Birkaç gündür hakikaten çok yoğunuz.

Bir taraftan babamın sağlığı, diğer yandan uzaktan gelen misafirlerim, öte yandan Ankara ziyaretlerimiz derken, bu akşam da kendimizi İstanbul’da bulduk.

Gerçekten nerede yattığımız nerede kalktığımız belli değil!

Hoş yıllardır aynı tempoda koşturuyorum.

Biz nelerle uğraşıyoruz, bizimle uğraşanlar nelerle uğraşıyor…

500 Bin, 200 bin, 150 bin, ev, araba, 15 bin dolar…

Bu paraları verecek ailemizde, dostlarımız da var bizim…

Sağ olsunlar, var olsunlar…

Ailem evimi de aldı, arabamı da…

Üstelik, bizde verilen destek geri ödemesiz…

Kime ne lazımsa bulunur, verilir, geri iade de olmaz…

Gazete kurmak istiyorum dersem, kuracaklar…

Almanya’da yaşamamızı istiyorlar.

Fakat babam ve annem Zonguldak’ta yaşamak istiyor…

Evlerinde, köylerinde mutlular, onlar mutlu olunca bizde mutlu oluyoruz…

O yüzden yıllardır bizi batırmaya çalışan vibratör kafalılar ve arkaları açık dostlar başarılı olamadı…

Çanakçı, çömlekçi, define avcılarıyla…

İmar rantına bulaşmış, dağı taşı tarihi mirası çalmak için uğraşanlarla…

Karısını sevgilisi ile otelde basıp, bastığı adamlara şantaj yapanlarla…

Şantaj yaptığı sevgiliye 250 Bin TL vermek zorunda kalan kumpasçı, ganbazcı namuslu namussuzlarla…

FETÖ’cü iş adamları ile, FETÖ itirafçısı olanlarla…

Kumar ve etek pisliği olanlarla…

Fabrikasının önüne köpek bağladığını söyleyen sanayicilerle işimiz yok…

Ama şu 500 Bin, 200 Bin, 150 Bin, 15 Bin dolar, ev, araba işi muazzam oldu.

İnsan, dostunu düşmanını daha iyi görüyor…

Allah herkesin kalbine, niyetine göre versin…

Fakat, müthiş bir makara kukara konusu oldu…

Uzun zamandır görüşmediğimiz dostlarımızla, arkadaşlarımızla, iş çevremizle görüştük, gülüştük…

Sektöre girmek istiyorlar…

Oldukça renkli bir basın camiası olur…

*

Şaşkın ördek suya mıçıyla dalarmış…

31 Yıldır mıçıyla insanlara saldıranların, dronu düştü…

Şimdilik müsaadenizle…