Biz şantajcı deyince gocunanlar var…

Büyük şantajcı var, junior şantajcı var…

Eşini otel odasında basıp yakaladığı adama şantaj yapanlar var.

Eşinin sevgilisine senet imzalattırıp yargılanan şantajcılar var…

İhtiyaç sahibi insanlardan rüşvet alıp, konuşmaması için şantaj yapanlar var…

Kirli işlerini sokak mafyasına yaptırıp şantaja uğrayan Başkanlar da var…

Siz zannediyorsunuz ki, her şey Zonguldak’ta oluyor…

Türkiye de, dünyada yaşanıyor bunlar…

Bazen dere kenarlarında su birikintileri oluşur, akmayan su bulanır, çamurlaşmaya başlar.

Akmayan su çamurlaşmıştı…

Ama suyun doğası gereği akacak bir yer mutlaka bulur.

Ama yavaş, ama hızlı…

Önemli olan sürecin başlamış olması…

Ciddi bir yüzleşmenin ilk adımı yaşandı!

Süreç henüz bitmedi, önümüzdeki günler çok sancılı geçecek…

Yapanın da, yaptıranın da yanına, yarınına kalmayacak…

Eninde sonunda gizli olan her şey ortaya dökülecek, mağdur olanlar direnç gösterecekti…

Şantaj yapanlar da, yaptıranlar da inlerine çekilmek zorunda kaldılar.

Kasnak yuvarlandı elek oldu, şantaj ve severler melek oldu!

Ölü taklidi yapıyorlar, bizde yedik numarası yapıyoruz…

Bazı Devlet yetkilileri ile de anlaşamıyoruz.

Mağdur olan insanları anlamamakta ısrar edince aramızda anlaşmazlık çıkıyor!

Belki de eski alışkanlıklarını sürdürmek istiyorlar…

Kısa bir süre daha durumu kavramalarını beklemeye karar verdim.

Hiç kimse Devlet’ten daha büyük ve güçlü değildir!

Umarım bu süreyi herkes iyi kullanır..

Hamdi Uçar ve şovenistlik!

Zonguldak siyasetinde her dönem şovenistlik olmuştur, ancak hiç bu kadar aleni ve kurnazca olmamıştır.

AK Parti Zonguldak Milletvekili Hamdi Uçar’ın AK Parti’de siyasete girdiği ilk dönemlerde adeta hortladı.

Yıllar önce bir sohbette kendisine sorduğumda gayet lakayt bir şekilde şovenistlik yaparak siyaset yaptığını, dostlarının ve ticari ilişkilerini Trabzonlularla yürüttüğünü söylemişti.

Kendisine ilk defa katılıyorum ve samimi buluyorum.

Gerçekten Zonguldak şovenistliği yapmış olsa, gariban, ekmeğe muhtaç Zonguldaklılardan rüşvet alınarak işe yerleştirilmesine karşı bir tavrı, bir beyanı olurdu.

19 Yıldır AK Parti’nin önemli kademelerinde görev almasına rağmen bir kez olsun çıkıp, “Zonguldak halkından kimse rüşvet alamaz” dememiştir…

Bir kez olsun FETÖ bir terör örgütüdür dememiştir.

İşine geldiği Trabzonlu ile iyi ilişkiler kurmuştur.

İşine gelmeyen Trabzonlu ile uğraşıp, parti dışına atmayı başarmıştır.

AK Parti Merkez İlçe eski Başkanı Trabzonlu Mustafa Çağlayan gibi!

Mesela yargı mensubu Devrekli Yüksel Kocaman ile iyi ilişkiler kurmuştur.

Ama Ereğli’nin öz evladı Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saadet Oruç’un arkasından konuşmuş, iş çevirmiştir…

Mesela adı hiçbir yolsuzluğa karışmamış, etek pisliğine bulaşmamış Ereğli eski İlçe Başkanı Trabzonlu Fatih Çakır’la bir kez olsun Vali’yi ziyaret etmemiştir. Ereğli’nin sorunları ile ilgilenmemiştir.

Ama Ereğli’nin öz evladı Avukat Saffet Bozkurt’u ilçe Başkanı yaptıktan sonra yanından ayırmamıştır.

Enteresan bir kişilik hakikaten…

İl Başkanı olduğu dönemde yönetim listesini komple Beycuma’dan yapmıştır.

Zonguldak’ın demografik yapısını göz ardı etmiştir.

İl Başkanı Zeki Tosun ve Merkez İlçe Başkanı Mükerrem Ayçiçek ile anlaşamıyor.

Trabzonlu olduklarından değil, ruhuna uygun olmadığından, faydasına aykırı olduklarından onlarla çalışmak istemiyor.

Yani Hamdi Uçar, şovenist değildir.

Daha doğrusu bu konuda da samimi değildir.

Siyasi ikbaline göre ya Trabzonlu, ya Zonguldaklı, ya Erzurumludur!

Zonguldak’ın 19 yıldır, 81 vilayetten geri kalmasının nedeni bu kısır çekişmeler ve işine gelen insanlarla yürüttüğü ‘küçük olsun, benim olsun’ zihniyetinin tezahürüdür…

Bize değil, çırpınanlara odaklanın…

Yargı bir konuda resen soruşturma açmak için ifademizi almak istedi.

Oysa biz en üst makamlara durumu ilettik.

Kolluk gücü ile yargı bir şey daha öğrenmek istedi.

Onu da üst makamlarla paylaştık, paylaşacağız da!

Emin olun, rahat olun, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!

Bize değil, çırpınanlara odaklanın…

Devlet davet ederse, ekip arabasına, üç tane polisine zahmet vermeye gerek yok.

Biz zaten davete icap ederiz.

Siyasiler açığımızı arayabilirler, boynumuza tasma taktırmadığımız sürece arayacaklardır.

Bizce hiçbir mahsuru yok!

Bize sorsalar, zahmet etmelerine de gerek kalmayacak.

Hesabını vermeyeceğimiz hiçbir şeyi yapmamaya özen gösteririz biz…

Yoksa o caddelerde korumasız yürüyebilir miyiz?

Bizi, kumpasların, tezgahların, iftiraların içinde bulamazsınız!

Filyos… Gökçebey…

Gerçekten tüm şehir ve bürokrasi bize odaklanmış durumda.

Yanlış yere odaklanıyorlar…

Merceği bize değil Filyos’a tutmanız daha doğru olur!

Büyüteci Gökçebey’e, Ereğli hattına tutmanız lazım!

Biz imar rantı istemiyoruz, isteyenlere ve alanlara bakın!

İhale istemiyoruz, ihale isteyenlere bakın!

Define aramıyoruz, müzeyi sadece ziyaret ediyoruz, arazi toplamıyoruz!

İşçilerimizi kullanarak kirli ilişkiler kurmuyoruz!

Yönetenlere bakacaksınız, ortaklarına bakacaksınız, yönetmeye çalışan büyük iş adamlarına bakacaksınız…

İsterseniz bulursunuz!