Bir süredir; 31 yıldır Zonguldak’ta siyaset, iş adamı, bürokrasi ve medya çalışanlarına bel altı, ahlaksız imalı yazı ve yorumlarla itibar cellatlığı yapan, Resmi ilan alan, Devlet tarafından korunan Pusula Gazetesi Sahibi Ali Rıza Tığ’ın, bu ahlaksız yayınlarına son vermesi için çağrıda bulunuyoruz.

O da, ‘Devlet koruması’ altında bu yayınlarını ısrarla sürdüreceğini söylüyor!

İmalı yazılarını sürdüreceğini ifade ediyor!

Neyse ki, siyasileri, Belediye Başkanlarını, bürokratları, STK Başkanlarını, iş adamlarını imalı yazmayı bıraktı.

Maskesini düşürdüğümüz için yaklaşık bir aydır, şahsıma yönelik “Genelev kadını”, “Hayat Kadını”, “Evli adamlarla”, “Kötü kadın”, “Cukka istiyor”, “Para istiyor” yazılarını imalı bir şekilde sin sile yoluyla sürdürüyor…

Zonguldak’ın en ahlaklı, IQ’sü en yüksek, cinsel içerikli yazılardan beslenen, ruhunu ortaya koyan büyük üstat Ali Rıza Tığ ile yargı karşısında elbette hesaplayacağız.

*

Dünkü köşesinde bize diyor ki, “Bir kadına yakışan yazılar mı bunlar?”

Bir insan bu kadar trajikomik duruma düşer mi?

Gerçekten dostları bunu tatile göndersin, iyice saçmalayama başladı.

31 Yıldır ahlaksız yazılar yazan biri, bize bunu söylüyor…

Üstelik yıllardır pervasızca iftira attığı bir kadına söylüyor!

Yalan makinesi getirelim, konuşalım diyorum, takla attırıyor yine iftiralarını sürdürüyor.

İki yıl önce böyle yaptığı için tokadı basmıştım ona!

*

Sami Aydın, Ali rıza Tığ tarafından şantaja uğradığını söylüyor!

Ragıp Bayraktar, Ali Rıza Tığ tarafından şantaja maruz kaldığını söylüyor!

Aydın Arıcı, Eski Belediye Başkanı Mustafa Kalaycı, Ali Rıza Tığ tarafından şantaja uğradığını söylüyor…

Ali Rıza Tığ, hala saçmalıyor…

*

Son birkaç yıl içinde yazdığı birkaç yorumu kamuoyunun taktire bırakıyorum.

Ahlaktan söz eden Ali Rıza Tığ, çeşitli tarihlerde ne yazmış;

“Rus kadınlarla otelde alem yaptılar”

“Belediye Başkanlarının sevgilileri”

“Belediye Başkanının sevgilisi”

“Şoförünün eşiyle aşk yaşayan Belediye Başkanı”

“Başkan, sevgilisine kürtaj yaptırdı”

“Belediye Başkanlarının aşk trafiği”

“Başkan’dan evli Sevgilisine: Kabuklu fıstık!”

“Genelevden rüşvet alan”

“Öğrencisiyle kaçan, velisiyle yatan”

“Belediye Başkanı ile İlçe Başkanı Ankara’da kadınları soyuyordu”

“Hastane müdürü ile doktor hanımın ilişkisi”

“Zengin patronun genç ve güzel karısı”

“Müdürüyle aşk yaşayan başkan”

“Evli sevgilisini işe başlattı”

“Hastaları soydu, eşini aldattı”

“Oğlunun yatak odasında basıldı”

“Avukat, evli sevgilisinin davasını alır mı?”

“Bana platonik şekilde aşık”

“657’ye tabi bir güzel bir aşk hikayesi!”

“VİP mi, ÇÜK mü, EÇÇÜK mü?”

“Liman arkasında öpüşeni, AVM otoparkında sevişeni”

“Nereye el atsan SİT’e denk geliyor”

“Bunun adı ticaret değil, yerli porno”

“Aşk, seks, toplu konut, belediye, pist”

“Şifre: Seks, asalet, gizem”

*

Bir ADAMA yakışan yazılar mı bunlar Ali Rıza..?

Hadi toplum, senden korkuyor, senin onlara bulaşmandan, iğrenç yazılarının hedefi olmaktan korkuyor.

 “Benim kaskom Sezai Çanakçı” dediğin ağabeyin, “Kardeşim benim dostlarımı da yazıyorsun, sen ne yapıyorsun” demiyor mu?

Demek ki, işine geliyor, seni ikaz etmiyor dostların…

Peki, eşin Burçin hanım, sana bir şey söylemiyor mu?

Kızın İlayda, “Baba bunlar nasıl yazı” diye sormuyor mu?

Ya oğlun Ulaş...?

Hangi yolsuzluğu ortaya çıkardığın için can korkusu yaşıyorsun?

Kimin ipliğini pazara çıkardın ki, Devlet Polisi tarafından korunuyorsun?

Kamu yararına hangi haberi yaptın ki, koruma ile dolaşıyorsun?

Allah aşkına dön şu yazdıklarına bir bak?

Bir Zonguldaklı olarak, 900 metre uzunluğu, 50 metre genişliği olmayan bir cadde de gezemiyorsun!

Ne yaptın da Gazipaşa’da gezemiyorsun?

Ailenle bir yerde gönül rahatlığıyla oturamıyorsun?

Evinden ofise, ofisten evine gitmek zorunda kalıyorsun?

Zonguldaklılardan niye korkuyorsun?

Böyle yaşanır mı Ali Rıza?

Ne yaptın bu insanlara?

*

“Neden iftira atıyorsun” diye soruyorum, susuyor!

“Satılmış Gebeş’in mesengerleri elinde, kiminle ilişkisi varmış öğrendin, bana niye iftira atıyorsun” diye soruyorum, susuyor!

“Kimin kiminle ilişkisi varmış biliyorsun, bana niye iftira atıyorsun” diye soruyorum, susuyor!

Tokat atıyorum susuyor, yumruk attım yine sustu!

Elimden, muhasebecisi kadın aldı…

Kendi gibi bizi de rezil duruma düşürdü, hala daha evli adamlarla ilişkimiz olduğunu ima edecek kadar kendini kaybetti.

Allah aşkına ne istiyorsun kardeşim sen?

Biliyorum, bu mesleği bırakmamı istiyorsun…

İnan bırakacaktım, hayal ettiğim projeleri hayata geçirmek istiyordum.

Ama inan, artık senin yüzünden her şeyi bıraktım, gazeteciliği bırakmamaya yemin ettim!

İstediğini yaz, istediğin kadar iktidar gücünü üzerimde dene, bı-rak-ma-ya-ca-ğımmm…

İktidar gücünü nasıl aldığını, kimlerden aldığını tek tek ifşa edeceğim…

Yatak odalarını yazdığın, iftira attığın herkes adına senin gerçek yüzünü ortaya koyacağım.

İnsanları yıpratma karşılığında sana dost olanların illegal tüm işlerini kamuoyuna duyurmaya devam edeceğim.

Zonguldak’ı yatak odalarıyla oyalarken, perde arkasında dönen tüm rantları ortaya koyacağım.

Tek şartla seni azat edeceğim…

Valilik önünde açık havada açık oturum yapacağız seninle!

Yalan makinesini de ortaya koyacağız.

Sen soracaksın, ben cevap vereceğim!

Ben soracağım, sen cevap vereceksin!

Yalan makinesi kime öterse, o yalancı gazeteciliği bırakacak…

Yüreğin var mı, cesaretin var mı?

Çık karşıma, konuş, sor!