Selim Alan ramazan ayının ilk iftarını gazetecilere verdi.

Gazetecilere verilen iftar programı şehrin en lüks otelinde gerçekleştirildi. Sonra bir gün sonra muhtarlara iftar verildi. Ancak bu iftar lüks otelde değil öğretmenevinde verildi.

Sonra Belediye Başkanımızın çat kapı bir eve iftara gittiği haberi ve görüntüleri ile karşılaştık.

Bir gün sonra üniversiteli gençlerin evinde gördük Belediye Başkanını üstelik mutfak da elinde kaşık önünde tava menemen yapıyordu.

Şaşırdık bu tarz Selim Alan’ın tarzı değil. İlk akşam beş yıldızlı otel sofrasında başlangıç tamamdı. Selim Alan ile tam örtüşüyordu. Sonrası garipti.

Sonra fark ettik ki Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan iftarda evleri dolaşıyor üniversite öğrencileri ile iftar açıyor. Yani Selim Alan ile örtüşen bir program var.

Daha da ilginç olan Akpartili birçok Belediye Başkanı ve Milletvekilinin öğrenci evlerinde menemen yaparken çekilmiş ve basına servis edilmiş fotoğrafları var. Selim Alan da bunlardan biri düşünülen tasarlanan bir mizansen sadece bu durum.

Yani anlaşıldı ki Genel merkezden talimat gelmiş ve buna göre Selim Alan iftar programları yapıyor. Genel merkez lüks yerlerde iftar açmayın görkemli sofralardan uzak durun demiş Alan da mecburen buna uyum sağlamaya çalışıyor.

Bu talimatlar gelmeden Selim Alan ilk iftarda lüks otelde programa başlamıştı kendi tarzına yakışanda buydu elbette. Sonra talimat gelince çat kapı diye haber yapılan ama önceden hazırlıklı olduğu herkes tarafından bilinen eşiyle birlikte katıldığı iftarlar ve daha mütevazi mekanlardaki iftar programları başladı. Yani şaşırmamızı gerektirecek bir durum yok genel merkezden gelen talimat ile lüks otel iftarlarının devamı getirilemedi. Hayırlı İftarlar Belediye Başkanımıza.

Küçük bir öneride bizden kendisine İlk göreve geldiği sene köprü üzerinde iftar vermişti. Köprüyü yıkmadan köprü üzerinde bir iftar daha verirse güzel olur. Hatta köprüaltı esnafı ile köprü üstünde bir iftar düzenlemeli. Onlarda böylece kendisini hiç unutmaz. Mutlulukları pekişir. İyi bir şekilde ileriki tarihler de yad ederler!

Bir başka başarı hikayesi de temizlik şirketine olan borcun ödenerek 32 milyon olan icranın kaldırılması. Cumhurbaşkanına aktarılan konunun çözüldüğü müjdesini verdi Belediye Başkanımız.

Cumhurbaşkanımıza Zonguldak adına verdiği destekler için elbette teşekkür ediyoruz. Hem bu borcun ödenerek haciz kaldırılması için hem de Belediyenin yapması gereken ancak yapamadığı projeleri talimat vererek Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yaptırdığı için.  

Şimdi soru şu 16 milyon olarak devralınan borcun firmanın ödeme planı yapılarak ödenmesine razı olmasına rağmen bugüne kadar hiçbir ödeme yapılmaması sebebiyle tam 2 katına çıkmasına sebep olarak 16 milyon ek ödeme yapılmasının doğru olduğunu söyleyebilecek kimse var mı?

16 milyon yerine 32 milyon ödeme. 3 yılda gelinen nokta bu. Nasılsa hükümet arkamda Cumhurbaşkanına der çözerim işi demek beceriklilik olabilir mi ?

Bu mu müjde diye paylaşılan?

Bu mu başarı?