorum…

“Devletin, HTS kayıtlarının, MOBESE görüntülerinin, yazışmaların senin elinde ne işi var” diye soruyorum…

“Bu kayıtları sana verenleri Devlet araştırsın” diyorum.

“Höt deyince KÖT” ten anlıyorsun!

Senin şanzımanın dağılmış.

AK Parti Zonguldak Milletvekili Hamdi Uçar, FETÖ İtirafçısı Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş, Zonguldak Belediye Başkanı Ö. Selim Alan’ın siyasi gücü olmasa, Sezai Çanakçı ağabeyin olmasa Devlet sana koruma verse ne olur, vermese ne olur…

Hani sen diyorsun ya;

 “O…pusu, pe…vengi, nitelikli dolandırıcı, cami imamı, hayırsever işadamı, gazetecisi, televizyoncusu, sunucu, bürokratı, milletvekili, danışmanı, genel sekreteri, müteahhidi, lavantacısı, avantacısı bu caddeden geçer.

Zonguldak, bazen hıçkırır!

Anla ki Gazipaşa sıkıştırmıştır!

Devlet müdahale eder, hıçkırık kesilir!”

Heh işte, Zonguldak hıçkırmıyor, senin ahlaksız yazılarına, şantaj kokan yorumlarına kusuyor artık…

“Devlet, senin iğrenç yazılarına müdahale etsin, seninle oturup geyik yapmasın” diyorum…

On buçuk adımlık Gazipaşa caddesinde Devlet Koruması ile yürüyebiliyorsun…

Çok dramatik ve hatta trajikomik bir haldesin!

Acınası, zavallı bir hale düştüğünün farkındasın değil mi?

Bir Zonguldaklı olarak, Zonguldak insanından kendini korumak zorunda bıraktın…

Faturasını bize kesiyorsun…

Düğmeyi yanlış yerden ilikledin!

Devlet seni korusun tabi…

Yüce Devletimiz; Zavallı, ihtiyaç sahiplerini, düşkünleri, kendini koruyamayan çaresizleri korur…

Hiç olmazsa Gazipaşa caddesinde on buçuk adım yürüyebil…

Kadın cinayetleri nedeniyle onlarca kadın katledilirken, yüce Devletimiz senin ahlaksız yazılarından…

Şantaj kokan yorumlarından ‘SENİ’ korumak zorunda kaldığı için utanç duy…

Bu utanç sana yeter!

“Tekerlek” kafalı değilsen anlamışsındır…

İstersen bir daha anlatırım…

*

İs it understood!...

Defalarca yazdım son kez bir daha yazıyorum.

Yıllardır bir şantajcıya “Fabrikamın önündeki köpeğim”, “Kendimi kasko yaptırdım, saldırtıyorum” diyerek bu şehrin insanına bel altı saldırtan çömlekçiler, gömlekçiler, yatak odası düşkünleri bu kente patronluk yapamaz, ayar veremez.

Koca bir şehir, bir şantajcıya teslim edilemez.

Kim maddi ve manevi destekleyip, insanların üzerine köpek gibi saldırtıyorsa bundan sonra onlarla aynı dili kullanacağız.

Yıllardır bize hangi dille saldırılmışsa, aynı üslupla cevap vereceğiz ki, ne yaşatmışlarsa nasıl yaşandığını anlasınlar…

Yani mahsuplaşacağız…

Yani kısa kısas yapacağız…

Yani ne yapmışlarsa aynı karşılığı vereceğiz…

Yani, kendilerine çeki düzen verene kadar nasıl bizlere acı yedirmişlerse, biz de onların ağzına acı biber süreceğiz…

Ödeşmek sünnettir…

Sünnet etmekte sünnettir…

İs it understood!...

“Ortalama zekalı” arkadaşlar anladınız mı?

Okurlar üzerine alınıp, yorum yapmasın lütfen…

Anlaması gereken “tekerlek” kafalılara söylüyorum…

*

Siz gülün Sayın Vali…

Gerçekten gülmek size çok yakışıyor…

Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz’ın Gazeteciler Cemiyeti kongresinde basına yaptığı eleştirileri okudunuz değil mi?

Vali bey, adına değil, Devlet adına inanın çok üzüldüm açıkçası…

Talihsiz bir açıklama olmuş.

Devletin Valisi, Gazeteciler Cemiyetin’de böyle bir açıklama yapar mı?

“Sağlıkçılar üzerimize yük oldu” sözlerinden çok daha ağır olmuş…

O açıklama üzerine Vali Bey’e onlarca eleştiri yapabilirim…

“Ben bugüne kadar çalıştığım hiçbir vilayette buradaki basın kadar sıkıntılı bir şey görmedim” demişsiniz…

Siz geldiğinizden bu yana, şantaj kokan yorum, bel altı, imalı, isimsiz yazılar yazan birine Devletin Valisi olarak uyardınız mı Sayın Vali?

Üst yazıda “Alkış Vali”, altta “Genelev or….” yazılarına tepki gösterdiniz mi?

“SİT, ÇÜK, GÖK, KÖT” yazılarına tavır koydunuz mu?

“Gazeteci şantaj yapmaz” demişsiniz…

Tarlada köylüyle fotoğraf verirken, Gazipaşa caddesine sordunuz mu; Bu şehirde şantajcı kime deniliyor? diye…

“Sevgi dili konuşalım dedim” diyorsunuz…

Üstte “Gülen Vali” yazan şahsın, alttaki yatak odaları yorumlarına alkış tutmamızı mı istiyorsunuz?

Sevgi dili iyi giderken bir anda ne olduysa basının bazı grupları eski hastalıklarına geri döndü” diyorsunuz…

Bir anda neden döndüğünü gerçekten anlamıyor musunuz?

Bir anda döndüğünü mü düşünüyorsunuz?

Hastalık neydi?

Kim hastaydı?

Gerçekten bunları bilmiyor musunuz?

Bu şehir neden kusuyor?

Neden ahlaksız yazılara tükürüyor bilmiyor musunuz?

Bu iğrenç yazıların arkasında kim, kimler var bilmiyor musunuz?

Milletin yatak odaları yazılırken hangi siyasilerin yolsuzluk yaptığını, hangi iş adamlarının rant sağladığını, Filyos’u, Gökçebey’i niye kazdıklarını gerçekten bilmiyor musunuz?

Kimlerin hangi diyalogla istediği kaçak ocağı bombalattığını, kömürü bu yolla daha ucuza aldığını, santrallere sattığını bilmiyor musunuz?

Devletin HTS Kayıtları, MOBESE Görüntüleri, insanların yazışmalarının şantaj davası görenlerin elinde neden olduğunu hala bilmiyor musunuz?

Yatak odaları haberlerinin arkasına hangi siyasilerin saklandığını, neler çevirdiklerini gerçek bilmiyor musunuz?

Bize korumanın hangi şartlarda verildiğini niye anlatıyorsunuz?

“Devlet, şantaj yapana, bel altı isimsiz, imalı yazana, elinde HTS kayıtlarının, MOBESE görüntülerinin ve hatta yazışmaların olduğunu söyleyen birine koruma verir mi?” diyoruz.

Keyfiniz kaçıyor…

Devleti temsil ettiği için aracına Türk bayrağı asılan Vali, kentin huzurunu kaçıranlardan, kentin itinden, bitinden sorumludur.

Bu sorumluluktan, Cemiyet kongresinde ortaya yaptığınız, imalı açıklamalarla kendinizi soyutlayamazsınız, soyutlamamalısınız…

Kaçak kömür ocakları sorunlarıyla ilgilenmiyorsunuz, bari kentin namusuna saldıran, şantaj kokan yazılarına, yorumlarına “dur” deyin…

Neyse…

Siz gülün Sayın Vali…

Gerçekten gülmek size çok yakışıyor…

İnşallah hayatınız boyunca gülersiniz!