Aylar önce Kozlu’da ciddi sıkıntılar yaşandığını söylemiş, sonunda kıyametin kopacağını yazmıştık.

Kaldı ki, ilk silah sesi duyuldu!

FETÖ İtirafçısı AK Partili Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş, şehirleşme adı altında ilçeyi imar rant cennetine çevirdi.

Siz imar rantı sağlarsanız, iş dünyası da bunu da fırsata çevirir…

Bu çok doğal bir sonuçtur.

CHP’den ihraç edilen bağımsız Meclis Üyesi Murat Birinci, imar rantından faydalanan ayrı ayrı 9 müteaahhitdin işini şikayet etmiş, Zonguldak İdare Mahkemesi de Kozlu’da imarı durdurma kararı vermişti.

Her şey bundan sonra başladı.

Açığı olan müteahhitler şantaja maruz kaldıklarını söylemeye başladılar.

Biz duyduysak, bu söylentileri yönetenler, siyasiler ve Devlet de duymuş olmalı.

Mesela Kozlu’da mermer işi yapan bir müteahhit, Murat Birinci’nin dairesini yüksek fiyata aldığını duyduk.

Satış işleminin ardından Murat Birinci’nin şikayetinden vazgeçtiği iddia edilmişti.

Silahlı saldırının kabul edilebilir hiçbir yanı yok.

Ancak, insanların açığını kullanarak kendi çıkarı için kullananlar varsa ki, bu şantaja girer, şantajın da kabul edilebilir hiçbir yanı yok!

Kaldı ki, Zonguldak’ın şu an yaşadığı kaosun nedeni şantaj zihniyetidir.

İmarı, rant kapısı haline getiren Belediye Başkanları, imar yasasına uymayan müteahhitler ve bunu gelir kapısı haline getiren herkese ders olur inşallah…

 

*

İşaret fişeği atıldı, elinizde patlamasın!

Zonguldak’ta at izi ile it izi gerçekten bir birine karıştı.

AK Parti iktidarı ile Zonguldak’ta yaşananları hepimiz biliyoruz.

Zonguldak’ı küçülttüler, işsizini bir ekmeğe muhtaç edenlerin siyasi iktidardan aldıkları güçle nasılda büyüdüklerine şahit olduk yıllarca.

Zonguldak’ı ahtapot gibi sardılar.

Siyaset, bürokrasi, basın ayağı, ihale, rant, kirli ilişkiler, masumları ezen, bürokrasiyi zaman zaman mecbur eden bir sistem içinde Zonguldak hizmetten yoksun kaldı, kişiler büyüdü…

Algı operasyonları ile rant çarkına çomak sokan herkes ya itibarsızlaştırıldı, ya yatak odaları yazıldı, ya  batırıldı, ya da şehri terk etmek zorunda bırakıldılar…

Rantın başında olanlarla, rantı paylaşanlarla ve rantın silahşörleri ile kavga ediyoruz.

Bürokratların yıldırıldığı, tayin edildiği, görevden aldırıldığı bu rant çarkı ile kavga ediyoruz.

Bu kavga koskoca şehirde maalesef bize düştü!

O yüzden dört koldan bizimle uğraşıyorlar…

Siyasi güçten çekinen bazı devlet yetkilileri de bizi zayıf gördüğü için bizi araştırıp, açığımızı bulmaya çalışıyor.

Montaj yapmazlarsa, iftira atmazlarsa özel hayatımızda bir açığımızı bulamazlar.

Olmayan bir şeyi ancak ve ancak uydurabilirler…

Bel altı imalı iğrenç yazılarla ancak pislik atabilirler.

Bunu da yapıyorlar zaten!

Onlar yaptıkça rant çetesinin bağırsaklarına kadar ineceğiz!

Görüşme tekliflerinin hiç birini kabul etmiyoruz.

Kimseyle pazarlığa da oturmuyoruz.

Amacımız en çok ‘tık’lanan gazete olmak da değil…

Zonguldak’ta bir numara olmak gibi bir kaygım da hiç olmadı.

Amacımı ille de anlamak istemeyen TOP kafalılar için bir kez daha huzurunuzda söyleyeyim…

Zonguldak’ın ve Zonguldaklıların ensesine yapışan bu rant kenelerini dökene kadar mücadele edeceğim.

Tüm bildiklerimi, elimdeki bilgi ve verileri en üst makamlara kadar taşımaya devam edeceğim.

Bedeli ne olursa olsun!

Zonguldak’ı bu kirli yapıdan kurtarmak için elimden geleni ardıma koymayacağım.

Yeni atanan tüm bürokratlar bu söylediklerimizi belki de anlamakta güçlük çekecekler…

Belki de kendilerine göre gördükleri siyasi güç karşısında diz çökmek kolaylarına gelecek.

Ama buradan söyleyelim…

Kim direnirse dirensin bu kirli yapı bitecek!

Kirlenmek istemiyorlarsa, taraf olamadan izlesinler, alt kadrolarındaki kirlenmiş, rant çetesine çanak tutan alt kadrolarını elesinler…

Çamuru çok olan bir ile geldiklerini bilsinler, o çamur herkesin paçasına sıçrar.

Köşelerinde bize, bu duruşun hesabının sorulacağı tehdidinde bulunan zavallılara da sesleniyorum.

Oyun bitti, okey dönüyorsunuz…

*

Zonguldak’taki kirli siyasi yapı çöküyor!

Altında kalmayın…

Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz, şehrin çıkar odaklarından, rant çetelerinden kurtarılması adına verdiğimiz mücadelen haz etmiyor.

Makamı rahatsız oluyor!

Çok kirli bir şehre geldiğini görmezden geliyor…

Yıllardır tefecilik, bahis çetesi, siyasi rant çetesi, ihaleler, işe girme karşılığı istenen rüşvet, şantaj ve iftira ile algı operasyonlarının yapıldığı bir şehirde artık mızrak sığmıyor.

Size ‘alkış’ tutulurken, altta kent insanına sövülürken ‘Sevgi dili’ ile konuşmamızı beklemek Zonguldak’taki sistemin bürokratı olmakla aynı dil değil de nedir?

Devlet, bu kirli sistemi ortaya dökenleri değil, bu rant çetesini araştırır.

Devlet, ihale verdiği müteahhitlerin işini doğru yapıp yapmadığını araştırır.

Tekrar söylüyorum benim Devlet’ten hiçbir beklentim yok.

AK Parti’yi kendi rantı için kullananlarla asla aynı masaya oturmam, oturmayacağım da…

Biz, ihale de istemiyoruz, imar rantı da beklemiyoruz.

Define kaçakçılığımız da yok, rüşvet te almıyoruz, şantajda yapmıyoruz.

İnsanlara tezgah, kumpas da kurmuyoruz.

Siz, Filyos ve Kozlu’daki imar rantını araştırın…

Kim kime şantaj yapıyor onu araştırın…

Şantaj yapılan iş adamı Galip Güpgüpoğlu’nun sesine kulak verin…

Şantaj yapıldığını söyleyen Sami Aydın, Aydın Arıcı, Ragıp Bayraktar, Karaman eski Belediye Başkanı Mustafa Kalaycı’yı makamınıza çağırın, onları dinleyin, resen soruşturmayı onlara açın…

Şikayete bağlı suçlar deyip, geçiştirmeyin, yapanın yanına kar bırakmayın…

Bakın Ankara sizi izliyor!...

Bu şehir de müteahhitler neden batmış?

Bu şehirde yemek fabrikaları neden batmış?

Bu şehirde ihaleleri kim alıyor?

Bu şehirde bürokratlara kim şantaj yapıyor onu araştırın?

Neden yıpratılıyorlar onu araştırın!

Devletin HTS, MOBESE, yazışmaları nasıl birilerinin eline geçiyor, bunun hesabını sorun!

Hangi bürokratlar, bu rant çetelerine istihbarat sağlıyor, rant sağlıyor onları araştırın…

Garibanlardan hangi siyasetçiler, danışmanları ve yeğenleri rüşvet istiyor, onları araştırın…

Ahlaksız yazıları araştırın…

İtibar cellatlarını araştırın…

Kömür ocağı olmayan, naylon faturalarla kimlerin kömür verdiğini araştırın…

Kim, neyin karşılığı neyi sızdırıyor onu araştırın…

Siz Devletin elindeki bilgileri servis edenleri araştırın…

Zonguldak’taki kirli siyasi yapıdan korkmayın…

Çünkü, o yapı çöküyor!

Adil, adaletli ve merhametli olun, halkın gönlüne girin, tıpkı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediği gibi…

 *

Ali Rıza Tığ'ın ağabeyine milyonluk ihaleler verildi mi?

Biz sadece kentte bel altı, ahlaksız yazılar yazan ve şantaj kokan yorumlarla kenti dizayn eden ünlü Ali Rıza Tığ’ın ağabeyi ME-SA inşaatın sahibi Sabri Tığ ve eniştesi, ortağı ZİMDER Başkanı Mecid Aydın’ı yazmıştık.

Gelen ihbar ve iddiaları buradan paylaşıyoruz.

Yüce Devlet’imiz resen mi sorar, yoksa araştırma zahmetinde bulunur mu bilmiyoruz?

Biz ihbarımızı yapalım, vebal bizim üzerimizde kalmasın!

*

Vatandaşların bize yazdığı iddia aynen şöyle;

Zonguldak İl Gençlik Müdürü, yatırım programında olan 45 milyon TL ödeneği kimlere hileli ihale vererek peşkeş çekti.

Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü pastasını Ali Rıza’dan korkarak MESA inşaat, Recep Baytekin, Aydın Han İnşaat, Fırat Birkan, Yakışık İnşaat, Mehmet Lostar, Halit Demir gibi yandaş müteahhitlere davetiyeli yada el altından kaç milyonluk ihaleler verildi.

İl Müdürü Hakan bey, kimlere haksızlık yaptı, kimleri korudu?

*

Dönemin Milletvekili Hüseyin Özbakır, MESA inşaat sahipleri Sabri Tığ ve Mecid Aydın’a ait Recep Batekin, Aydın Han İnşaat firmalarının aynı adreste bulunduğunu ve ihalelerde usulsüzlük yapıldığını Ankara’ya bildirmiş, ME-SA ve diğer paravan şirketleri ihale yasağı almıştı.

Ünlü Ali Rıza Tığ, ‘Ginseng kullandığı için cenazede şeyi kalkan milletvekili’ imasıyla yazdığı Hüseyin Özbakır düşmanlığı buradan geliyor.

İhale şeyi kalkınca, Özbakır’ın siyasi hayatını da bu nedenle indirmişlerdi!

Bu kadar anekdot yeter sanırım…

İnanıyorum ki yüce Devlet’imiz bu iddiayı araştıracaktır…