Maskeler düştü!

Corona Virüsü nedeniyle hayatımız alt-üst oldu.

Bu durumda en karlı çıkanlar Ankara’da siyaset yapanlar oldu sanırım.

Zaten halktan ve sorunlardan uzak duruyorlardı, pandemi onlar için ciddi bir fırsat oldu.

Vatandaş için, sağlığı için yasa, yönetmelik çıkanlar, her akşam ve her platformda ‘Maske, ‘Mesafe’, ‘Temizlik’ çağrısında bulunan başta Sağlık Bakanı’na rağmen bizim siyasiler maskelerini düşürdüler!

Bu yüzden ‘Ve Zonguldak’ız!

Bu yüzden Türkiye’nin ‘En büyük köyü’yüz!

Düşen maskelerini yazdığımız için bizi çok seviyorlar!

Biz de onları!

Gırtlağına kadar borçlu, ama İlçe Başkanı olacak!

Devlet ihalelerini alan biri, İlçe Başkan adayı ortalıkta geziyor.

Milletvekili istiyor, Belediye başkanı istemiyor!

Biz yazınca olmuyor, o halde soralım!

Siyaset düşünen biri;

Çalıştırdığı işçisinin parasını vermeyen birisi…

Parasını vermediği için işten çıkardığı elemanlarını engelleyen biri…

Tanıştığı yeni insanlardan nakit borç para isteyen biri…

Birilerine pırasa doğrar gibi vadeli çek doğrayan biri…

Alacaklılardan, mağdur ettiği işçilerinden kaçan biri…

Yani kendi ofisindeki koltukta oturmayan biri…

Gırtlağına kadar borca girmiş biri, siyasi bir koltukta oturmayı neden ister?

Ekenomik olarak yusuf yusuf eden biri, siyasette nasıl UÇAR?

Etik boyutunu da sonra soracağım

Maho Ağa’lar…

Yeşilcam’ın vazgeçilmez ismi Şener Şen ile İlyas Salman’ın repliği düştü önüme.

Ala sana, yaşananların repliği!

Mutlaka izlemişsinizdir, fırsatınız varsa bir daha bakın.

İçinde bulunduğunuz durumu daha iyi kavrarsınız.

Özellikle bir puştun mayın tarlasında hasılat yaptığını zanneden ahmaklar izlemeli bence.

Ama bu ahmaklar Tilki belgesini seviyorlar.

Şimdi fıkra anlatsak onu da anlamazlar!

Maho ağa, Bilocan’dan rahatsızdır.

Yanındaki saf adamlardan biri olan Sülo’yu verir gazı ve salar Bilocan’ın üzerine…

Bilocan, gece yatağında değildir.

Abdest suyunu dökmektedir.

O sıra ağasından emir almaya alışmış saftirik Sülo, boş yatağı kurşunlar…

Arkasından Bilocan seslenir, “Başka kurşunun kaldı mı sülocan”

-Yok hepsini bitirmişem, ooo Bilo ağam sen yatakta değilmeydin” der…

“Ula sümüklü Sülo beni niye vurmak istersen?” diye sorar.

  • Ben değil Bilocan, garip Sülo senden ne ister ki, Mahom vurmamı istedi.
  • Ula sana inanmiyem, sen beni ağamla karşı karşıya getirmek istersin.
  • Ağam demiştir ki; Get Bilo’yu vur demiştir!
  • Yok, yalan söylersin!
  • Ağam ile aramı açmak istersin, ben yutmam, ben ağamın oğluyam” der.

Soluğu rakısını içen Maho ağasının yanında alır. Ama önce Sülo’yu atar ağasının önüne…

Maho ağa keyiflenir.

-Ula Sülo, geberttin demi o Bilo’yu, gel seni alnından öpeyim” dediği anda Bilocan elinde tüfeği ile dikilir karşısına…

Bilo’yu karşısında gören Maho ağa, Sülo’yu iter ve  ‘Diktir laaaa’ der…

  • Sen misin?
  • Heee benim!
  • Ölmedin mi?
  • Yooo…
  • Bu it sana benim için bir şey demiş midir?
  • Heee…
  • Demiştir!
  • Ne demiştir?
  • Dediğine göre; sen beni öldürtmek istermişsin!
  • Çüşşşş, bak sen şu puşta…
  • Yaaa, puşta bak!
  • Hiiiii, inandın mı yoksa?
  • Şimdi sen beni öldürtmek istesen, ben ağama mı inanırım, yoksa bu sümüklüye mi? Eeee tabiy ki bana inanacaksın Bilocan!
  • Nah sağa inanıram, puşt oğlu puşt”der,  Bilocan…
  • Sinirlenme Bilocan, Bilo ağam…
  • Yeter ula, yeter, ağzımıza bıçtın, ırzımıza geçtin. Yeter ula yeter, balaksak, safsak o kadar da değil. Artık anlamışam bizim asıl düşmanımız sensin” der…

Kumpasın ortaya çıktığını anlayan Maho ağa son hamlesini yapar!

Ve belindeki silahı Bilocan’a doğrulttuğu anda kurşunu yer, kanlar içinde yere düşer!

Kumpaslarını hayatı ile öder!

Şimdi diyeceksiniz ki; Yeşilçam nire, Zonguldak nire?

Vallah, kendini Maho ağa zanneden sahte aktörler var!

Nargilesini çekip, gözünde gözlük, elinde tespih sallayan, kibrine, egosuna yenilmiş, kansız Maho ağalar, yanındaki saftiriklerle iş tutuyor.

Kestikleri faturalarla, açık hesaplarla, akrabalarını işe aldırıp karlı çıktıklarını zanneden gururlu, onursuzlar!

Kendi kendilerine foyalarını ortaya döküyorlar.

Biz sadece fragmanlarını izliyoruz.

Gişe rekorları kırar ama bu filmler çok sürmez!

Perde erken kapanır…

Kendini kullandıran akılsız ahmakların da elinde patlar…

Bir puştun mayın tarlasında hasılat yaptıklarını zanneden sümüklü Sülo’lar ellerindeki kanı temizlemek için uğraşır.

Seyirciler ders alır, cebine koyar!