Gökçebey

Kısaca Gökçebey Tarihi

Gökçebey ilçesinin, Zonguldak'ın en eski yerleşim yerlerinden biri olduğu, antik buluntulardan anlaşılır. Ayrıca Gökçebey, Zonguldak’ın yöresel olarak en belirgin özeliklerini taşıyan insanların yaşadığı yerdir.

Bu ilçemiz bir kale yerleşimidir. İlk yerleşimin tarihi tam olarak bilinmese de, MÖ 1200 yıllarında Hattilerden kopan Palaların bölgenin sınırlarına kadar geldikleri tahmin edilir. Sonrasında Berbryler ,Kimmerliler, Miletoslar ,, İonlar bölgeye gelmiştir. Filyos kalesi ile aynı tarihe sahip Gökçebey bölgesinde yaşayanların en bilineni Kaukanlılardır. Kaukanlılar bölgeye Ereğli'den gelmiş ve tarım ile uğraşmışlardır.

Gökçebey'in coğrafi olarak bölgede bir sınır olduğu ve bu sınırdan geçişlerin sağlandığı kalenin kalıntıları , bugün halen korunmaktadır. Bodaç bölgesinde Karabük tarafından gelen Soğanlı su (Filyos Irmağı kolu) yolunu tutan bu kale, aynı zamanda bölgeyi güney tarafından gelecek olası saldırıları da önleyebilecek konumdaydı. Asar kalesi olarak adlandırılan ve bugün çok az kalıntıları bulunan kale, Romalılar tarafından da kullanıldığı düşünülmektedir.

MÖ 700'lü yıllarda Tion kalesi ile birlikte kurulan Gökçebey, MÖ 696 yılında Kimmerler tarafından istila edildi.

MÖ sırası ile ; Frigya, Lidya Heraklia, Amastris gibi devlet veya satraplık tarafından kontrol altında olan Gökçebey'in MÖ son yıllarında Roma İmparatorluğu topraklarına katıldığı görülür.

2013 yılında Uçburgu Köyü’nde hemen nehir kıyısında büyük bir pazar yeri kalıntıları bulunmasından sonra aynı zamanda ticari bir yerleşim yeri olduğu da anlaşılmıştı. Bulunan bu pazar yerinden çıkan antik gereçlerde , terazide kullanılan kiloluk ölçü aletleri , buranın bir gümrük kapısı olarak kullanıldığını da ortaya çıkarmıştır. Uçburgu’nun adından da anlaşıldığı gibi 'üç ağız' bölgesidir. Filyos nehri antik yıllarda bu bölgede iki büyük kolun birleşmesi ile bir nehir olarak Filyos’a akmaktaydı. Devrek tarafından gelen kolun antik adı Ladon, Karabük tarafından gelen kolun antik adı Billaios ve birleştiği yer olan Uçburgu'dan itibaren Fillias olarak adlandırılmaktaydı. O halde bu yerleşimin yeri ‘Üç burgu ‘ olmalıydı. Lakin köy halkının ağız yapısı buranın Uçburgu olarak adlandırılmasını sağladı. Özellikle burada Romalılar döneminde nehir ticareti yapıldığı düşünülmektedir.

Elimde ki bir çok tarih haritalarında ”Tefen“ ismi Tefan, Tafani olarak geçiyor. Bu kelime de Yunanca da “tufan” anlamındadır. Tefen adının Nuh Tufanı efsanesinden geldiğini düşünüyorum. Zira Nuh Tufanı Hikayesi de aslında , buzulların erimesinden sonra Karadeniz kıyılarına vuran bir tufan hikayesidir. Buzulların erimesi ile birden yükselen denizin Gökçebey’e kadar ulaştığı ve isminin de bu olaya atıf yapılarak koyduğu anlamı çıkıyor. Yoksa neden bu yerleşime ‘Tufan’ ismi konsun.

MS 1075 Türklerin Anadolu’ya yayılması ile Selçuklulardan başlayarak bölge halkının değişimi ile Tefen Türkmen çiftçilerinin yerleşimi haline gelmiştir.

MS 1211 Selçukluların zayıflaması ile Çobanoğlu Beyliği hakimiyeti altına giren Tefan ardından Candaroğlu Beyliği himayesinde kalmıştır.

Osmanlı Beyliği 1299 yılında İnegöl ve çevresini feth etmesi ile birlikte beylik süreci bitmiş, devlet dönemi başlamıştı.

Orhan Gazi’nin komutanı Konuralp Sakarya ve çevresinde komutanlık üstlendiğinde onun altında yer alan komutanlardan Hızır Paşa Devrek’te konuşlanmış ve bölgenin komutanı olmuştur. Tefen bununla birlikte Hızırbeyli’ye (Devrek) bağlanmıştır.

Fatih’in 1460 yılında Tefen’den geçmesi ile kadılık ile yönetilmeye başlanmıştır. Ayrıca Fatih Sultan Mehmet’in geçtiği yerlerde köylere namaz kılmak için kurdurduğu Namazgahlardan birinin buraya yapıldığı düşünülmektedir. Gökçebey’e bağlı Namazgah köyü ismi buradan gelmiş olabilir.

Fatih’in Gökçebey‘den geçtikten sonra Bölge 7 divan olarak adlandırılmıştır. Tefen’de bu 7 divandan biri olarak Tefen Divanı ismini almıştır.

1841'de II. Mahmut döneminde yapılan yenilikçi hareketlerle kayıtlarda tekrar kaza yapılan Tefen, Kastamonu Eyaleti Viranşehir (Eskipazar) sancağına bağlandı.

1870 yılından sonra yayınlanan “İdare-i Umumiye-i Vilayet Nizamnamesi” ile Osmanlı taşra teşkilâtında daha köklü bir yapılanma ihtiyacı ortaya çıkmıştır.

1864 ve 1871 vilayet nizamnameleriyle bu ihtiyaca cevap verilmeye çalışılmıştır. Bu neden ile Kazalar Nahiyelere dönüşünce Tefen kazası Tefen Nahiyesine dönüşmüştür.

Osmanlı'nın son dönemlerinde Tefen Bolu'ya bağlı Tefen Nahiyesi olarak geçer. Toplam 16 köyü bulunan Tefen Ülke Cumhuriyete geçmeden önce nüfusu bin civarındadır. Buna göre her köy 40-50 kişilik ve 5-10 haneden oluştuğu görülüyor.

Osmanlı'da köylerde genelde cami olmaması , oda denilen yerlerde ibadetlerin yapılması beraberinde kent merkezinde bulunan ve 16 köyün ortak kullandığı cami etrafında Cuma namazının kılınması , pazarında bu cami etrafında kurulmasına neden olmuş. Gökçebey'in şehir merkezindeki cami alanı bu yüzden Cuma olarak biliniyor. Zaten Tefen köylerinde yaşayanlar pazara gidiyorum demezler Cumaya gidiyorum derler. Yani köylüler için aslında pazar ile cuma namazı aynı yerde gerçekleştiği içi Cuma ismini her ikisi için kullanmıştır.

Bu ilçemize bir aralar Tefen Pazarı olarak da adlandırılmıştır. Adlarından da anlaşıldığı gibi Perşembe (Perşembe Köyü( ,Çarşamba (Çaycuma Eski adı) Cuma (Tefen) pazar yapılan gün isimlerini almıştır.

Gökçebey için en önemli gelişme Filyos -Irmak demiryolu hattının 1935 yılında açılması ile yaşanmıştır. Bu tarihten sonra tarlalarda yetiştirdikleri ürünleri Zonguldak, Kilimli, Çatalağzı gibi daha uzak pazarlarda satma imkanı yakalamışlardır. Bugün bile köylü pazarı sakinlerinin büyük çoğunluğu Gökçebeyli Köylülerden oluşur.

1954 yılında alınan kararla Devrek ilçesine bağlı nahiye konumuna getirilir.1963 Yılında Türkçeleştirilme kapsamında, Tefen yabancı bir isim olarak görülerek Gökçebey adını almıştır. Tarihte Gökçe Bey adında bölgede herhangi bir rütbeli veya kahramanın ismi geçmemektedir.

Gökçebey’de diğer yerleşim yerlerine nazaran pek madende çalışan olmamıştır. Bunun yerine demiryolu çalışanları çoktur. Hatta bir ara Gardifren, Kondüktör ve Tren Şeflerinin çoğunluğu demiryolu personeli Gökçebeyli idi .Lakin 1961 yılında imzalan Gasterbeiter (Misafir işçi) Anlaşması ile köylerden Almanya’ya çalışmak için giden geçler bir hayli fazlaydı.

1972 Yılında ise Gökçebey Belediyesi kurumuştur. 9 Aralık 1973 yılında yapılan yerel seçimlerinde CHP’den Tahir Yılmaz ilk belediye başkanı olarak seçilmiştir.

1973,1974 ve 1975 yıllarında Tahir Yılmaz üç defa Almanya’ya giderek orada çalışan Gökçebeyli gurbetçilerden destek aramıştır. Bu ziyaretlerinde belediyeye araç gereç sağlamış diğer gidişinde de belediyeye mali destek toplamıştır.

1980 ihtilali ile görevden alınan Tahir Yılmaz’ın yerine 12 Eylül Darbesi Askeri yönetim tarafından Gökçebey Belediye Başkanlığına Gökçebey Orman şefliği yapan Cemal Yılmaz’ı atamıştır. Bugün çarşı içindeki dinlenme parkı onun başkanlığı zamanında yapılmıştır.

1984’de ülke yeniden demokrasiye geçtiğinde 12 Mart’ta yapılan yerel seçimlerinde Merkez Muhtarı Kamil Karademir SODEP’ten aday olmuş ve Gökçebey’de seçimle başa gelen beldenin ikinci başkanı olmuştur. Daha önce nahiye binasında olan belediye binası Kamil Karademir zamanında yeni belediyesine kavuşmuştur. Ayrıca Karademir top sahası , mezbahane , itfaiye binasını Gökçebey’e kazandırmıştır. O da Tahir Yılmaz gibi Almanya’ya giderek gurbetçilerden destek aramıştır. Gökçebey’de ilk parke yollar Kamil Karademir zamanında döşenmiştir.

26 Mart 1989 ‘da yapılan seçimlerde Özal’ın partisi ANAP oldukça güçlüydü. Gökçebey’de ticaret ile uğraşan ve Gökçebeyspor başkanı olan Saim Aydemir ANAP ’tan aday olmuş ve seçimleri kazanmıştır.

1990-91 Büyük Zonguldak Grevi öncesinde bölge için maden ocaklarına alternatif yollar arandığı dönemlerde Gökçebey’in ilçe başvuruları değerlendirilmiş ve Gökçebey İlçe yapılmıştır.

1990 Yılına kadar Devrek İlçesine bağlı olan Gökçebey, 3644 sayılı kanunla İlçe statüsüne kavuşmuştur.

1991 tarihinde Bartın’ın il yapılma kararı buradan da anlaşılıyor ki karar çok daha önce alınmıştır.

(Benim askerliğim de tam da bu döneme denk gelir ben Devrek Askerlik Şubesinden askere yollanan son Gökçebey Nüfusuna kayıtlı bir askerdim. Askerden döndüğümde ise; ilk seferberlik yoklamamı da bu sefer Gökçebey Askerlik Şubesinde yatırmıştım.)

27 Mart 1994 yılında yeniden aday olarak seçimleri kazanmıştı. Belediye Başkanı Saim Aydemir’in 10 yıllık belediye başkanlığında Uçburgu, köy statüsünden çıkarak belediye sınırlarına katılmıştır. Yeni Sağlık ocağı, çocuk parkları,belediye garajı ile Terminal alanı onun zamanında tamamlanır.

18 Nisan 1999 tarihinde yapılan yerel seçimlerinde Gökçebey’in yeni başkanı Zeki Kılınçarslan seçilmiştir. Zeki Kılıçarslan Öğretmen Okulu Mezunlarındandır. Gökçebey’de de öğretmenlik yapmış daha sonra Gökçebey Halk Eğitim Müdürlüğüne atanmıştır. Başkan olmadan önce 5 yıl Fransa’da Türk çocuklarına eğitim vermek için M.E.B tarafından yurtdışına yollanmıştır. M. Zeki Kılınçarslan aynı zamanda bu zamana kadar görev yapan başkanların arasında en uzun Belediye Başkanlığı görevinde bulunan kişidir.

30 Mart 2014 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Devrek Belediyesi Zabıta Müdürlüğü görevi yapan AKP’den aday olan Vedat Öztürk Seçimleri kazanarak Gökçebey’in yeni belediye başkanı olmuştur.

2017 yılında hakkındaki soruşturma nedeni ile açığa alınan Vedat Öztürk’ün yerine meclis üyeleri arasında yapılan seçim ile Çankırılı İsmet Karcı Belediye Başkanlığına getirildi. Vedat Öztürk AKP’den istifa ederek İyi Partiye geçmiştir.

2019 yılında yapılan yerel seçimlerinde İyi Parti’den yeniden Belediye başkanı olmuştur.

Hayati Yılmaz ile

Zonguldak Tarih