Sıfırdan başlayarak, yeni bir hayat kurduk



ZEM İnşaatın sahibi, CHP Zonguldak Belediye Meclis Üyesi genç işadamı Zeki Çolak, hayatını, siyasete nasıl girdiğini, projelerini, hedeflerini ve Zonguldakspor aşkını Trend 67’ye anlattı.

Sizi tanıyabilir miyiz?



1976 Doğumluyum. İlk ve orta okulu Zonguldak’ta tamamladım. Kıbrıs’ta İnşaat Bölümünü bitirdim. Üniversite hayatımı Kıbrıs’ta okuduktan sonra yurtdışında çalıştım. Sonra yeniden Kıbrıs’a dönüp Yüksek Lisansımı yaptım. Almanya, Rusya, Azerbaycan, Rusya, Afganistan  gibi 8 ülkede çalıştım. 2010 Yılının Aralık ayında evlendim. Eşimle birlikte Libya’ya yerleştik. 2 Ay sonra Libya’da savaş çıktı.  Eşime nerede yaşamak istediğini sordum, o da Zonguldak’ta yaşamak istediğini söyledi. Rahmetli babamda Zonguldak’a dönmemi çok istiyordu. Bizde 2011 Yılında eşimle birlikte Zonguldak’a döndük.  Eşimle birlikte burada sıfırdan başlayarak yeni bir hayat kurduk. Eşim Devrek Meslek Yüksek Okulu Kimya Mühendisi Öğretim Görevlisi olarak görev yapıyor. Bende bildiğiniz gibi hem ticaret, hem siyaset, hem de  Zonguldakspor,  üçünü bir arada sürdürmeye çalışıyorum.



Siyasete girmeye nasıl karar verdiniz?



Aslında siyasetin mazisi 20 yıl öncesine dayanıyor. Yani ben Zonguldak’a gelip hemen siyaset yapmaya karar vermedim. Siyasete 20 yıl önce DSP’nin Gençlik Kollarında başladık. Babam TTK’dan emekli olduktan sonra hem esnaflık, hem de siyaset yapıyordu. Babamla birlikte partiye gide-gele siyasetle tanıştık. Okuduğum yıllarda da çalışma hayatım süresince de Zonguldak’ı hep takip ettim. Zonguldak siyasetinden hiçbir zaman uzak kalmadım.



Akabinde Zonguldak’a döndükten sonra bir yandan inşaat işleri ile uğraşıyordum. Bir yandan da Zonguldakspor’un As Başkanlığı görevini yürütüyordum. Yine Zonguldakspor’dur siyasete girmeme neden olan. Bizde o dönem BAL Ligindeydik. Seçimler vardı. O dönem arkadaşlarımın AKP’den Belediye Meclis Üyesi olmam konusunda talebi oldu.  Seni burada görmek istiyoruz şeklinde tevazuları oldu. Süleyman Caner sayesinde ben AKP’den aday oldum. 17 Aralık olaylarından sonra istifa ettim.



Sayın Muharrem Akdemir ile de o dönemlerde diyaloglarımız çok iyiydi. Aynı zamanda Zonguldakspor’un da çok iyi bir taraftarıdır Muharrem bey. Sohbetlerimiz sırasında ben Cumhuriyet halk Partisi’nde siyaset yapmak istediğimi söyledim. Belediye Meclis Üyesi olmak istediğimiz söyledim. Muharrem bey, “Ön seçimi kazanırsam seninle birlikte çalışmak isterim. Mesleğinle ilgili Belediyede bize katkın olabileceğini düşünüyorum” dedi. Muharrem Başkan, önseçimi kazandı. Aktif olarak siyaset hayatım böyle başladı.



AKP’den CHP’ye geçtiğinizde ailenizden de tepki aldınız mı?



Zonguldaksporla ilgilendiğim dönemde Başkan Süleyman Caner’in de etkisi olmuştu AKP’ye geçişimin. Ama,  ailemden yana inanılmaz bir sıkıntı yaşadım. Çünkü, benim ailemin kökü sol yapıya dayalı. Önce eşim tepki gösterdi. 17 Aralık olaylarından sonra ben ayrılmaya karar verdim. 22 Aralık’ta Noter kanalı ile istifamı verdim.



Ben aday olduktan sonra daha önce AKP’de olmam eleştiri konusu oldu. “CHP’ye geçti para verdi” dendi. Halbuki öyle olmadı. Bizim kimliğimizin inşaat mühendisi oluşu, müteahhit oluşumuz insanların gözünde belediyenin imkanlarını kullanacak şeklinde algılandı. Halbuki tam tersi oldu. Bizim imkanlarımız yettiği sürece Belediyemize katkı vermeye çalıştık şirket olarak. Belediye Başkanlarından çok benim adaylığım tartışıldı diyebiliriz.



AKP benim için çok büyük bir hataydı. Baktığım zaman hayatımda yaptığım en büyük hata diyebilirim.



Bu eleştirilerden sonra keşke dediğiniz oldu mu?



Asla olmadı. Ben Cumhuriyet Halk Partisi’nde olmaktan gurur duyuyorum. CHP’den Meclis Üyesi olmak anlatılacak, tarif edilecek bir duygu değil. Benim ve ailem için CHP’de olmak bir ayrıcalık.



Geçtiğimiz hafta belediyede Denetim Raporlarının oylanmasında ciddi sıkıntı yaşadınız…



Tabi zor dönemlerden geçtik. Biz çok fazla meclis üyesi çıkartamadık. 31 Meclis üyesinden 16 Meclis Üyesi çıkardık. AKP 12, MHP 3 Belediye Meclis Üyesi çıkardı. Her dönem diken üzerinde oluyoruz tabi. Ama siyasette bu tür zorlu dönemler olabiliyor. Biz bu dönemlerinde üstesinden gelip güzel şeyler yapacağımıza inanıyoruz. Aslında Cumhuriyet Halk Partisi olarak çok güzel şeyler yapıyoruz ama bunu gösterme ve vitrin anlamında, reklam anlamında yapamıyoruz. AKP bu konuda daha başarılı.



Bundan sonraki süreçte siyaseti hangi zeminde sürdürmek istiyorsunuz?



Tabi ki, siyaset hedefsiz olmaz. Ben 20 yıl önce bu hedefi belirlemiştim. Rahmetli babamla hep şunu konuşurduk. Rahmetli babam iyi bir TTK’cıydı, iyi bir kömürcüydü. İyi bir esnaftı aynı zamanda. Babam daha biz çocukken hedef çizmişti bize. Önce Zeki okuyacak. Çünkü, babam bizim okumamızdan yanaydı. Okumanın başarı getirdiğine inanırdı. Sağolsun babamızın sayesinde iki kardeş okuduk. İkimizde iyi yerlere geldik. Akademisyenlik düzeyine geldik ikimizde. 2000 yılında mezun olduğumda “TTK’da çalışayım” dedim. Babam istemedi. “Git çalış. Kendi alanında kendini geliştir. Zonguldak’ta inşaat yapabilecek duruma gel, sonra siyaset yap” dedi. Nitekim de öyle oldu. Yıllarca dışarıda çalıştım. Babam hep şöyle derdi; İlerde siyaset yapmak istiyorsan mühendis yapısına sahip olman gerekir” derdi. Biriniz çok iyi bir işletmeci olun, biriniz de çok iyi bir mühendis olun demiştir. Kardeşim de Mali Müşavir oldu. Halende şirketimizde paranın başındadır. Ben inşaatların başındayım. Diğer ortaklarımızda biri satın almacı, diğeri şantiyecidir. Böylelikle biz başarıyı yakaladık.



ZEM İnşaat güçbirliği yaptı



Çok kısa bir sürede ZEM İnşaat’ın ciddi projeler ürettiğini görüyoruz.  Bu noktaya nasıl getirebildiniz?



Aslında ZEM inşaatın iki senelik bir mazisi var. Ama bizim mesleki anlamda Seçil İnşaat olarak 8 yıllık bir mazisi var. Rahmetli kız kardeşimin adını babam şirketimize vermişti. İki erkek kardeşte burada çalışıyorduk. Babamı kaybettikten sonra kardeşim ile birlikte çalışmayı sürdürdük. 2014 yılında biz kardeşim ile birlikte bir ayrılık yaşadık. Ben ZEM İnşaatı kurdum. Emrah Topcuoğlu arkadaşım ile birlikte ortak olduk. Kardeşimle ayrılığımız kısa sürdü. Seçil inşaat ile Zem İnşaat’ın ortaklığı başladı. Birleşme kararı aldık.



Kamuoyunda Seçil İnşaat’ın konut sahiplerini mağdur ettiği söyleniyor.



Evet. Kamuoyunda söylendi. Ticari olarak birkaç çeki yazılınca insanlarda mağduriyet yaşamasın diye Zem İnşaat sorumluluğu aldı. Seçil İnşaatın borcunun on katı kadar mal varlığına sahipti aslında. ZEM İnşaat ile birleşti. Onlarda iki ortaktı bizde iki ortaktık. 4 Ortak olarak yolumuza devam ediyoruz. Seçil İnşaat olarak verilen tüm taahhütleri ZEM İnşaat olarak sürdürüyoruz.



Söylendiği gibi bir mağduriyet söz konusu mu?



Hayır. Onu biz de duyuyoruz ama, kim mağdur olmuş.  Ofisimize öyle mağdur oldum diye gelen yok ama, dedikodusunu yapan insanlar çok. Şöyle bir şey var; Hayatın içinde şöyle bir şey olabilir. Çamur at izi kalsın olayını bazen insanlar yaşayabiliyorlar. Biz ikimizde güçlü iki firma olarak yolumuza devam ediyoruz. Seçil inşaat insanları mağdur edebilirdi. ZEM İnşaat sorumluluğu almayabilirdi. Hacizler, mahkemeler olabilirdi. Ama herkes tapusunu alıyor. İnsanların gönlü rahat olsun. Şu anda hiçbir sıkıntı, problem yok. Şirketimiz sağlam adımlarla yoluna devam ediyor. Burası küçük şehir. Kardeşimde burada, bende buradayım.



ZEM İnşaatın yeni projeleri neler?



Gazi İlköğretim Okulu’nun hemen arkasında 400 araçlık, 200 konutluk bir projeye başladık. Kadırga’da devam eden inşaatımız var. 66 Daire, 7 dükkan olarak projemizi bitirmek üzereyiz. İncivez’de temelini attığımız 35 adet 1+1 dairemiz devam ediyor. Seçil İnşaat’ın başlattığı projeleri devam ediyoruz. Doğa Rezidans adını verdiğimiz Projemiz 1+1 180 daire projemiz var.  ZEM İnşaat ayakları sağlam basan bir şirket olarak yoluna devam ediyor. Seçil İnşaat ile yaptığı birliktelikten güç doğmuştur. Biz zaten genelde 1+1, 2+1 şeklinde konut üreten bir firmayız. Tepebaşın’da da yeni bir projemiz var. Lüks konutlar yapacağız. Biraz daha lüks, biraz daha elit müşterilere hitap eden bir proje olacak.



Zonguldakspor benim için aşk



Zeki Çolak’ın en büyük hayali nedir?



Ben hayatımda çok şey yaşadım. 25 ülke gezdim. Denizi çok seviyorum. Denizi sevdiğimi tüm arkadaşlarım bilir. Nisan dediğiniz zaman ben denize çıkarım. Bir kızım, bir oğlum var. En büyük hayalim evlat sahibi olmaktı. Allah bana iki tane evlat nasip etti. Ben kendim hayal kurmuyorum. Biz ailecek hayal kurarız. Eşimle birlikte hayal kuruyorum. Ben bir şey yapmak istiyorum, eşim de yanımda olursa bir anlamı oluyor. Tek başıma yaşadım, gezdim, gördüm. Şimdi eşim ve evlatlarımla ilgili hayal kuruyoruz. Kardeşim, ortaklarımız ve onların çocuklarıyla ilgili hayaller kuruyoruz. Yanındakilerle mutlu oluyorsan hayaller güzeldir. Bir de ben çok plan yapmak istemiyorum. Hayatın akışında yaşamak gerekiyor.



Hayatınızda hacimli bir ticaret var, siyaset var, Zonguldakspor aşkı var. Eşinize ve çocuklarınıza vakit ayırabiliyor musunuz?



Zonguldakspor’u başarıya ulaştırmayı çok arzu ediyorum. Zonguldakspor benim için bir aşk, sevda. Eşimden birkaç yıl müsaade istedim. O da “Bizden çok uzaklaşmayacaksan, çocuklarımızdan çok kopmayacaksan olabilir” dedi. Onun sözünü aldım. İnşallah seneye Zonguldakspor’un yöneticisi olmak istiyorum. Zonguldakspor’da yine güzel şeyler yaşamak istiyorum. Çünkü, Zonguldakspor bana güzel şeyler yaşattı.



Zonguldakspor Başkanlığını düşünüyor musunuz?



Ben Beşiktaş’ın Üst Divan Kurulu Üyesi’yim. 1996 Yılında Süleyman Seba İlk kongre üyesi olduğumda imza atmıştı. Babamın en büyük hayaliydi bu. Beşiktaşlıyım. Ama,  çocukluğumuzdan beri Zonguldakspor bizde ayrı bir sevdadır. 6-7 Yaşında stad da maç izlediğimi biliyorum. Zonguldak’ın birinci ligdeki ambiyansını unutamıyorum ki… Zonguldakspor BAL Ligindeyken bile maçlarda inanılmaz heyecanlanırdım. Süleyman Caner çok güzel şeyler yaptı. Çok özverili çalışmalarda bulunuyor. Ben inşallah önümüzdeki dönemde Allah bana nasip ederse Zonguldakspor yöneticisi olmak istiyorum. Zonguldakspor’u Bank Asya Liginde görmek istiyorum. En büyük hayalim o. Zonguldakspor’a ailece, Zeki Çolak olarak, Şirketlerimiz olarak maddi ve manevi desteğimizi vereceğiz.



Başarının sırrı nedir?



Kendimize özgüvenimiz var. Ailece çalışmayı seviyoruz. Ailece hırslıyız. Kavgayı sevmeyiz. Ama bir işi başarmak için elimizden gelen her şeyi yaparız. Annemiz, babamız esnaftı. Esnaf kültürü olan bir aileyiz. Annem ve babam esnaflığı boyunca insanların her zaman karşılıksız bir şekilde yanlarında olmuştur. Yardımsever bir aileyiz. Kentimize, kentimizde bulunan kurumlara yaptığımız yardımları söylemek istemiyorum. Biz Zonguldaklıyız. Doğduğumuz, büyüdüğümüz ve ticaret yaptığımız şehir burası. Çocuklarımızda burada doğdu, burada yaşayacak. Maddi ve manevi olarak Zonguldak’a, Zonguldak’ın gelişmesine katkı vermek benim ve ailem için inanılmaz bir keyif. Çalışmanın yanı sıra kazandığın kente ve o kentin insanına yardımcı olmak başarıyı getiriyor bence.  Bence başarının sırrı Zonguldak’ı canı gönülden sevmekten geçiyor.



Kırıldığım zamanlar oldu ama…



Göz önünde olan bir kişiliksiniz. Zaman zaman eleştiriliyorsunuz, keşke dediğiniz oluyor mu?



Kırıldığım zamanlar oldu tabi. Ama, fazla kafama takmıyorum açıkcası. Atıyorum siyasette. İnsanlar söylüyor, konuşuyor, yeri geliyor karalıyor. Ama, sonra onun öyle olmadığını görmeleri çok güzel. İnsanlar tanıdıkça gerçekleri çok daha net görebiliyor. Ben işimi düzenli yapan, başarılı olmak için çalışan, gece hayatı olmayan, düzeni, başarıyı, ailesini, kentini, Zonguldakspor’u çok seven bir adamım.



Hayatınızda iz bırakan bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?



Üniversiteye gideceğim zaman Kıbrıs’a gideceğim ama bilmediğim bir yer. Haritada biliyorum yerini. Gideceğim ama elim ayağım titriyor. İlk uçağa da bu vesile ile bindim. Çok heyecanlanmıştım. Kıbrıs’a indim. İner inmez beni iki tane polis memuru aldı uçaktan. “Allah Allah” dedim “Ne oldu”. Meğer Mümtaz Soysal hocam. Rauf Denktaş’ı aramış. Oğlu Serdar Denktaş beni havaalanından almaya gelmiş. Hayatım boyunca unutamadığım anılarımdan biri budur. Rahmetli Rauf Denktaş’ı hiç zaman unutamam. Çok büyük bir devlet adamıydı, büyük bir düşürdü. Kıbrıs’ta okuduğum sürece beni oğlu Serdar Denktaş’tan ayırmazdı. Allah rahmet eylesin. Rauf ve Serdar Denktaş ve ailesiyle yaşadığım o yılları asla unutamam.



Son sözler…



40 Yaşındayım. Yapmak istediğim çok güzel şeyler var. Önce ailevi yaşantımda ailemle, eşimle, çocuklarımla mutlu, huzurlu, sağlıklı güzel günler yaşamak istiyorum. Zonguldak’ta ticaretimde güzel şeylere imza atmak istiyorum. Mesleğimi çok seviyorum.. Yaptığım yapıları yarınlara güzel bir şekilde bırakmak çok büyük bir keyif. Spor camiasında, Zonguldakspor’da başarı görmek istiyorum. Çocukluk yıllarımızda olduğu gibi büyük takımlar arasında yer almasını istiyorum. Siyasette, doğru, dürüst, çalışkan, siyasetin hakkını veren, geride çok güzel anılar bırakan bir adam olarak hoş bir seda bırakmak istiyorum.
Editör: TE Bilisim