Günler öncesinden Meteoroloji Genel Müdürlüğü kar yağışı uyarısında bulundu.

Zonguldak’ı yönetenler pandemiyi nasıl hafife almışsa kar yağışını da hafife aldılar.

Hükümetin, TOKİ aracılığıyla yaptığı yatırımlara daha ne kadar güvenecekler?

Belediye adına yaşadığımız ve konuştuğumuz tek şey yakınların, akrabaların belediye başkanı arkadaşlarının çocuklarını işe alması, 280 kişiyi belediye alması, fişleme, dedikodu, teşkilatla, basınla, iş camiası ile bitmek tükenmek bilmeyen intikam ateşi.

Kar yağıyor sen Gaca’da kar topu oynuyorsun.

Millet günlerdir poposunu yıkayacak su bulamıyor.

Evinde çoluk çoğuyla donuyor.

Kapısından dışarı çıkamıyor.

Siz neyin kafasını yaşıyorsunuz?

Şakacı çocuk çıkıyor, “21 aydır modayım” diyor, milletle dalga geçiyor.

BEDAŞ, şişirilmiş faturalarla milletin canını yakarken, coğrafi koşulları zor bir bölgede ucuz işçilikle elemanlarını çalıştırıyor.

Yönetim kademelerine bölgeyi, coğrafyayı bilmeyen yöneticiler getiriyor.

Yazın, budama zahmetine ve masrafına girmiyor.

Yıllardır kentte yayın yapan yerel gazetelerin hatırını sormayan BEDAŞ, sıkışınca yerel gazetelere yumurtluyor.

BEDAŞ, 200-300 liraya kendini aklamış oldu öyle mi?

Vatandaş dava konusu yapmasın diye ‘elektrik kesinlerini tanzim edeceğiz’ diyorlar ya…

Dava açılmasından korkuyorlar.

İnternet üzerinden doldurulan formlarla kime, ne kadar tazminat ödeyecekleri belirsiz.

Birkaç okur, o formları doldurmuş.

Sonuç; Elektrik kesintisinden zarar görmediniz” olmuş.

Aklı olan hukukçulardan bilgi alsın, mağdur olmasın.

BEDAŞ’ın paçaları tutuşmuşken, hakkınızı arayın.

Devletin sıcak eli de olmasa…

Hafta sonu bize ulaşan bir evsizin bu soğuk kış gününde çaresizliğine şahit olduk.

Bir saat içinde Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz, kendine ait bir telefonu dahi bulunmayan evsiz vatandaşı buldurdu, devlet korumasına aldırdı.

O evsizden çok bizim içimiz ısındı.

Devletin bu sıcak eli de olmasa siyasilerin elinde, kapısında kul oluruz vallahi…

Herkesi böcek gibi ezip, karşımızda kızılay sodası içerler!

“Açım, bana seçimde iş sözü verdin, evimde ekmeğim bile yok” diyen çaresiz bir kadını makamından kovup, “Partiye git, derdini oraya anlat, sana iş versinler” diyen zalimleri de sana havale ediyoruz Allah’ım…

O çaresizliği onlar da yaşasın ki, ‘İyi insan’ olmayı öğrensinler…

Yoksa bunların öğreneceği yok!

Bu yerin sahibi o!

Zengin bir adam Miami ' de bir bara girdi.

İçeri girer girmez bir Afrikalı (siyahi) bir kadının köşede oturduğunu fark etti.

Tezgaha gitti, cüzdanını aldı ve bağırdı.

′′ Barmen, bu bardaki herkese içki alıyorum, şuradaki siyahi kadın hariç!"

Barmen parayı topladı ve Afrikalı kadın hariç herkese bedava içki vermeye başladı.

Kızmak yerine siyahi kadın adama bakıp ′′ Teşekkürler ′′ diye bağırdı.

Bu zengin adamı kızdırdı.

Sonra bir kez daha cüzdanını çıkardı ve bağırdı. ′′ Garson Bu sefer köşede oturan Afrikalı kadın hariç herkes için şarap ve ekstra yemek alıyorum!"

Garson adamın parasını topladı ve Afrikalı hariç bardaki herkese bedava yemek ve şarap ikram etmeye başladı.

Garson yemek ve içecek servisi bitirdiğinde Afrikalı kadın adama gülümsedi ve "teşekkürler ′′ dedi.

Bu da onu kızdırdı.

Tezgahın üzerine eğilip barmene sordu. ′

′ Bu siyahi kadının nesi var. Bu bardaki herkese yiyecek ve içecek aldım, kızmak yerine orada oturdu ve bana gülümsedi ve bağırdı:

′′ Teşekkürler!" ′′ O deli mi?"

Barmen zengin adama gülümsedi ve ′′ hayır deli değil ′′ dedi...

Bu yerin sahibi o...