Şu çizmeleri giyip Üzülmez deresine inen genç arkadaşımız Deniz’e ne oldu haberi olan var mı?

Sahile inse iğneyi TBMM’de soru önergesine çeviriyor!

Yola taş düşse TBMM’de soruyor!

Arkadaş Zonguldak bir aydır yangın yerine dönmüş, bizim Denizimiz organik tıraş oluyor!

Zonguldak Belediyesi’ndeki doğrudan temin ihale yolsuzluğunu…

Fişleme, dinleme, ses kayıtları işleri…

Kozlu Belediyesi’ndeki kanunsuzlukların hiç birini gündeme almıyor!

Her yeri soruyor, Kozlu’da mağdur olan 65 yaş üstünü sormuyor.

Her yeri soruyor…

Kozlu’da KOZTAŞ’a yapılan kıyakları sormuyor!

Dereyi soruyor…

Kozlu’da ihaleye çıkılan, FETÖ’cüler alamayınca iptal edilen ihaleleri sormuyor!

İğne, ipliği soruyor…

Zonguldak Belediyesi’ndeki yolsuzlukları sormuyor!

Yolsuzluk, usulsüzlük, ihale, görevi kötüye kullanma, Kurumu zarara uğratma deyince CHP’li Milletvekilleri magazinciliğe soyunuyor.

Zonguldak’ı tıraş ediyorlar, bizim Denizimin de organik tıraştan söz ediyor…

Vallahi hayırlı tıraşlar…

Hadi buna cevap ver?

CHP’lilerin varlığı da yokluğu da bir oldu.

İl Başkanı Hakkı Güney döneminde arada sesini yükselten, iktidarı kendine getiren açıklamaları vardı.

Gelen gideni aratıyor.

Zonguldak’ta CHP Meclis Üyesi Dr. Atınç Kayınova, Kozlu da CHP Belediye Meclis Üyesi Celal Murat Birinci yalnız kaldı.

Tek başlarına yerel iktidarların yanlışlarını kamuoyu tartışmasına açıyorlar.

Her ikisini de tebrik ediyorum.

Atınç Kayınova, Zonguldak Belediyesi’ndeki doğrudan temin yolsuzluğunu sordu, hesabını da mahkemede soracağını söyledi.

Kozlu da Celal Murat Birinci, Başkan Ali Bektaş’ın yaptı tüm yanlış uygulamaları çarşaf çarşaf yazıyor…

O yazıyor, biz gündeme taşıyoruz…

Yazdığı, gündeme taşıdığı konuların doğruluğu bizi ilgilendiriyor.

Geri kalan herkes susuyor!

Hadi Ali Bektaş susuyor, peki kendi partisinin Meclis Üyesine sahip çıkmayan parti organlarına, milletvekillerine ne demeli?

Ne demeli?

Ö. Selim Alan…

Zonguldak Belediye Başkanı Ö. Selim Alan’ı zor günler bekliyor.

Seçildikten sonra ‘Onu kucağa oturtacam’, ‘Bunu kucağıma alacam’ deyip intikam yeminleri ediyordu.

Bir Belediye Başkanı’na elinde tespih, dilinde zehir yakışıyor mu?

Ekranlara çıkıp, gazetecilere aba altından sopa gösteriyordu.

Gazete ofislerine ‘işyeri ruhsatı’ yok diye baskınlar yaptırıyordu.

Oysa seçimde, seçimden hemen sonra hepimizin ruhsatsız ofisine gelip, “Zeki’yi yaz, Mustafa’yı yıprat” diye teklifler yapıyordu.

Teslim alamadığı herkesle ters düştü…

Partide istemediği herkesin ‘kafasını koparttım’ diye hava atıyor!

Yazık oldu Zonguldak’ın 5 yılına…

Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir’i de kendi seviyesiz planlarına alet etti.

Kopartırsın tabi, sen reissin!

Zonguldak’ın sahibi sensin!

Büyüksün, boyunda uzun, dilinde…

Sahi tüm medya kuruluşları sayende ruhsatını aldı.

Peki, AA’ya sordunuz mu ruhsatınız var mı diye?