Kömürle doğup, kömürle ölen şehir
Bir gazeteci arkadaşım, Zonguldak için ‘iki katlı şehir’ demişti.

Ne kadar da doğru söylemiş.

İki ayrı dünya var şehirde.

Biri yerin üstünde, denize nazır, diğeri yerin altında kapkaranlık…

Kömürü gibi denizi de, deresi de kara.

Çünkü kömürle var olmuş.

Kömürle doğmuş.

Kömürle büyümüş.

Kömürle ölüyor.

Artık inanıyorum, insanlar gibi şehirlerin de bir kaderi var.

Bu şehrin kaderi, kömürü gibi kara.

Üç ömür daha verdik kömüre.

Maden şehitlerimize Allah’tan rahmet, tüm yakınlarına başsağlığı diliyorum.

İnsanın içinden bu son olsun demek geçiyor ama maalesef olmuyor,  olmayacak.

Bu da yaşadığımız şehrin acı gerçeği.
 

Çaycuma’da başvuru yok
CHP’de aday adaylık takvimi sona erdi.

Ama çok ilginçtir ki Çaycuma’da başvuru yapan yok.

Bu da demek oluyor ki CHP Genel Merkezi’ne yapılan ve kamuoyuna yansımayan aday adayları da olabilir.

Bu sadece Çaycuma için geçerli değil.

Merkez ve tüm ilçeler için geçerli.

Yani yarın önümüze yeni yüzler çıkarsa hiç şaşırmayalım derim.

Partilerini değil, kendilerini düşünüyorlar
Zonguldak merkezde CHP’ye baktığımızda, Ereğli’de olduğu gibi bir rekabet ve heyecan göremiyoruz.

Reklam panolarına bakıyoruz, bir tane CHP adayının afişi yok.

Neredeyse bütün panolar Ak Partili aday adaylarının afişleriyle donatılmış durumda.

Bu durum parti olarak Ak Parti’ye artı puan kazandırıyor.

Aslında CHP aday adayları da maddi durumları oldukça iyi kişilerden oluşuyor.

Diğer ilçeleri bilmiyorum ama Ereğli’de CHP aday adayları daha profesyonelce geçiriyor bu süreci.

Hem açık hava reklam alanlarını iyi kullanıyorlar, hem sosyal medyayı, hem de yerel basını…

Sanırım CHP’nin Zonguldak’taki aday adayları işi garantiye almadan para harcamak istemiyorlar.

Bu da aday adaylarının, partilerinden önce kendilerini düşündüğünün en somut örneği…

İYİ blöf…
Dediğim gibi Ereğli’de süreç daha heyecanlı ve rekabet içinde geçiyor.

Kuşkusuz en çok merak edilen konu, Halil Posbıyık’ın CHP’den aday gösterilip, gösterilmeyeceği…

Gösterilmediği takdirde, başka partiden aday olup olmayacağı…

Gerçi Posbıyık çıkıp, ‘CHP’li öleceğim’ dedi.

Ama bunun böyle olmağını CHP Genel Merkezi de biliyor, Posbıyık’ı tanıyanlar da.

Posbıyık’a yakın isimler, bazı gazetecileri algı oluşturmakla eleştiriyor.

Bu eleştiriyi yapan arkadaşlarımız, Posbıyık adına algının kralını yapıyorlar aslında.

Yaptıkları algının ana teması da ‘CHP Posbıyık olmadan seçim kazanamaz.’

Peki, adama sormazlar mı, ‘son yerel seçimlerde CHP’nin başkan adayı kimdi’ diye…

Tabi ki Halil Posbıyık’tı…

‘Ceketimi koysam seçim alırım… Yüzde 60 oy alırım’ diyen Halil Posbıyık’tı…

Onun için örgütten bağımsız, kendi kafasına göre bir meclis listesi yaptı ve hem kendine, hem de CHP’ye seçim kaybettirdi.

O günden bu güne ne değişti?

Yani geçen seçimlerde kaybeden ve kaybettiren Posbıyık, bu seçimlerde nasıl kazanacak?

Tabi ki bu sorunun cevabı çok net.

Mevcut yönetimin başarısızlığı.

Algı meselesine göre denecek olursak…

Ereğli’de başarılı olan, ‘Posbıyıksız seçim kazanılamaz’ algısı, açık ve net bir şekilde CHP Genel Merkezi’nde de yapılmaya çalışılıyor.

Hatta algıdan öte tehdit boyutuna bile gelmiş mesele.

Posbıyık önce gidip milletvekili Ünal Demirtaş’ı şikayet ediyor.

‘Demirtaş tarafsız davranmıyor, Erol Çivici’yi destekliyor’ deniliyor.

Ardından da Posbıyık’a yakın isimler, genel merkez yöneticilerinin kulağına, ‘İYİ Parti Halil Posbıyık’ı bekliyor. Posbıyık İYİ Parti’den aday olursa CHP asla seçim kazanamaz’ blöfü fısıldanıyor.

Gerçekten kurnazca bir algı operasyonu…

Peki, genel merkez yönetimi bu blöfü yer mi?

Bana sorarsanız bu blöf etkili olabilir ama genel merkez yönetimi bu tehdidi de blöfü de yemez.

Eğer yerlerse, kendilerinin de Ereğli’nin de başına büyük bir çorap örmüş olurlar.

Ben fikrimi söyledim.

Bekleyip göreceğiz…

Bakalım İYİ blöf tutacak mı?

DOSTÇA KALIN…