Zonguldak’taki bürokratları, şantajcı Ali Rıza’yı koruduğu kadar bu memlekette işine gücüne sahip çıktığı için başı derde giren bir adamı korurken göremezsiniz.

AK Parti Zonguldak Milletvekili Hamdi Uçar, şantajcı Ali Rıza’ya sahip çıktığı kadar kimseye sahip çıktığını göremezsiniz.

Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş’ın ve Zonguldak Belediye Başkanı Ö. Selim Alan’ın da ha keza öyle…

Ali Rıza, şantaj yaptığı insanlardan korkuyor, Devlet Koruması aldırıyor.

Muhalif partililerini Ali Rıza’nın önüne atan bu siyasi baronlarda Ali Rıza’dan korkuyorlar…

Çünkü, hepsinin bir açığını biliyor.

Onları kullanırken, şehri de kullanıyor, şehri kullanırken devlet adamlarını da kullanıyor.

Düşünebiliyor musunuz, Polat Türkmen, Hamdi Uçar, Ali Bektaş, Selim Alan Ilıksu’da bir araya geliyor.

Ali Rıza oraya geliyor. Vali Erdoğan Bektaş’ı da ayaklarına çağırıyorlar ve Ali Rıza ile barıştırmaya çalışıyorlar.

Vali Bektaş, Ali Rıza’nın elini havada bırakıyor, tepki gösteriyor. Ama sonrasında istenilen korumayı verdiriyor.

Zonguldak’ın siyasi baronları, şantajcı Ali Rıza’ya her ay belli bir bedel karşılığında yazmama sözü alınıyor.

İmar rantlarını ve usulsüzlüklerini yazdığımız AK Partili Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş, finansal destek verdiği şantajcı Ali Rıza’nın koruma aldığı Ilıksu toplantısında başrolü oynadıktan bir ay sonra bizi tehdit ederek “Kimse sokakta rahat dolaşamayacak” dedi.

Peşinden AK Parti Zonguldak Milletvekili Hamdi Uçar, kendisini eleştiren gazetecilere “Kaleminizi kırarlar” dedi.

Ardından Zonguldak Belediye Başkanı Ö. Selim Alan, “Sarı basın kartlarınızı yırtarlar” dedi.

Şantajcı Ali Rıza’ya koruma veren baron siyasiler, kendilerini eleştiren gazetecileri açık açık tehdit ettiler.

Tehditlere maruz kaldık, iftiralara maruz kaldık, gelirlerimizi kestiler.

Ama biz Devletten koruma istemedik.

Devlet’te bu çirkin siyasi yapılaşmaya rağmen bize koruma vermedi.

Ama bu baronların kalemşörlüğünü bir bedel karşılığı yapan Ali Rıza, Devlet Koruması altında iftira attı, şantajlarını sürdürdü.

Bürokratlar görevde kalmak, o koltukta oturmak adına görmediler, duymadılar, bilmediler…

Devlet, şantajcı gazeteciyi koruyup, tehdit edilen gazetecileri o siyasilerin önüne yem diye atar mı?

Bu boranların Devlet koruması verdirdiği Ali Rıza, sahiplerine muhalif olan iş adamı ve partilileri yıpratırken Devlet’i temsil eden bürokratlar bu şantajcı ile nasıl samimi olabilirdiler?

Neden ikaz etmediler?

Hakikaten Zonguldak koktu artık…

Devletin HTS kayıtları, videolar, MOBESE görüntüleri ile insanlara şantaj yapıp, iftira atan Ali Rıza, kimlerle oturup kalkıyorsa bu kayıtları da onlardan alıyor diye düşünürüz değil mi?

Devlet içindeki bazı Emniyet Müdür Yardımcıları ve amirleri ile Ali Rıza’nın ilişkileri sorgulanmalı…

Zonguldak Valiliği’nin katında bulunan bazı memurlar sorgulanmalı…

Daire Müdürleri sorgulanmalı…

Devlet, bizi Ali Rıza’nın önüne yatıramaz, atamaz…

Devlet, iş adamına, esnafına, siyasetçisine şantaj yaptırmaz…

Soruyorum Vali beye, aynı iğrenç yazıları size yazsa, eşinize, kızınıza yazsa hoşunuza gider mi?

Ya da şöyle soralım, sizin de mi bir açığınız var?

Bakın; Ali Rıza, önceki köşe yazısında resmen ikrar ediyor.

Ve diyor ki, Bizde isimsiz çıkan haberlerin yüzde 100’ünden resmi kurumların haberi vardır”

Nasıl bir iş birliği yapıyorsunuz?

Herkesin kafasını tutup şantajcı Ali Rıza’ya mı veriyorsunuz?

Zonguldak’ta Devleti temsil eden tüm bürokratları şantajcı Ali Rıza, zan altında bırakmıştır.

Resmen “Ağa bizimle eğleniy” sözü vücut bulmuştur.

Allaş aşkına kendinize gelin.

Ya da bu şantajcı Ali Rıza’yı kendine getirin…