Hatırlıyormusunuz seçim çalışmaları sırasında Belediye Başkanımız Ömer Selim Alan üzerine basarak makam kapımız açık olacak kapıyı kaldıracağım demişti.

Sonra ne oldu Belediye Başkanı seçildikten sonra gerçekten de makam kapısı kaldırıldı söylediği gibi kapısı hep açıktı.

Seçildikten sonra halka kapılarını açtı her hafta halk günleri yaparak sorunlarını birebir dinlemeye ve halkla bizzat temas etmeye başladı.

Gazetecilere kapısını açtı her hafta yaptığı toplantılar ile basın mensupları ile bir araya geldi çalışmalar hakkında bilgiler verdi onların sorularını yanıtladı.

Hafta sonları eşi ve çocukları ile cadde ve sokaklarda gezdi halkla sohbet etti esnafla sohbet etti aradaki kapıları kaldırdı.

Sonra sihir bozuldu…

O günler masal oldu…

İlk önce makam kapısı yerine takıldı. Kapı kapandı. Kimse ulaşamaz oldu. Ulaşanlarda makamında hor görüldü azarlandı. Kendi partilisine bile git senin işini il başkanı görsün diye ayar verildi.

Yani kaldıracağım dediği kapı sıkı sıkıya kapatıldı..

Halk günleri önce iki günden bir güne indirildi sonra tamamen kaldırıldı. Ne gerek vardı öyle sıradan vatandaşı makama kabul edip şikayet dinlemeye o kapıda  kapatıldı..

Gazeteciler ile her hafta düzenli olarak yapılan makamdaki toplantılar önce azaldı sonra kaldırıldı. Gazeteciler haddini aşıyordu ruhsatları kontrol edilerek gözdağı verilmeliydi. Son olarak vekiller ile birlikte  biz sadece 3-5 basın kuruluşunu tanıyoruz diyerek o kapılarda kapatıldı..

Şeffaf olması gereken ihaleler de artık kapalı kapılar arkasında yapılmaya başlanmıştı..

Belediye Başkanımızın Ankara ziyaretlerine kapalı kapılar arkasında yapılan görüşmeler ilave edildi ki hep inkar edilse de bu görüşmelerde Genel merkeze birileri şikayet ediliyordu ve bazen de bu kapalı kapılar arkasındaki görüşmeler de sonuç alınıyor ve yol arkadaşları da görevden aldırılabiliyordu..

Akşamları memurlar lokalinde, Kozluda  yada öğretmenevinde kapalı kapılar ardında kararlar herkesin bildiği ahbap çavuşlar ile görüşülerek alınıyordu ..

Kendisi tarafından bakılınca güç elinde görülüyor, bu konuda haklıda olabilir. Etrafındaki en büyük sensin goygoycuları egoyu tavan yaptırabilir, hatta artık benim siyasi duayenim dediği vekil abisi ile birlikte herşeyi başarabileceğini de sanabilir ama unutmamak lazım zaman hızlı geçer..

Ve Başkan o kapalı kapılar ardından halkın önüne çıkmak zorunda kaldığında her zaman karşısında kendi partisine kızıp da sandığa gitmeyecek seçmeni bir daha bulamaz…