Çevre ve İklim Değişikliği Bakanlığı Ereğli’de sahilde bulunan Amfi Tiyatronun bulunduğu yere tıpkı Zonguldak’ta ki gibi Cami yapmak istiyor.
Belediye Başkanı Halil Posbıyık, “Tek başıma da kalsam mücadele edeceğim” diyor!
Oysa aynı Belediye Başkanı Posbıyık, Uzun Mehmet Cami’nin aynısı Ereğli’ye istemiş, projesini şu an karşı çıktığı Amfi Tiyatro’nun yakında sahil de bir yere çizdirmişti.
Yani, Ereğli sahiline Cami isteyen Posbıyık!
Karşı çıkanda Posbıyık!
Hükümetin aklına karpuz kabuğunu düşüren kendisi, itiraz eden de kendisi!
Ereğli halkının böyle bir talebi olmadı.
Sahilde Cami’yi sofraya koyan şimdi en büyük muhalif!
Bakalım perde arkasında hangi pazarlık çıkacak!

O kavşaklar çok can yakacak…
Prof Dr. Teoman Duralı (Mithatpaşa) tünellerinin bulunduğu mevkide peş peşe üç kavşak yapıldı.
Zonguldak-Ankara istikameti yönünde son kavşak yani Gökgöl Mağarası’na çıkan son kavşakta hemen hemen her gün trafik kazası meydana geliyor.
Bu gün öğle vakti iki otomobil kafa kafaya çarpıştı!
Gece karanlığında ışıl ışıl tünelden çıkıyorsunuz, o süratle zifiri karanlıkta kavşak ve kıvrım kıvrım bir yolla karşılaşıyorsunuz. 
İkinci kavşağa geliyorsunuz. Kavşaktan Kilimli istikametine gidecek araçlar zart diye önünüzden sağa kırıyor, siz savruluyorsunuz.
Kaza yapmadan geçtiyseniz şayet, üçüncü kavşakta akıl almaz bir bombe ile slalom yapıyorsunuz, yanınızdan geçen araç usta şoförse kurtardınız, değilse geçmiş olsun! 
Türkiye’nin bir çok iline seyahat etmiş biri olarak böyle bir kavşağın Zonguldak’ta ilk olduğunu düşünüyorum.
Karayolları Bölge Müdürlüğü, Trafik Şube Müdürlüğü’nden bugüne kadar yaşanan kazalara ilişkin istatistik istemeli. 
3 Günlük karda bir hafta köyleri karanlığa mahkum eden BEDAŞ, ışıklandırma yapmalı.


Ayakların görünüyor şapşal…
Kadının biri, kocasına bir oyun oynamayı planlar..
Adamın işten gelmesine yakın saatlerde, artık onla yaşamanın imkansız olduğunu, aşkının bittiğini ve evi terkettiğini belirten, bir mektup yazarak masanın üstüne bırakır ve yatağın altına saklanıp, gizlice Kocasının tepkilerini görmeye çalışır..
Adam eve gelir gelmez mektubu görür, okur okumaz,
kendisi de bir mektup yazar oraya bırakır..
Başlar ıslık çalarak dans etmeye ve telefonla sarılır birini arar,
" Aşkım oh be nihayet gitti, evi terketti, artık aramızda mani olacak bir engel kalmadı, ben hemen sana geliyorum " diyerek, koşarcasına evden çıkar..
Yatağın altından çıkan kadın iyice yıkılmıştır,
Kalkar ve kocasının da ona bıraktığı mektubu okur:
"Ayakların Görünüyor Şapşal..... Ekmek alıp geliyorum”