Zonguldak’ın en nezih yeri olması gereken Öğretmenevi, AK Parti’nin dışladığı, Zonguldak Belediye Başkanı Selim Alan’ın dışardan AK Parti’ye operasyon yaptırdığı adamların elinde kalmış meğer!

Dip köşelerde alacak-verecek meselelerinde silah çekmeye varan kavgalar yaşanmış!

Düşünebiliyor musunuz?

Alacaklınız ofisinize değil, Öğretmenevi’ne geliyor!

İşe adam alacaksınız, anlaşmayı Öğretmenevi’nde yapıyorsunuz!

Orada size silah çekiyor!

Kameralar sökülüyor…

Kavga, entrika, fitne-fücur buradan çıkıyor!

Zonguldak Öğretmenevi’nin geldiği seviyeye bakar mısınız?

Öğretmenevi değil, kavgahane olmuş…

Zonguldak’ta ‘Sevgi dilinin’ konuşulmasını isteyen Vali Mustafa Tutulmaz’a sesleniyoruz.

Bu kepazeliğe bir son verin!

İhale ile adam öldürülür mü? Öldürülür!...

Zonguldak Dedeman Otel’de yapılan Türkiye Uluslararası 22. Kömür Kongresine, TTK’nın ısrarla OK Dış Ticaret Madencilik şirketinden fahiş fiyata aldığı Fenol Köpük’ün, Soma maden ocaklarından 15 kat daha kanserojen madde içerdiğine yönelik bilimsel veriler damga vurdu.

Salonda bulunan TTK Satın Alma’dan İsmail Yıldız ve TTK genel Müdür Yardımcısı Muharrem Kiraz, buz kesti!

Hele İsmail Yıldız, TTK’nın kullandığı fenol köpüğün, Soma özel maden ocaklarından 15 kat daha zehirli olduğunu bilimsel olarak kanıtlayan öğretim üyeleri tartışması akıl tutulmasıydı.

Geçtiğimiz yıl, sırf ihale çetesinin kazanmak amacıyla maden işçilerini göz göre göre zehirlendiğini, “Bismillah”la oturup kalkan TTK Genel Müdürü Kazım Eroğlu’nun bu çeteye çanak tuttuğunu, madencilerin zehirlenmesine seyirci kaldığını yazmıştık.

Nitekim, bizi mahkemelerle korkutmaya, yıldırmaya çalışanlar bu gün Üniversitenin raporu ile kamuoyu vicdanında ‘madencileri öldürmeye teşebbüsten’ sanık koltuğunda oturduklarının farkındalar mı bilmem!

Ama sokaktaki en aç adama sorsanız, bir madencinin canını bir Golf’e değişmez!

Ha katil olmuşsunuz…

Ha maden işçisine, kanserojen reçinesi AB standartlarının çok çok üzerinde formaldehiti koklatmışsınız!

Kul hakkına girmekten korkan Sayın Genel Müdür’ün gözünün içine bakarak sormak isterdik.

Alnınız secde ederken, aklınıza Kozlu’da ölen madenciler geliyor mu?

Maden işçilerinin yavaş yavaş öldürüldüğünü bildiğiniz halde o koltukta nasıl oturabiliyorsunuz?