Çanakçı ailesi ve şantaj kokan yazılar…

Her halde bir 20 yıl olmuştur Çanakcı ailesinin o büyük mücadelesini Mithat Çanakcı’dan dinleyeli…

Elle döktükleri tuvalet taşından, Dünya’nın sayılı markaları arasına giren başarı hikayesini anlatmıştı.

Üstelik şiir yazacak kadar naif bir ruhu vardı Mithat Çanakcı’nın…

Kardeşi Mehmet Çanakcı, Mehmet Çanakçı’nın oğlu Hakan Çanakcı görüp görebileceğiniz en mütevazi insanlardı…

Fakat Mithat Çanakcı’nın oğlu Sezai Çanakcı’nın fıtratı hepsinden bambaşkaydı…

Hoş hala daha öyle…

Bürokrasiyi dizayn etmeyi seviyor, ilçe siyasetini organize etmeye bayılıyor.

Hatta Zonguldak siyasetine Gökçebey’den doğrudan çok ciddi müdahaleleri oluyor.

Doğrudan müdahale edemediğinde basın aracığıyla mutlaka dahli oluyor.

İnsanlarla uğraşmaktan hoşlanıyor…

Grup seks, vibratör, mastürbasyon, bel altı, imalı, ahlaksız yazılarıyla ünlü Pusula Gazetesi Sahibi Ali Rıza Tığ ile olan yakın ilişkilerini toplum şaşkınlıkla izledi bu güne kadar.

Alıntı yaptığı fıkralarda bile seksin doyumsuz hallerinde bir kadının çıkardığı sesleri yayınlayarak imalı mesaj verecek kadar seksle problemi olan bir gazeteci haz alıyor olabilir.

Peki, en büyük dostum dediği Sezai Çanakcı da bu ahlaksız yazılardan haz alıyor mudur acaba?

Kadılara “Genelev or…”

Erkeklere “Acılık çocuğu”

“O, onunla dost hayatı yaşıyor, bu bununla aşk yaşıyor”

“Mastürbasyon yapan başkanı yakaladık”

“HTS Kayıtları elimizde, MOBESE görüntüleri cebimizde, WhatsApp yazışmaları bizde” diyerek siyaset, bürokrat, basın ve iş camiasının konu edildiği özel hayatlar, yatak odaları, atılan iftiralar karşısında sanayici Sezai Çanakcı’nın hiç rahatsız olmamasını insani olarak hangi vicdana sığdırmalıyız bilmiyorum..

Toplum Çanakcı ailesine saygı duyarken, Sezai Çanakcı’ya kırgın olması, onun gösterdiği adayı seçmemesi, AK Parti dizaynını red etmesi doğal bir sonuç…

Sezai Çanakcı’nın da eski bir eşi, evlendiği eşi, yetişkin bir kızı, küçük bir kızı, hala hayatta olan bir annesi var…

Aynı ahlaksız yazıların, bel altı şantaj kokan ifadelerin, onlar için kullanmasını ister miydi?

Geyik yapar mıydı?

Gönül isterdi ki, bel altı şantaj kokan yazı ve yorumlara, atılan iftiralara bir ağabey olarak ödül vermek yerine, dur demiş olsaydı…

Özel hayatlarla itibar cellatlığı yaparak şantaj yapanları uyarmak yerine destek veren herkes Zonguldak’a büyük bir özür borçludur…

Herkes şapkasını önüne koymalı…

Namusu, insanlığı, itibarı, hataları, işi ve siyaseti acımazca toplumun önüne atılarak hayatı karartılan tüm insanlara Sezai Çanakcı’nın da bir özür borcu olduğunu düşünüyorum.

Filyos Ateş Tuğla kafanıza düşsün!

Zonguldak halkı AK Partili Filyos Belediye Başkanı Ömer Ünal’ın rüşveti, rüşvet isteyerek yaptığı işlerle yüzleşiyor…

Zonguldak halkı, ahlaksız yazılarıyla ünlü Pusula Gazetesi Ali Rıza Tığ’ın iftira ve rant üzerine kurduğu algı yazılarıyla yüzleşiyor…

Günler önce Filyos belediye Başkanı Ömer Ünal’ın Çaycuma 2. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan “Görevi kötüye kullanma, kamuyu zarara uğratma ve 4 milyon TL zimmet” suçuyla yargılandığı davada bilirkişiye 100 Bin TL rüşvet verdiği iddiasını yazdık.

Ömer Ünal, Ali Rıza’ya açıklama yaptı, “Beni kimse parayla satın alamaz, iftira atıyorlar” filan dedi.

Ardından Başkan Ömer Ünal, imar rantı sağladığı Bükrü İnşaatın sahibi Zekai Bükrü ve Zonguldakspor Kulübü eski Başkanı İsmail Recai Şanlı’yı gündeme taşıdık…

Bilseydik Ali Rıza Tığ’a sorardık.

Hata ettik…

Bu ekipten finansal destek alan Ali Rıza Tığ, çıldırdı…

“Genelev or….” tutunda, arkamızda Filyos Ateş Tuğla olduğu yalanlarına kadar ipe sapa gelmeyen, Devlet ve kamuoyunda algı oluşturmak adına elli tane kuyruklu yalan uydurdu.

Çok zeki olduğunu da söylemez mi?

Bence Ruh ve Sinir hastalıklarına gitmeli…

Normal bir insan bu kadar paranoyak olabilir mi?

Şimdi yeni bir kurgu yapacaktır…

Algı oluşturması lazım, korunmaya muhtaç olduğunu ifade etmesi lazım…

Herkesin kendisini hedef aldığını, onu bitirmek için toplantılar yaptığı yalanlarını uydurması lazım…

İşi şovenistliğe getirmesi lazım…

Çünkü, beslenme şekli böyle!

Ama beslenme alışkanlığını değiştireceğiz…

Bakalım Ömer Ünal ve saz ekibi pirincin taşını nasıl ayıklayacak?

Zonguldak’ta bir çok okul yaptırmış, eğitim gönüllüsü bir ailenin evladı Galip Serkan Güpgüpoğlu, rüşvetin tanığı olarak ifade verdi.

Rüşveti ödemek için kendisinden rüşvet istediğini bağıra bağıra söyledi…

Olay ulusal medyanın da ilgisini çekti!

Ömer Ünal’ın bir çok kez kendisinden rüşvet istediğini söyledi.

Oteli mühürleme tehdidi aldığını da söyledi…

“Rüşvetten, tehditten bunaldım” dedi…

Mühürlenen inşaatta yasal olmayan bir çok konu olabilir.

Peki, bu güne kadar neden bekledin? işlem yapmadın diye sorarlar…

Ee daha ne desin?

Güpgüpoğlu, Zonguldak’ın kalbini anlattı aslında…

Siyasetini, ticaretini, bürokrasisini, basınını, Belediye Başkanlarını anlattı…

Zonguldak’a nasıl ihanet edildiğini, rantçıların nasıl iş çevirdiğini, hangi basını kullanarak insanlara iftira atıldığını anladınız…

Bundan sonra söz AK Parti Zonguldak Milletvekillerinin, AK Parti Genel Merkezi’nin, yargının, kamuoyunun…

Tarihi mirastan Vali bey sorumlu…

Unutmadan buradan bir daha hatırlatayım “Gülen Valimize”…

Filyos’un tarihi mirası, definesi sizin sorumluluğunuz da…

Gökçebey ve Ereğli hattında tarihi eser trafiğini de Devlet olarak çözmek sizin en büyük görevinizdir…

Umarım bir gazetecinin bir haberinden öğrenmek zorunda kalmazsınız…

Devlet olarak siz takip ederseniz, biz de sizi “alkış”layacağız…

Hem de ellerimiz patlayana kadar…

Hepinize huzurlu geceler…