Siyaset resmen ayaklar altında.

Hiç bu kadar seviyesiz siyasete tanık olmamıştık.

Kumar oynayanlar, Cuma’dan çıkıp akşam denize karşı viskisini yudumlayanlar siyaseti de kendileri gibi rezil ettiler.

Daha düne kadar aynı masada oturanlar, insanlara çirkin iftiralarla kuyuya atanlar, insanları  birbirlerine düşürüp düşman edip, kendi çıkardıkları kaostan beslenenlerin rezilleri herkesin dilinde.

Kendi zehirlerini kusuyorlar.

Çömez bir başkanı maşa alarak kullananlar, bu gün arkasından çok aşağılık sözler söylüyor.

Maşa olarak kendini kullandıranlar da en az onlar kadar çirkin bir üslupla konuşuyor!

Birbirlerinin özel yaşamlarını döküyorlar ortaya…

Kaçan kızlarına kadar konuşuluyor!

Alınan avantalar…

Yola çıktıklarını satmalar filan!

Her yerde iktidar savaşları olur, oluyor ama böyle bir kepazelik yok…

Bunlara sığınan, bir parça rant elde etmek için zayıf şahsiyetlerini bit pazarına çıkaran, hala kızını-damadını işe sokturmak için kapıda bekleyen zavallıların düştüğü trajikomik durum…

Herkese, hepimize ders olsun…

Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır.
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır.
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır.

 

Her an, bir an!

Bir anlık cinnet hali nasılda insanı, insan olmaktan çıkarabiliyor.

Kardeşine, annesine kurşun yağdırabiliyor…

Devrek eski Kaymakamı, Hatay Vali Yardımcısı Tolga Polat’ı kısa süreliğine de olsa tanıma fırsatımız olmuştu.

Nasılda efendi ve ağır başlıydı…

İnsan yaşadıklarıyla çok ciddi bir sınav veriyor.

Allah kimseye bu acıları yaşatmasın.

Bu zamanda, bu devirde, bu insanlarla sinirlerine mukayyet olmak insanın taşıyabileceği yük olmaktan çıkıyor artık!

Sınırları zorlamamak lazım…

Her şey bir anlık gaflet…

Ne çocuk, ne düzen…

Her şey o bir anda!

Kimse kendine güvenmesin, ben yapmam demesin!

Kimse, kimseyi kınamasın da!

Ben demiyorum, diyemiyorum…

Herkesin bir hesabı var…

Hesaplaşacakları vardır…

Mahşere kalmayacak hesaplar!

Mahsuplaşmadan bitmiyor bu hayat…