Ne garip bir şehirde yaşıyoruz değil mi?

Hani gerçekleri bilmesek, yapılan bu algılara inanacağız.

Zonguldak Belediye Başkanı Selim Alan, Zeki Tosun’un Kızılay Genel Merkezini arayarak kendisini bypass ettiğini öne sürerek, “Zeki Tosun’un bir daha yüzüne bakmam” demiş, güya bu nedenle araları açılmış ya…

Oysa Fatih Akca ismini genel merkeze veren Selim Alan.

Akca’nın yaptığı yönetim listesindeki isimlerin üzerini çizen Kızılay Genel Merkezi!

Demokrat bir yapıda olan ismi Kızılay Genel Merkezine veren ve kabul ettiren de bir gecede AK Partili olan Murat Uzun’dur.

Yaptığı listeyi çizdiren Fatih Akca!

Partiye golü atan da Murat Uzun!

Üstelik Selim Alan’ın en yakın arkadaşı!

Peki, Selim Alan basın üzerinden kiminle hesaplaşmaya çalışıyor?

Yıllardır ‘abi abi’ dediği Zeki Tosun ağabeyiyle!

Üstelik oldukça insanlık dışı bir bahane ile…

Allah çoluk çocuğuna bağışlasın ama kim söyleyebilir ki, yarın Selim Alan’ın da ölümle pençeleşmeyeceğini!

Ya da Hamdi Uçar’ın, ya da Polat Türkmen’in…

CHP’ye olmadık hakaretler yağdırıyorlar ya…

CHP Zonguldak Milletvekili Harun Akın’da yıllarca Lösemi kanseri ile mücadele verdi.

Üstelik Milletvekiliyken, hiçbir siyasi rakibi hastalığı üzerinden siyasi rant devşirmeye çalışmadı.

Müslümanlığı merkeze alan, daha doğrusu alması gereken bir siyasi partinin milletvekillerinin, Belediye Başkanının, rakibini devirmek için hastalığı üzerinden siyasi tezgah çevirmek size yakışıyor mu?

Yani demem o ki, azıcık ‘iyi’ insan olun!

Mertçe savaşın!

Kanser hastası bir babayla ilgilenirken bize yapılan çirkin düşmanlıklarını unuttuk mu?

Asla!

Bize savaş açan, bizi bitirmek için türlü oyun çevirenleri biz unuttuk mu sanıyorsunuz?

Asla!

Ama biri kendi sağlık derdine düştü, eşinin psikolojik hastalığı ve oğlunun kleptomani hastalığı ile cebelleşiyor!

Diğeri, boranların baronu, hem babası, hem kızının tedavisiyle ilgileniyor!

İlgilensinler!

Mertçe hesaplaşacağımız günler gelecektir elbet!

Bir gün gelecek yaşattıklarının hesabı sorulacak!

İnsanları nasıl zehirlediklerini konuşacağız!

Yaptıkları zulmü konuşacağız!

Kimse, bu gün ki, gücüne, mevkisine, kurnaz, pis aklına ve kötülüğüne güvenmesin!

En büyük oyun kurucu kainatın sahibidir!

Hayat devam ediyor!

Bir Milletvekili düşünün…

Bir ilçe Başkanı düşünün…

Tutuklanırım diye istifa etmek istediği partisi tek başına iktidar olunca partiye tırnaklarını geçirsin.

Bir il Başkanı düşünün.

Küçük bir terzihanesi varken, Belediye Başkanından sahilde milyonluk tesisi kiralasın.

Bir İl Başkanı düşünün.

Lideri 17/24 Aralık’tan sonra FETÖ okullarından çocuklarınızı alın talimatı vermesine rağmen yerel gazetelerin haberlerinden korktuğu için çocuğunu okuldan alsın!

Bir İl Başkanı düşünün…

AK Parti Zonguldak Belediye Başkanı Saacaattin Gonca’nın aleyhine çalışıp yerel seçimleri CHP’ye kazandırsın! Partisine ihanet etsin!

Bir İl Başkanı düşünün…

Ağabeyi FETÖ’den hapise atılsın!

Bir İl Başkanı düşünün…

Genel Merkez tarafından Milletvekilliği bahanesi ile istifa ettirildiği için partinin aleyhine konuşsun…

Sonra bu il Başkanı Milletvekili olsun…

İmar yolsuzlukları, görevi kötüye kullanma, kamuyu zarara uğratma suçlarına rağmen Zonguldaklı bir yargı mensubunun iyi niyetini kullanıp Cumhurbaşkanı Erdoğan’a o belediye Başkan adayı için referans etsin!

Bir Milletvekili düşünün…

Ağır Ceza mahkemesinde yargılanan, FETÖ itirafçısı olup kendini temize çeken Belediye Başkanından kiraladığı dükkanın kirasını düşürmek için ihaleye çıkarsın, AK Parti’yi kamuoyunda yıpratsın!

Bir Milletvekili düşünün…

Aynı dükkanı tekrar 10 yıllığına kiraya çıkarttırsın, şartnamenin 21. Maddesinde kendisini tarif ettirsin, kanunları dumura uğrattırsın!

Bir Milletvekili düşünün…

Kendi ticari ve siyasi çıkarlarını kentin sorunlarından önde tutsun.

Bir Milletvekili düşünün…

Kentte örnek olması gerekirken, siyasi ve ticari etik kuralları yerle bir etsin.

Bir Milletvekili düşünün…

Kentin zerre sorunlarına çözüm bulmak yerine İlçe Başkanı’nın ayağını kaydırmakla uğraşsın, İl Başkanı’nı görevden aldırmaya çalışsın, teşkilatın yakasından hiç düşmesin!

Bir Milletvekili düşünün…

Siyaseti yerel bir gazete ile dizayn etsin, kendi partililerini, belediye başkanlarını, bürokratlarını yıpratsın…

Bir Milletvekili düşünün…

Partinin anahtarını CHP Belediye Başkanı’na teslim etsin, ruhsat alsın inşaat yapsın, ticaretini geliştirsin, Milli Emlak arazilerini takip etsin.

Bir Milletvekili daha düşünün…

Genel Merkez onu ‘abi’ diye listenin başına getirsin, o da yeğenlerini Belediyelere işe aldırsın, kentin anahtarını üç numaraya teslim etsin.

He babam, de babamla gün geçirsinler.

Koskoca sanayi kentini zavallı bir kente dönüştürsünler.

Mazlum halkını kaçak ocaklarda ölüme terk etsinler.

Rödevanslı sahaları batmaya terk etsinler.

Filyos Projesini, Bartın’a kaptırsınlar!

Köksal Toptan’ı aratsınlar…

Zeki Çakan, Ömer Barutçu, ve Hasan Gemici’ye hasret bıraksınlar…

Bir düşünün….

Günün sözü: Keşke hastalıktan değil de, cehaletten ölse insan. Mesela bencillik ve kibir gibi…