Kendini öven, derdini övermiş

Tarih 19 Aralık 2014.

Dönemin Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, bakanlığının spor alanındaki çalışmalarını anlatıyor.

Neler yapmış bakanlık;

65 yüzme havuzu, 304 adet futbol sahası, 203 gençlik merkezi, 238 spor salonu, 28 atletizm pisti, 29 TOKİ ve belediyeler ile protokol kapsamında yürütülen stadyum ve 102 diğer spor tesisi.

Bunlar tamamlanan projeler.

Toplam proje sayısı 969.

Peki nerelere yapılmış bu yüzme havuzları.

Samsun, Gebze, Kırşehir gibi daha bir çok ilimize.

Yani iktidarın bu alanda hizmetleri var.

Bakanlık kendi bütçesiyle yapıyor bu hizmetleri.

Peki, Ereğli Belediye Başkanı Dr. Hüseyin Uysal ne demişti seçim meydanlarında.

“İktidarın hizmetlerini Ereğli’ye getireceğiz.”

Meclis toplantısında İller Bankası’na borçlanma kararı alındı.

Ne için?

Yüzme havuzu yapmak için.

Borçlanıyorsun, çünkü havuz yapacak paran yok.

Gençlik Merkezi yapacak paran yok.

Ama iktidardasın.

Gençlik ve Spor Bakanlığı var.

Haydi getir iktidarın hizmetlerini Ereğli’ye!

Kültür Merkezin yok.

Ama iktidardasın.

Kültür ve Turizm Bakanlığın var.

Haydi getir iktidarın hizmetlerini Ereğli’ye!

Merak ediyorum;

Hüseyin Uysal döneminde Ereğli’ye getirilen bir iktidar hizmeti var mı?

Dönemin belediye başkanı Halil Posbıyık’ı eleştiriyordunuz, ‘belediyeyi batırdı, borçlandırdı’ diye.

‘Belediye CHP’li, iktidarda AKP var, ondan hizmet gelmiyor, projeler hayata geçmiyor’ diyordunuz.

İktidardasınız, neden borç alıyorsunuz?

Sahi belediyenin İller Bankası’na ne kadar borcu oldu?

Geldiğinizde, 20-30 milyon lira civarındaydı.

40 milyon.

50 milyon.

60 milyon.

Kaç milyon lira oldu Sayın Uysal?

Nereyi gidiyor bu paralar?

Nereye harcanıyor?

Mustafa Uysal yazmış.

Hava ölçüm cihazını da vermişsiniz bakanlığa.

Millet bakanlıktan ‘ne alırım’ diye çabalarken, siz elinizdekini veriyorsunuz.

Terminalin havasını atıp, cakasını satıyorsunuz ama siz yapmadınız ki.

O beğenmediğiniz Halil Posbıyık tarafından yapıldı.

Millet açılış töreni yapar, siz Gazeteci Eyüp Bektaş’ın dediği gibi yıkım töreni yapıyorsunuz.

Kandırıyorsunuz halkı.

Kent Meydanı projesi ‘başladı’ diyorsunuz.

Daha toprağı kazmadınız.

Kazık çakmadınız.

Proje ihaleye çıkmadı.

Kağıt üzerindeki projeyle, yine kağıt satın alarak ödül verdirdiniz kendinize.

Kent Meydanı projesi kurtaramaz sizi.

Neden biliyor musunuz?

Başkan seçildiniz iktidar partisinden ama hiç başkan olamadınız.

Her masanıza yumruk vurana, dosya fırlatana boyun eğdiniz.

Dik duramadınız o makamda.

Kendi meclisinizde, kendi meclis üyelerine söz geçiremediniz.

Kendi meclisinizde kaybettiniz siz iktidarı.

Kendi üyenizden oy alamadınız.

Çoğunluğun değil, azınlığın çıkarlarını korudunuz.

Onun için yıkım törenleri düzenleseniz de, ödüller alsanız da şansınız kalmadı.

Ereğli halkının ve iktidar partisinin size verdiği şansı ve iktidarı iyi kullanamadınız maalesef.

Kocaman kocaman binalar diktirdiniz Ereğli’ye.

Kocaman kocaman rantlar yarattınız.

Kazanan o kocaman kocaman binaları dikenler oldu.

Kaybeden yine Ereğli.

Siz de kaybettiniz.

Çocuklarımıza çevre bilinci aşılamak için okullarda ders veriyorsunuz.

Sonra gidip hava kirliliğini ölçen cihazı bir kez bile çalıştırmadan bakanlığa devrediyorsunuz.

Bu ne yaman çelişki Başkan?

Yıkım töreni.

Ödül töreni.

Kent Meydanı.

Borçlanma.

İşte tüm bunlar içinde bulunduğunuz aczin göstergesi.

Bizim oralarda bir söz vardır;

‘Kendini öven, derdini över’ diye.

Yaptığınız aynen bu.

DOSTÇA KALIN…