Diyeceksiniz ki hep AK Parti Milletvekili Hamdi Uçar’a muhalifsin…

Asla kabul etmiyorum.

Çünkü...

2001 Yılında AK Parti kurulduğu günden buyana Merkez İlçe Başkanı Hamdi Uçar’ı tanıyorum.

İl Başkanı Hamdi Uçar’ı tanıyorum!

Milletvekili Hamdi Uçar’ı da tanıyorum!

Bu kente nasıl kaybettirdiğini, kendi ticari ve siyasi ikbalinin önünü nasıl açtığını biliyorum.

İl Başkanı iken partili Belediye Başkan Adayı Secaattin Gonca’ya nasıl seçimi kaybettirip partisine ihanet ettiğini biliyorum.

İşe, aşa ihtiyacı olan Zonguldaklılardan hangi taleplerde bulunduğunu da biliyorum.

Aslında tüm şehir biliyor…

Mesela siz Hamdi Uçar’ın bu güne kadar FETÖ’ye ‘bir terör örgütüdür’ dediğini duydunuz mu hiç?

Duyamazsınız…

Şehrin ortak rantı için çaba gösterdiğini söyleyebilir misiniz?

Zonguldak’ta yerli-yabancı kavgasını köpürtmediğini söyleyebilir misiniz?

Siyasette, işe alımlarda etnik kökencilik yapmadığını iddia edebilir misiniz?

Peki ya bürokrasi de?

Her dönem Karadenizli bir bürokratı hedef tahtasına oturtması tesadüf olabilir mi?

İl Başkanlığı döneminde, dönemin TTK Genel Müdürü Rıfat Dağdelen’i önce el altından basına yazdırıp yıpratıp, sonra ‘Başarısız’ olduğunu açıklayarak görevden alınma sürecini hızlandırmıştı.

Şimdi de tarz ve taktik aynı.

Kendi hükümetinin atadığı Karadenizli TTK Genel Müdürü Kazım Eroğlu’nu basın üzerinden eleştirmeye başladı!

Bu eleştirileri  ve basın üzerinden yürüttüğü yıpratma girişimini samimi bulmuyorum.

Çünkü Hamdi Uçar’ı samimi bulmuyorum.

Milletvekili’nin Ankara’da kılıcı kesiyorsa, bu bürokrat başarısız dersin görevden aldırırsın.

Onu da yapamıyorsun!

Hangi amacına ulaşamadığını merak ediyorum açıkçası!

Hamdi Uçar eşine az rastlanır bir siyasi çizgi ve üslupla kenti adeta İngilizler gibi bölüp, parçalayıp yönetmeye çalışıyor.

Elindeki tek argümanı da yerlicilik-yabancılık!

Çünkü, başka bir kabiliyeti yok, olsa o özelliklerini ortaya koyup siyaset yapacak.

Bu işte bir terslik var…

Hep söylüyorum, söylemeye devam edeceğim.

2019 Mart seçimlerinden sonra AK Parti’li Belediye Başkanlarının bir çoğu gönül Belediyeciliğini bıraktı.

Olabildiğince şımarık, agresif, kibirli, halka tepeden bakan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediğinin tam zıttı işler yapıyorlar.

Kimi kendine çalışıyor, kimi hovardalık yapıyor, kimi de şımarık çocuk gibi…

Cumhurbaşkanı Erdoğan ne diyorsa, CHP’li Belediyeler yapıyor.

Cidden bu işte bir terslik var.

Alaplı Belediye Başkanı Nuri Tekin başarılı gidiyor.

Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı da öyle.

Devrek Belediye Başkanı Corona Virüs sürecinde en başarılı Belediye Başkanlarından biri oldu.

Onu Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık takip etti.

Maske imalatı, yerli tohum projeleri, halk pazarları gibi halktan yana onlarca tavır sergilediler.

En azından öncü oldular…

Son günlerde Belediyeler kurum içinde PCR testi yaptırıyor.

Bakın hangi Belediyeler yaptırmış.

Bir çoğunuz adını duyup gitmemiştir bile ama çalışanlarına corona testi yaptıran CHP’li Perşembe Belediyesi…

CHP’li Çaycuma Belediyesi…

CHP’li Alaplı Belediyesi…

CHP’li Ereğli Belediyesi…

CHP’li Devrek Belediyesi çalışanlarına test yaptırdı.

AK Parti’li Kozlu Belediyesi test yaptırdı.

Gerçekten bu işte bir terslik yok mu?

Üstelik, Başkanı Doktor ünvanı olan bir Belediye, Zonguldak…

Önce beton cehennemine çevirdi, şimdi ağaç dikiyor…

Kozlu Belediyesi demişken, sosyal medyada gezinirken Kozlu Belediyesi’nin  31 Mart 2019’dan buyana yaptığı çalışmaların bilgisini paylaşmış.

Neler yapılmış, eleştirirken haksızlık mı ediyoruz diye bir göz altım.

17 Bin m2 yeni yeşil alan yapılmış.

Çarpıcı olsun diye büyük puntolarla;

5 Bin m2 yeşil alanın yapımı devam ediyormuş.  

Çeşitli ebatlarda 1750 ağaç dikilmiş.

29 Adet parkın yenileme bakım ve onarımı yapılarak kullanıma sunulmuş…

Asfalt, beton parke yol filan göremedim.

Belediyenin sosyal medya sitesini inceledim.

Geri kalanı su tamiri, boru tamiri vs…

Yani, 21 ayda hepi topu yapılan bu…

Bence Zonguldak’ın en vicdanlı Belediye Başkanı Ali Bektaş…

Beton cehennemine çevirdiği ilçeden 17 Bin m2, 5 bin m2 yeşil alan ve 1750 ağaç ile özür diliyor!

Birkaç ağaç da Zonguldak Adliyesi’nin otoparkına dikmeli…

Hepsi parlamentoda…

İranlı bir genç yüksek tahsil için Paris’e gider.

O arada Hümeyni rejimi gelir.

Genç 5-6 yıl sonra ülkesine döner.

Uçaktan inerek bir büfeye gider sigara ister.

Büfeci; Beyin kaçak Amerikan sigaları şimdi camilerde satılıyor” der. Genç şaşkın.

Ya sigaranın ne işi var camide. Camide hacı hoca olur.

Haaa. Sen hacı hoca mı soruyorsun, beyim onların hepsi şimdi Tahran Üniversitesinde şimdi.

Genç iyice şaşırır.

Yahu Üniversitelerde bilim insanları olur. Hacı hocanın ne işi var üniversitede.

Haaa. Beyin sen bilim insanlarını mı soruyorsun. O hooo onlar şimdi hepsi Tahran Cezaevinde…

Hadi canım sende Bilim insanının ne işi var cezaevinde. Cezaevlerinde hırsız uğursuz yolsuzlar katiller olur.

Büfeci acı acı gülümser.

Beyin şimdi o dediklerinin hepsi Tahran Parlamentosunda.