Corona salgını nedeniyle web sitemizde bazı aksaklıklar yaşadık.

O nedenle geçen hafta gündem yoğun olmasına rağmen yazamadık.

Yazamadığımız için yazdıklarımız sevinmiş olabilir.

Nasıl?

Böyle güzel mi?

Böyle daha güzel oluyor değil mi?

Kimse yazmasın!

Yazarsa ottan, çiçekten, böcekten, kuş sesinden yazsın!

Yaz geldi ağaçlar çiçek açtı!

Doğa canlanıyor, hava mis gibi…

Hele şu yazan gazeteciler de olmasa…

Her şey daha güzel, hoş olurdu değil mi?

Sana ne kardeşim Belediye Başkanı’nın imar cezalarından, yanlışlarından!

Al paranı geçsene karşıya değil mi?

Yeğenlerini belediyeye işe almışlar, alırlar kardeşim size ne?

Milletvekili yakınlarını Belediye’ye, sendikaya aldırmış!

Mum dibine ışık vermeyecek mi? Başka işleri yok mu bunların, yazacak bir şey bulamıyorlar!

Hem sana ne, Eren Enerjiden alınan 100 Bin dolardan!

Sahil projesini niye soruyorsun?

İddiaları niye gündeme getiriyorsun?

Yaz imalı, yap şantajını, al paranı, geç karşıya…

 “Şehirde şantaj yapan gazeteciler var” diye karşıdan bağır sonra!

“Bir Belediye başkanın baldızı” de…

“Yanında çalışan elemanına sarkıntılık mesajları elimde, şükranlarımı sunarım” de, al avantanı otur, kansız kansız niye yazıyorsun değil mi?

İnsanların hatalarını, yanlışlarını yazacak kadar kalın kafalı gazeteci olur mu?

İmalı yazacaksın, mesaj vereceksin, araya aracı koyacak, parayı alacaksın, sana avanta verdikleri için sevindireceksin insanları, üzmeyeceksin ki, yine oturup kalkabilesin!

Hatta bir iki jest yapacak, siyasi rakiplerine de iftira atacaksın!

Geçeceksin klavyenin başına Zeki Tosun’a, Mustafa Çağlayan’a iftira atacaksın ki, siyaseten önlerini de temizleyeceksin!

Açık açık yazarsan, açık açık tehdit ederler seni!

İktidar gücünü arkasına almış Milletvekillerini, Belediye Başkanlarını eleştirmek senin ne haddine?

Görmeyeceksin, duymayacaksın, yazmayacaksın!

Bizimkilerde hiç ince zeka yok, hepsi geri zekalı!

Ne iftira atmayı biliyorlar, ne şantaj yapmayı, ne ima etmeyi…

Olmaz böyle arkadaşlar olmaz!

Batarsınız, kazanamazsınız, batırırlar sizi!

Tehdit ederler, sokakta gezemezsiniz!

Siyasetçiye, işadamına açık açık yazmayacaksın, incitmeden ince ince yazacaksın. Mesajı okutturacaksın!

Az az yazacaksınız, adrese teslim yazacaksınız ki, ayıplarını örtme fırsatını bulsunlar…

Ama beceremiyorsunuz!..

Alan razı veren razı olacak…

Tüm mesele bu!

Anlamayanlar, anlayanlara sorsun, öğrensin!

Ne demek istediğimizi anlamayan Mahmutlar da, çıktı alıp genel merkeze koşsunlar!

Al Sana Alan!...

İktidar gücünden Zonguldak faydalanır diye düşünüyorduk, büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor şehir halkı.

Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan’ın içine iktidarın gücü kaçtı.

Genç arkadaşımız tüm iktidar gücünü, ego ve hırslarını, kendinden olmayan teşkilat mensupları ve istediklerini yazmayan gazeteciler üzerinde deniyor.

Herkesi böcek gibi görüyor…

Boyu uzun, ayakları da büyük!

Elinde tespih, ağzında külhan beyi cümleleriyle şehre efendilik taslıyor!

Çok tepeden bakınca, sesini gürleştirince öyle görüyor galiba!

Fakat hakkını vermek lazım!

AK Parti Genel Merkezi’nin tüm samimiyetini kullanmakta üzerine yok.

Üstelik Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir’in resmini kullanarak siyaseti dizayn ediyor.

Alet olmak istemeyenler kenara çekiliyor, tıpkı AK Parti Merkez İlçe Başkanı Mustafa Çağlayan gibi…

Bence; adını kirletmemiş, pis işlere ve ilişkilere alet olmamış diğer isim Zeki Tosun da müsaade istemeli.

Kin, öfke ve nefret siyaseti yapan Ömer Selim Alan seçildiği günden buyana “Mustafa Çağlayan’ı ve Zeki Tosun’u görevden aldıracağım” diyordu.

Lütfen af buyurun ama öyle söylüyordu, “Herkesi bu kucağa oturtturacağım, seçimde çok kucak gezdim ben…” diyen tecrübesiz, genç Belediye Başkanımıza alan açalım.

Bu kibir, hırs ve egolar yüzünden kente hizmet edemiyor.

Üstelik sadece o da değil, AK Parti Milletvekili Hamdi Uçar, Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş da rahatsız!

Yazık bu üçlüye, her akşam Özsüt’te toplanıp, plan kurmaktan başka bir şeyi düşünemez oldular.

Çıktıkları yayınlarda hizmetleriyle değil, sarf ettikleri tehditlerle gündeme geliyorlar.

Belli ki, psikolojileri çok bozulmuş…

Yazık bu kente…

Kente hizmet edecek insanlar, rakip gördükleri insanlarla uğraşmaktan kentin asıl sorunları ile ilgilenemiyorlar.

AK Parti Merkez İlçe Başkanı Mustafa Çağlayan, son 15 yılın en onurlu siyasetçisi çıktı.

Dava adamlığını ortaya koydu, kirlenmektense temiz kalmayı tercih etti.

“Al sana alan. İnsanlarla uğraşma! Çık Zonguldak’a hizmet et” dedi.

Hadi bakalım meydan senin!

Ama…

Sen, şimdi Zeki Tosun da gitsin diyeceksin!

Sonra oturduğun Hamdi abinle de kavga edersin.

Hiçbir şey bulamazsan kendinle uğraşırsın…

Cumhurbaşkanını dinleyen CHP’li siyasetçi!

Yerel tohumu korumak, çoğaltmak ve halka dağıtmak adına Ereğli ilçesinde bir proje yapılmış.

Ereğli Belediyesi, Delihakkı mevkide bulunan belediye arsasında projeyi hayata geçirmiş.

Sözünü ettiğimiz Belediye CHP’nin elinde!

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sözünü dinliyor!

Bu dönem gerçekten hayret ve ibretle izlediğimiz bir dönem Zonguldak’ta…

Cumhurbaşkanı Erdoğan sayesinde hayal bile edemeyecekleri koltuklarda oturanlar millete külhan beyliği taslıyor, CHP’li Belediyeler de çaba gösteriyor.

Kendi liderlerini değil, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı takip ediyorlar, kopya ediyorlar, ders çıkarıyor, proje yapıyor hayata geçiriyorlar.

Hatırlıyor musunuz birkaç ay önce yine Cumhurbaşkanı Erdoğan, her karış toprağı ekeceğiz demişti.

21 İl ekilmeyen araziler için Tarım Bakanlığı’na proje sundu, proje kapsamına alındı.

Aylardır Zonguldak’ın da bu kapsama alınmasını istiyoruz.

Aylardır bir karış toprağı ektirme izni alamayan Milletvekillerimiz, Belediye Başkanlarımızın yapamadığını CHP’li bir Belediye yapıyor.