Yaşı 40 üzerinde olanlar daha iyi hatırlar. Soğuk kış günlerinde, diğer odalarda ısınır belki umudu ile odanın kapıya yakın kısmına kurulmuş sobaya yakın bir köşede yataklar yapılırdı… Yatmadan önce son kez kömürlükten odun ve kömür getirilir; harlanırdı sobalar. Büyükler ateşi tüter kaygısı ile bir süre bekler, sonra uyumaya geçerlerdi, ateşinin ışığından istifade ederek karşı duvarda parmakların gölgesi ile garip şekiller yapılarak eğlenilirdi uyumadan önce. Aslına hiç benzemeyen tavşandan tutun da, havlayan köpeğe kadar hep aynı ama her defasında heyecanlandıran şekilsiz gölgeler. Bazen sıkılır, anneler zorlanarak hikâye anlatması istenirdi. Onlar da her defasında bıkmadan genellikle aynı hikâyeyi anlatır; ben hep aynı heyecanla dinlenirdi. Aynı hikâyeyi anlatırdı; çünkü başka hikâye bilmezdi birçoğu; türlü saçmalıklar ve buhranlarla dolu hikâyeler tekrar tekrar anlatılırdı. Elbette tüm bu masallar ve hikayeler bir varmış bir yokmuş diye başlardı.

Artık doğal gazlı ve kaloriferli evlerimizde soba ışığında o gölge ile yapılan oyunlar kalmadı.  Uyumadan önce anlatılan masallarda belki de yok denecek kadar az.

Kim bilir belki de henüz soba ile ısınmaya devam edilen evlerde bu güzel anılar yaşanmaya devam ediliyordur.

Evin içi böyle iken sokaklarda bir başkaydı. Çocuklar sokakta oynar akşamları hava kararmadan anne ya da babası defalarca çağırmadan eve girmezlerdi. Birde hava karardığında oynanan saklambaç oyununun tadı bir başka olurdu. Sokaklar güvenli idi şimdiki gibi çocuklar 10 dakika sokaktan geç gelse aileler telaşlanmazdı. Çocuklar arkadaşlarının evine gidip gelir karnını orda doyurabilir aileler kendi çocukları gibi sahip çıkar hatta bir yere giderken çocuklar komşuya bırakılırdı.

Maalesef bugün özellikle büyük şehirlerdeki yaşanan cani diyebileceğimiz vakalar yok denecek kadar az olduğundan aileler tarafından çocuklar için duyulan güvenlik ile ilgili endişeler de yok denecek kadar azdı.

Zonguldak merkezinde şimdiki Valiliğin yanında bulunan park çocuk parkı idi ve buradaki 4-5 salıncak, biri büyük biri daha küçük kaydırak tüm çocuklar için mutluluk kaynağı idi. Salıncak sırasının kendisine gelmesini sıkılarak ve sabırsızca beklerdi çocuklar. Oyun denilince akla Öyle ellerde telefon yada tablet sabahtan akşama evde oturup oynanan oyunlar gelmez sokak da gerçek arkadaşlar ile itişe kakışa oynanan oyunlar gelir ve bundan büyük keyif alınırdı.

Hani bazen orası yıkılmasın burası kalsın korunsun diye feryatlar duyuyoruz görüyoruz ya işte bu feryatlar o günlerin izlerinin tamamen silinmesinden korkularak yapılan dile getirilen endişeler olarak karşımıza çıkıyor.

Devam edecek…