Bir erkek gazeteci “Mobese, mobese; koydum seni kodese!” diye uzun uzun yazıyor, masum olduğunu savunuyor, bize de subliminal mesaj veriyor!

Ve diyor ki; HTS, MOBESE kayıtları elimde diye yazmadım!

Kendisine, kendisinin arşivini bir daha karıştırmasını tavsiye ediyoruz.

Unutmuş demek ki, ne yazdığını, nasıl yazdığını…

Hani bize diyor ya; Zekası: göğüs bedeninden küçük gazeteciler diye!

Arkadaşın ilgilendiği noktalara da bakar mısınız?

Bir dahakine, sütyen almaya giderken, eşi Burçin hanımı davet edeceğim…

Neyse…

Gelelim IQ’sünün çok yüksek olduğunu egosuyla şişinen, ağzından lezzet düşen, ileri derecede magazinci gazeteciye…

‘İstihbarat Servisi’nden bir arkadaş’, senin aradığın görüntüleri koşa koşa sana niye getirmiş?

Bu arkadaş hangi ‘İstihbarat Servisi’nde görevliymiş?

İmalı yazdığın kişilerle ilgili daha sonra “Görüntü var, videolar elimde” imasında bulunmuş musun, bulunmamış mısın?

Tüm arşivini karıştır, bakalım bulabilecek misin?

Devlet, isterse mahrem bilgileri kimin sızdırdığını, kime sızdığını bulur.

Ardından parayı takip ederse; Papazı da bulur, kızı bulur, sinek ikiliyi de…

Güzel olmaz mı?

Kumpaslar, tezgahlar, para ilişkileri ortaya dökülür…

Tefecilerle, bahis çeteleri ile özel ilişkiler kuranlar da ortaya çıkar!

Mağdur olan insanların tepesine nasıl binildiği, malların nasıl el değiştirdiği de…

Boşuna hıştamay!

“Irmak kıyından şaplak sesleri duyuluya!” diyor!

“Irmak kıyındaki çapkın Başkan” diyor!

“Şapkayı çekiyor, Kapüşonu kapatıyor TOKİ’de evleri geziyor!” diyor!

“Evli kadınlarla ilişki yaşayan Başkan” diyor!

Belediye Başkanından evli sevgilisine: Kabuklu fıstığım” diyor!

Kadın, belediye başkanına "Aşkitom", "Bal köpüğüm" derken, başkan ise kadına "Kabuklu fıstığım" şeklinde hitap ediyor”  diyor!

“Belediye Başkanının, yazıştığı kadınla TOKİ konutlarında buluşması polisiye dizilerin senaryolarını aratmayacak cinsten” diyor, magazin haberlerini peş peşe patlatıyordu!

Sonra “Başkan, magazin dünyasını bıraktı!’ dedi!

Daha sonra ‘Şampiyon başkan’ diyor!

İşine nasıl geliyorsa öyle yani!

*

Bir gazeteci ile siyasetçi arasında böyle ilişki olabilir mi?

Biz, ‘kim bu başkan?’ diye soruncak, rahatsız oluyala!

Gıymatlım, bu algı operasyonları yemeya artığın!...

Boşuna hıştamayyy!

NOT: Yöresel ağızla Hıştama, gürültü yapmayın anlamında kullanılıyor…

IQ’sü mü yüksek, narsisistik kişilik bozukluğu hastası mı?

“Küçük sinekler!”

“Havlayan köpekler”

“Hoşt”

“Kozalak kafalı”

“Lastik kafalı, tekerlek kafalı”

“Sütyen bedeninden küçük akıllı”

“Beyni ayakkabı numarasından küçük kafalı…”

“Sibop kafalı…”

“Baseni yere yakın…”

“G.cı yere yakın…”

“Zürafa…”

“Çıngıraklı yılan…”

“Geri zekalı…”

“Zekası; ayakkabı numarasından büyük, göğüs bedeninden küçük gazeteciler”

*

Nasıl hoşunuza gidiyor mu bu ifadeler?

Sizce; Çoğunlukla meslektaşlarını ve insanları sürekli bu ‘lezzetli’ dille aşağılayan Ali Rıza Tığ’ın IQ’sü mü yüksek, yoksa narsisistik kişilik bozukluğu hastası mı?

Çok samimi bir şekilde soruyorum.

Tıbbi bilgisi olanlar bilgilerini bizimle paylaşırsa sevinirim.

Vali bey’e doğru bilgi veriliyor mu?

Geçenlerde bir kurumun deposundaki eski hurdalar, ihale yapılmadan bir hurda şirketine satılmıştı.

Daha doğrusu az kalsın satılıyordu.

Biliyorsunuz, devletin hurdalar konusunda çok ciddi bir hassasiyeti var.

Bazen göz göre göre devlet kasası soyulur, hesabı sorulmaz da, hurdaları öyle kafanıza göre satamazsınız, büyük suç!

Neyse…

Bu bilgi Vali Bey’e ulaştırıldı…

İvedilikle, kurum müdürüne soruldu.

Kurum Müdürü, İlçedeki Müdüre sordu.

İlçe Müdürü, İl Müdürüne…

İl Müdürü, Vali Bey’e bilgi aktardı.

Biz olayın, nasıl geliştiğini, ne olduğunu biliyoruz…

Vali Bey’e ısrarla yanlış bilgi aktarımı yapıldığını düşünüyoruz.

Alt kadrolar mahcup olmak istemiyorsa, yanlış işlerden ellerini çekmeliler.

Ellerini çekerlerse yukarıya da doğru bilgi verirler…