Coğrafyası, tarihi, sanayisi ile ne güzel bir şehirde yaşıyoruz.
Ne yana dönseniz dağ-tepe, orman, ne tarafa dönseniz derya deniz…
Bitkisi örtüsünün zenginliği gibi insanlarda rengarenk bu şehirde.
Bir tarafta muazzam güzelliği ile Harmankaya,
Diğer tarafta parasıyla satın aldığı kimliği ile müteahhitlere şantaj yapan hayvankafa…
Kardeşinin ve ailesinin mal varlığına çöken tefeci, seçildiği partiye de çökmüş.
“Meclis Üyeliğini 150 bin liraya satın aldım. Belediye Başkan adaylığını da satın alırım” diyormuş…
Başkan adaylığı masrafını da müteahhitlerden çıkaracaktı zahir…
200 Bin dolarına, yani Belediye Başkan adaylığına da mani olmuşuz.
Kuduz köpek gibi saldırması o yüzden…
Aşı olmadan önce, savcılığa koşmuş.
“Can güvenliğim yok” diyormuş, şantaj yaptıklarından korkup adalete sığınıyormuş.
Şantajların altına yazdığı ayetlerin, kainatın sahibi Allah’ın sopasını unutup…
O korku sana yeter…
Al sana güzel bir gazel…
Bağ-ı Dehrin Hem Hazanın Hem Baharın Görmüşüz
Bağ-ı dehrin hem hazanın hem bahârın görmüşüz
(Biz neşâtın da gamın da rüzgârın görmüşüz
Bu dünya bahçesinin hem sonbaharını hem ilkbaharını görmüşüz.
Biz sevincin de üzüntünün de zamanını görmüşüz.)
Çok da mağrûr olma kim meyhâne-i ikbâlde
Biz hezâran mest-i mağrurun humarın görmüşüz
(Talih meyhanesinde çok da gururlanma,
çünkü bir gururdan sarhoş olan binlercesinin ayıldıktan sonraki sersemliklerini görmüşüz.)
Top-ı âh-ı inkisâra pâyidâr olmaz yine
Küşver-i câhın nice sengin hisârın görmüşüz
(Biz mevki ve ikbal ülkelerinin taştan yapılmış nice kalelerini görmüşüz ki aldıkları bedduaların topuyla yıkılıp gitmişlerdir.)
Bir hurûşiyle eder bin hâne-i ikbâli pest
Ehl-derdin seyl-i eşk-i inkisârın görmüşüz
(Biz dertlilerin sel gibi akan kızgınlık gözyaşlarıyla binlerce talih evini yerle bir ettiğini görmüşüz.)
Bir hadeng-i can-güdâzı âhdır sermâyesi
Biz bu meydânın nice çâbük-süvârın görmüşüz.
(Biz bu alanda nice usta biniciler görmüşüz ki onlar can alıcı bir "ah" okuyla yere serilmişlerdir.)
Kâse-i deryûzeye tebdi olur câm-ı murâd
Bu bezmin Nâbîya çok bâde- hârın görmüşüz
(İsteklerin kadehi dilenci çanağına döner.
Ey Nâbî, biz bu meclisin çok sarhoşlarını görmüşüz)
