Türkiye’nin tek şiddetle mücadele vakfı olan Hayatboyu Eğitim ve Şiddetle Mücadele (HEGEM) Vakfının kurucusu ve başkanı Adem Solak tarafından “Türkiye’nin Suç-Sosyal ve Risk Haritası” yayınlandı. Araştırmaya göre Türkiye’de genel suç ortalaması en düşük bölge Doğu Karadeniz olurken, Rahip Santoro cinayetinin ardından tüm dünya ve ülke medyasınca suç şehri ilan Trabzon en düşük risk grubunda yer alarak 81 il arasında en güvenli 3 şehirden biri oldu. Bölgelere ve illere göre hazırlanan Türkiye Suç ve Sosyal Risk Haritası araştırma raporuna göre, Trabzon şiddet ve suç bağlamında en düşük risk gurubunda yer aldı. Risk haritasına göre Batı Karadeniz’de en sıkıntılı il Karabük olurken, Batı Anadolu Bölgesi'nde Karaman, Orta Anadolu Bölgesi'nde Nevşehir ve Yozgat, Ege Bölgesi'nde Muğla ve Aydın, Akdeniz Bölgesi'nde Antalya, Mersin, Osmaniye ve Isparta risk düzeyi en sıkıntılı iller arasında yer aldı. Batı Marmara Bölgesi'nde Edirne, Doğu Marmara Bölgesi'nde Eskişehir, Düzce ve Bilecik, Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi'nde ise Tunceli, Hakkari ve Elazığ illeri suçlarda Türkiye ortalamasının üzerinde, Bingöl, Malatya, Bitlis, Van ve Muş ise altında yer aldı. Iğdır ili ise 81 il arasında risk düzeyi en yüksek 8 ilden biri oldu. Çocuk ve gençler şiddete daha meyilli Vakfın özellikle çocuk ve gençlerde tehlikeli bir şekilde şiddet suçlarında artışı ortaya koyduğu raporda çarpıcı başlıklardan bazıları ise şöyle: "1- Suç artışları doğal afet düzeyinde seyretmekte. 2- Uyuşturucuya yöneliş, intihar eğilimlerindeki artış, patlama noktasına yükselen şiddet suçları bütün toplumun risk altında olduğuna işaret ediyor. 3- Özellikle son 5-6 yılda yaşanan ulusal ve uluslararası gerginliklerin toplumda ciddi sosyal travmalara yol açıyor. 4- Ötekileştirme, öfke ve kin söylemleri, gelecek kaygısı en çok gençleri olumsuz etkilediği için bu kesimle ilgili önümüzdeki 1-2 yıl içinde bazı sosyal patlamaların yaşanma olasılığı çok yüksek." "Çok ciddi tedbirler almak zorundayız" HEGEM Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Ahmet Külekçi, şiddetin önümüzdeki birkaç yıl için çok vahim noktalara tırmanacağını savunarak, “Eğer gerekli önlemi almazsak başa çıkılmaz kanayan bir yara hepimizi derinden üzmeye devam eder. Şiddet, suç, sosyal travmalar ve sosyal riskler üzerine çok sayıda ve çok değişik nitelikte bilimsel araştırmalar yapılmasına ihtiyaç var. Şiddetin, suçun daha oluşmadan ailede, okulda ve diğer sosyal ortamlarda önlenebilmesi için ön tespitlere, doğru teşhislere ihtiyaç vardır” diye konuştu.