Bu gün kentte ciddi bir sorun haline gelen ahlaksız yazılar, aşk hikayeleri, cinsel içerikli fıkralar ve şantaja uğradıklarını söyleyen insanlar nedeniyle Zonguldak’ın içine düştüğü çukuru tartışıyoruz.

Aslında geçmişte Ali Rıza Tığ, böyle bir adam değildi biliyor musunuz?

Yaptığı haberler, siyasi analizler oldukça kalibreliydi.

Pusula Dergisi de oldukça başarılı yayınlar arasındaydı.

Ta ki, gazeteci Atilla Öksüz Pusula Dergisi’nde “AtiKODU!...” adlı köşe yazılarına kadar…

Hangi doktor, hangi hemşire ile birlikteymiş, kim kiminle beraberlik yaşıyormuş “AtiKODU” dedikodu, magazin köşesinde okuyordu Zonguldak…

Ali Rıza Tığ, o yayınların ardından kent haberciliğini ve tarafsızlığını yitirmeye başlamıştı.

Kaldı ki, son yıllarda istikametini iyice şaşırdı…

Çünkü, ‘tık’lanma sayısı ve ciddi bir gelir kapısı; bel altı imalı iğrenç yazılardan, aşk hikayelerinden, cinsel içerikli yazılardan gelmeye başladı.

Ali Rıza Tığ’ı zehirleyen Atilla Öksüz, şimdi masum bir habercilik anlayışı ortaya koymaya çalışıyor.

Hatasını görmüş, düzeltmiş olabilir. Bu da ciddi bir erdemliliktir tabi…

Ama samimi değil…

Köşesinde, sürekli Zonguldak’ı samimiyete davet eden, iddiası ‘Samimiyet’ olan bir gazetecinin sözü ile eylemleri de örtüşmeli…

Emniyet Müdürünü, iş adamlarını, belediye Başkanlarını, alelacele kınayan Atilla Öksüz, Ali Rıza Tığ’ın hem de kadın meslektaşlarına imalı yazdığı onlarca ahlak dışı yorumlara sessiz kalması, görmezden gelmesi samimi değil.

Memurlar Lokali İşletmecisi Sami Aydın, Müteahhit-siyasetçi Ragıp Bayraktar, AK Partili, esnaf Aydın Arıcı, Eski Belediye Başkanı Mustafa Kalaycı, Ali Rıza Tığ tarafından şantaja uğradıklarını söylediklerinde Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Zonguldak Temsilcisi Atilla Öksüz’ün bir refleksini ya da kınama metnini gördünüz mü?

Görmediniz, göremezsiniz de…

Çünkü, Ali Rıza Tığ, Atilla Öksüz’ün masum yüzünü ve samimiyet algılarını çok iyi bilir!

Bilin istedim!...

İnşaatlar suyun içinde büyür mü?

Devrekli, müteahhit, Zekai Bükrü’nün yaptığı bir çok inşaat şaibeli…

Yıllar önce Kozlu’da inşaat işine başlamıştı.

Yaptığı, sattığı tüm dairelerde hala sorunlar yaşanıyor.

İncivez de yaptığı dairelerin altından da fay hattı geçiyor!

Uydurdular, kaydırdılar, fay hattını kaldırdılar!

‘Müteahhit mi, hokkabaz mı, mucit mi? Bilmiyoruz, ama çok yetekli!

Filyos’ta denize nazır yaptığı dairelerin altından da su çıkıyor!

Uydurdular, doldurdular, deniz suyunu kaldırdılar!

İnşaatların temeli bir türlü deniz suyundan kurtarılamadı…

Alan da pişman almayanda pişman…

Gidip görürseniz anlarsınız…

Ama Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü görmez!

Mesafe çok uzak!

Bir de Almanya’da bulunan gurbetçiler görmez, anlamaz!

Uzakta kalınca, böyle oluyor!

İnşaatlar suyun içinde büyür mü bilmiyorum, ama kazan kazan kafası yakında Saltukova da uçmaya hazırlanıyor!

Yakında yıldızları da görür!

Büyük Zonguldak’ın ağabeyi olun!

Şu sosyal medya iyi ki var…

Vatandaşlardan gelen bilgiler olumsuz, negatif, eleştiri konusu, haber konusu olunca değerlendiriyoruz, ortaya böyle haberler çıkıyor, herkes rahatsız oluyor!

Ama dönüp sosyal medyaya baktığımızda güzel hareketlerde görebiliyoruz.

Mesela, kenti, siyaseti ve ticareti bir magazinci kardeşi ile dizayn etmekten hoşlanan Sezai Çanakçı’yı kendi kulvarında üretim yapan iş insanlarını ziyaret ederken görebiliyoruz artık…

Kinaye yapmıyorum, çok ciddi söylüyorum, bir iş adamına yakışan da budur.

Sezai Çanakçı, çok akıllı, çok zeki bir iş adamı…

Keşke, enerjisini bölgede bulunan genç girişimcilere harcasa…

Bilgisini, tecrübesini, ön görüsünü onlarla paylaşsa…

Küçük Zonguldak’ın fabrikatörü olacağına, büyük Zonguldak’ın ağabeyi olsa…

Allah gani gani rahmet eylesin, sanayici Zeki Yurtbay, saygı duyulacak ender insanların başında gelirdi. Çok babacan, çalışkan, zeki, akıllı ve kaliteli bir insandı.

Birkaç cümle söylerdi, hayatımızda totem olurdu o sözler!

Tekrar rahmetle anıyoruz…

Diliyoruz ki, Zonguldak’ta sayıları artar…

Günün sözü: 'Çarpık bir buruna değil, sakat ve sahte bir ruha gülelim.' - Nikolai