Sermayeniz ve avukat ordunuzla bizi yıldıramazsınız!..

Bugün karşıma Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) mevduatla ilgili verileri çıktı.

2015-2025 yıllarını kapsayan BDDK verilerine göre son 10 yılda, nüfusa oranla en çok mevduatı artan il, yüzde 3 bin 338'lik rekor oranla Kastamonu olmuş.

Kastamonu'nun nüfusu 375 bin küsürlerde.

Peki, sizce bünyesinde nüfusu 600 bine dayanan Zonguldak bu listede kaçıncı sırada dersiniz?

BDDK verilerine göre Zonguldak, mevduat anlamında en çok fakirleşen iller sıralamasında Hakkari'nin ardından 2'nci sırada.

Yanlış okumadınız...

Cumhuriyetin ilk ili olan Zonguldak, mevduata göre Türkiye'nin en fakir 2'nci ili durumunda.

Kastamonu'nun nüfusu neredeyse Zonguldak'ın yarısı kadar.

Kastamonu'nun 4 Organize Sanayi Bölgesi, Zonguldak'ın ise 3 Organize Sanayi Bölgesi var.

Zonguldak'ın TTK'sı var...

Erdemir'i var...

Eren Enerji'si var...

ÇATES'i var...

Amele Birliği var...

Erdemir Vakfı var...

Genel Maden İşçileri Sendikası var...

Ama bankada parası yok!..

Akıl alır gibi değil.

Hadi diyelim vatandaşın parası yok, olan da faizler düşük diye parayı altın filan alarak yastık altına koyuyor.

Erdemir'in tozu, dumanı, partikülü Ereğli'de.

Eren Enerji'nin, ÇATES'in tozu, dumanı, partikülü Zonguldak semalarında.

Peki, sirketlerin paraları nerede dersiniz?

BDDK'ya göre Zonguldak'ta değil.

Görünen o ki Zonguldak'tan kazanılan paranın sadece işçilik bedeli Zonguldak'ta kalıyor.

Dediğim gibi insan anlamakta zorluk çekiyor.

ÇEVREYE, DOĞAYA DUYARLI OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ!..

Ereğli Organize Sanayi Bölgesi'nde yaşanan çevre kirliliğini gündemde tutmaya çalışıyoruz.

Haberler kaleme alıp, makaleler yazıyoruz.

Dereleri zehirlenen, tarım arazileri tehdit altında olan köylülerin sesi olmaya çalışıyoruz.

OSB içinden geçen dereye zararlı atık bırakması muhtemel kurumları sorguluyoruz.

Konunun muhatabı olan devlet kurumlarını göreve ve kamuoyunu bilgilendirmeye davet ediyoruz.

Adını kullandığımız firmalara cevap haklarını mahkeme kararı beklemeden kullandırıyoruz.

Yani meslek ilkelerimiz gereği kamu yararına objektif habercilik yapmaya çalışıyoruz.

Adı geçen firmaları ve bu firmaları denetleyen devlet kurumlarını açıklama yapmaya da davet ediyoruz.

Dereye bağlanan pis su gideri kabak gibi ortada duruyor.

Çevre kirliliğinin fotoğraflarını, görüntülerini yayınlıyoruz.

Bizi arayan firma yöneticilerinden analiz sonuçlarını istiyoruz.

Şikayet edilen tarihlerde dereden ve firmalardan alınan numunelerin analiz sonuçlarının kamuoyu ile paylaşmasını istiyoruz.

Çok şey istemiyoruz ki...

Madem ortada bir çevre kirliliği yok...

Madem tüm yazdıklarımız iftiradan, yalandan ibaret...

O zaman açıklayın analiz sonuçlarını bu konu kapansın.

Devletin ilgili ve yetkili kurumu sır gibi saklıyor analiz sonuçlarını.

Uyguladığı yaptırımları, kestiği cezaları sır gibi saklıyor.

Tabi karşımızda milyon hatta milyar dolarlık sermaye sahipleri var.

İddiaları belgeleriyle çürütmek yerine, bizi dava ve mahkeme yoluyla yıldırmaya, korkutmaya çalışıyorlar.

Sozkonusu içtiğimiz su, soluduğumuz hava, gıdalarımızın yetiştiği toprak, çocuklarımızın yediği balık, halkın yüzdüğü deniz olunca...

Bizi bol sıfırlı sermayenizle, avukat ordunuzla, açtığınız davalarınızla korkutamazsınız, yıldıramazsınız!..

Biz bu memleketin çevresini, doğasının kirletilmesine, tarım arazilerinin zehirlenmesine göz yummayız.

Anayasa, Basın Kanunu ve Türk Ceza Kanunu'nun biz gazetecilere verdiği hak ve mesleki ilkelerimiz doğrultusunda mesleğimizi icra ederiz.

Dava mı açacaksınız?

Çıkar mahkemede kendimizi aslanlar gibi savunuruz.

Çevreye, doğaya sahip çıkmak, kamunun yararını gözetmek, halkın ortak çıkarlarını gözetmek biz gazetecilerin temel görevleridir.

Siz önce masumiyetinizi ispatlayın.

Madem o dereye zararlı atık bırakmıyorsunuz....

Madem çevreyi kirletmiyorsunuz...

Buradan bir kez daha sesleniyorum;

O dereden ve firmalardan bugüne kadar alınan tüm numunelerin analiz sonuçlarını açıklayın.

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Zonguldak İl Müdürlüğü Ereğli OSB içinde uyguladığı yaptırımları, kestiği cezaları ve nedelerini kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşsın.

Böylelikle hem devletin kurumu şaibeden, OSB'deki firmalar da zan altında kalmaktan kurtulmuş olur.