Uzun, “Milletvekillerine ve bu konuda yetkili tüm insanlarına sesleniyorum, rica ediyorum hatta tüm kanser hastaları ve aileleri adına yalvarıyorum; bu çözülemeyecek bir sorun değil, günü kurtaran açıklamalarla geçiştirilecek bir konu değil. İsterseniz yaparsınız hepimiz biliyoruz” dedi. Ebru Uzun’un açıklaması şu şekilde: “Kanser hastaları; kemoterapi alanlar birbirlerini uzaktan bile hemen tanırlar. Gözlerinden, uzamaya çalışan saçlarından, yüzlerindeki solgun sarı renkten, olmayan kaş ve kirpiklerinden, inatla gülümsemeye çabalayan dudak kıvrımlarından. Kemoterapi seanslarında denk geldiğiniz ya da radyoterapide sıra beklerken kırk yıllık dost gibi , içtenlikle kaçıncı evrede oldukları, metastaz olup olmadığı, ağrılarının olup olmadığı konuşulurken kimse birbirinin yabancısı değildir. En mahrem acılarınızı, saklamaya çalıştığınız değişimlerinizi en iyi bilenlerin arasındasınızdır. Birbirinizin umut verici sözlerini duymaya ihtiyacınız vardır. Düne kadar sokakta, yolda izde göz teması bile kurmadan geçip gittiğiniz insanlarla ortak kaderi, en hüzünlü tecrübelerinizi paylaşırsınız. Kemoterapinin mide bulantıları, Radyoterapiden ışınlanıp eve geldiğinizde cildinizdeki yanıkların izleriyle nasıl baş ettiğinizi, neler yiyip içtiğinizi büyük bir içtenlikle paylaşırsınız kader ortaklarınızla. Hiç gerekmese de kanser aracılığıyla hayat size birçok tecrübe kazandırır, yaşamak için sandığınızdan daha çok sebebiniz olduğunu görürsünüz ve göze göz, dişe diş mücadeleniz başlar. Düzenli olarak kanınızı alan hemşireler ,kemoterapi ilaçlarınızı büyük bir özenle takan sağlık personeli ve özellikle doktorunuz ailenizin bir parçası oluverir. Hepsinin gözünün içine minnetle bakarsınız. Hastalığınız kanser değil başka bir şey olsa da, iyi bir hekimle karşılaşmanın her hastaya nasip olmadığını bilirsiniz. Bu şansı yakalayan bir hastaysanız, aynı şansa sahip olmayan hastaları düşünerek, mahcup bir şekilde üzülüp halinize şükredersiniz. BEÜ Onkoloji Uzmanı Prof.Hüseyin Engin Hocamız Zonguldak ve civar illerden buraya gelen tüm kanser hastalarının şükür kaynağıdır. Hocamız geçtiğimiz hafta görevinden istifa etmiştir ve bu istifa haberi hem hastaları ,hem hasta yakınlarını çok üzmüş ve endişelendirmiştir. Girizgahı biraz uzun tuttum ki kanser hastalarının ve ailelerinin neler hissettiği bilinsin. Onların sesine ses olayım. Ben annemi bu hastalıktan kaybettim. Şu an ailemde iki kanser hastası var biri can yoldaşım eşim. Bu hastalıkla ne yazık ki yakın bağlarım var ve yaşanmışlıklarım var. Hocamız Sayın Prof. Dr. Hüseyin Engin’in yıllardır tek başına baktığı yüzlerce hastasından birinin yakını olarak yazıyorum bu satırları. Hocamız yıllardır tek başına çalışmış hiçbir hastasını ihmal etmemiştir. Ancak Hocamızın bazı talepleri ki bu talepler hastaları için gerekli olan ilaç vb. gibi talepler hastane yönetimince karşılanmamaktadır. Hocamız bu şartlarda daha fazla çalışamayacağını düşünerek istifa etmiştir. Daha fazla detayına girmek istemiyorum, girsem siyaset yapıyor diyeceksiniz. Bu konunun siyaset üstü olduğunu, derdimin sadece civar illerden de gelen yüzlerce kanser hastasının aylarca mağduriyet yaşamaması olduğunun bilinmesini isterim. Kanser hastaları zamanla yarışır ve kaybedecek bir günleri dahi yoktur. Bu şehrin tüm Milletvekillerine ve bu konuda yetkili tüm insanlarına sesleniyorum ,rica ediyorum hatta tüm kanser hastaları ve aileleri adına yalvarıyorum; bu çözülemeyecek bir sorun değil ,günü kurtaran açıklamalarla geçiştirilecek bir konu değil .İsterseniz yaparsınız hepimiz biliyoruz.”