Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz hafta Belediye Başkanları İstişare Değerlendirme toplantısında CHP’yi ve CHP’li Belediyeleri eleştirmişti.

Bakın sözleri aynen şöyle;

“… Velev ki böyle olsa bile. Daha kendi şehirlerinin yolunu yapmaktan, çöpünü toplamaktan, suyunu akıtmaktan, kanalizasyon ve su giderlerinin altyapısını inşa etmekten aciz CHP'li belediyelerde bu işe sıra bile gelmez”

Sanki Zonguldak’ı tarif ediyor değil mi?

Hatta az bile söylemiş!

Sayın Cumhurbaşkanı, “Asli işi Özel Halk Otobüsleri’ni eline yüzüne bulaştırmış, ne yapacağını bilmeyen şaşkınlar” diye ilave etmiş olsaydı tam da AK Partili Zonguldak Belediyesi’ni tarif etmiş olacaktı!

“…Şaibe, İmar planlarından bindiğiniz araca, ihalelerden özel hayatınıza kadar her konuda kendinize ve bize söz getirecek en küçük bir şüpheye, en küçük bir lüks, şatafat, israf, kibir görüntüsüne meydan vermemelisiniz” sözleri ise tam ısabet!

2 Bin 700 yıllık tarihi mirası, yeşili ve deniziyle Filyos, imar rantının cenneti oldu. AK Partili Ömer Ünal’ın elinde inim inim ağlıyor!

Kozlu deyince hangimizin aklına imar rantı ve şaibe gelmiyor?

“Spor kulübüne 100 Bin lira”, “Takıma 200 bin lira” vermeyen ticaret sahiplerinin dükkanlarının önü iş makineleri ile talan edildiği Çaydeğirmeni’ne ne demeli?

Kibir, ego ve beceriksizlik deyince…

Koro halinde söylediğinizi duyar gibiyiz!

Özel hayat deyince!

Aklınıza, Phuket, Kıbrıs, Batum, Bolu, Termal tesisler geliyor değil mi?

TOKİ yatırımlarının önünde poz verirken sanki uzaya füze göndermiş gibi poz verenleri seçime kadar saldık bayıra…

Kızılay’a aranan isim bulundu…

Zonguldak Kızılay Şube Başkanlığı’na gelecek isim nihayet netleşti.

Türkiye Yeşilay Cemiyeti Zonguldak Şube Başkanı Dr. Fatih Akca’nın bir aksilik olmazsa birkaç gün içinde açıklanması bekleniyor.

Aydın hoca yüzünden Kızılay hiç olmadığı kadar yıprandı.

İnşallah bundan sonra emin ellerde olacak.

Yardıma muhtaç kadınları bağrında seven, ekmeğini, suyunu, kavurmasını, kuru kumanyasını ve parasını hak sahiplerine hakkıyla dağıtan ekiplerin elinde olacak.

Hırsızı nasıl buldu?

Eve giren adam; evde tek başına yaşayan eşini ağlar halde gördü ve ağlamasının sebebini sordu?

-Kadın: Evimizin önündeki ağaca konan kuşlar beni türbansız görebiliyor ve bu durumda Allah'a karşı günan işlemiş olabilirim; onun için ağlıyorum dedi.

-Adam: Karısının Allah korkusu duyarlılığından çok etkilendi; karısını kucakladı, alnından öptü, kazma kürek hazırladı ve karısını rahatsız eden kuşların konduğu ağacı kökünden söktü.

Adam çalışıyordu; işe gidiş dönüş saatleri belliydi, günlerden bir gün çalıştığı yerde doğan bir arızadan dolayı eve erken geldi, kapıyı açtı ve karısına sürpriz yapmak için sessizce içeri girdi ve hayatının sürpriziyle karşılaştı.

Kuşların onu türbansız görmesinin iffetine halel getireceğini düşünen eşi; sevgilisiyle beraberdi.

Adam gördüğü durum karşısında şaşkındı, eşi ve aşığına hissettirmeden ihtiyaç duyabileceği birkaç parça eşyayı aldı, evden çıktı ve önüne çıkan ilk yoldan dönmemek üzere yaşadığı şehri terk etti.

Uzun bir yolculuktan sonra kendisini; kalabalık bir halk toplulu içinde buldu, kalabalıkta herkes şaşkındı ve anlaşılmaz bir uğultu vardı, adam birine yaklaştı ve kalabalığın nedenini sordu?

Kalabalığın nedeni; kraliyet hazinesi çalınmış ve fail bulunamamıştı. Kral; sarayının önüne halkı toplamış ve fail bulununcaya kadar herkesin sarayın önünde kalmasını emretmişti.

Kalabalıkta adamın ilgisini; ayak parmakları üzerinde yürüyen biri vardı ve adam, bu ayak parmakları üzerinde yürüyen adamın kim olduğunu sordu?

Ona; bu adamın kraliyetin din adamı olduğunu, ayağını tam basarsa, istemeyerek karınca ezebileceği Allah korkusuyla ayak parmakları üzerinde yürüdüğünü söylediler.

-Adam: Allah'ım hırsızı buldum beni krala götürün diye çığlık attı; adamı krala götürdüler ve adam krala, hazineyi çalan hırsızın, kraliyetin din adamı olduğu, o değilse benim başımı kesin dedi.

-Kraliyetin din adamını getirdiler; kısa bir sorgudan sonra, karınca ezmemek için parmakları üzerinde yürüyen din adamı hazineyi çaldığını itiraf etti ama! kralın kafasında bir soru kalmıştı, kral döndü ve hazineyi çalanın din adamı olduğunu söyleyen, daha önce hiç görmediği bu şahsa, din adamının hazineyi çaldığını nereden bildin dedi?

Ey kral! sevap kazanmak iddiasıyla davranışlarında Allah korkusunu abartanlar, abartılarını başka suçlarını örtmek için yaparlar dedi.

(Libya Halk Edebiyatından alıntı)