Siyasi Zübük örneklerini yaşıyoruz.

Kimse onların eline su dökemiyor!

Erim’le, Kerim’le aklanır mı bu işler!

Film güzel, izliyoruz hep birlikte…

 

Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık…

Bir Belediye Başkanı düşünün, kaybedeceği bir seçimi bir bürokratın da desteği ile alsın.

Hayaline kavuşsun…

Onu hayaliyle buluşturan herkes için “Kimin kucağına oturmuşsam hepsini kucağıma alacağım” desin…

Şehirde muhtara bağırsın…

Vatandaşı makamından kovsun…

Partili arkadaşlarının aleyhinde haber yaptırsın.

İnsanları fişlesin…

Konuşmaları kayıt altına alsın…

Dedikodu yapsın, küfür etsin…

Kadınlara o….., erkeklere i…. desin…

Şehirdekilerle kavga etsin, bürokratları görevden aldırmaya kalksın…

Gidenleri, gönderdiklerimizi mumla aradığımız bir dönemi yaşıyoruz.

Kendi ahlaksızlıklarına kör bakan bir dönemi yaşıyoruz.

Yani…

Yaşar Kemal’in dediği gibi…

Bindiler de çektiler gittiler, o iyi insanlar, o dünya güzeli atlara...

O yiğitler, o her birisi kaplan örneği şahinler, o ceren gibi atlara bindiler de başlarını aldılar gittiler.

Bir daha, bir daha hiç gelmeyecekler.

Hiç, hiç, hiç!

Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık.

Şu dünyanın yaşaması müşkül hal ilen.

Bin iyiyi bir kötüye kul eden…

Gökten üç elma düştü. Biri bana, biri sana, biri çevresinde dönenleri anlayanlara…

“Bu çölün bittiği yerde ve bu bayırın başladığı taşın dibinde benden başka canlının olduğunu bilmiyordum.

Ah sizi burada gördüğüme nasıl memnun oldum.” Tilki bakmış kurt hiç tepki göstermiyor, rahatça girmiş bayıra daha çok yaklaşmış kurda. “Gel kurt dost, dost olalım” demiş. Kurt buna da itiraz etmemiş, dost olmuşlar.Birlikte gezmeye başlamışlar.

Gezerlerken gezerlerken, içi yağ dolu bir testi bulmuşlar. Kurt atılmış: “-Gel tilki dost, bunu yiyelim, hemen bitirelim.”

Tilki: “-Olmaaz” demiş “yok dost, onu yalnız yemeyelim. Yağla birlikte atıştıracak, yağın tadına tat katacak bir şeyler daha arayalım. Bak o zaman bu yağı yemek nasıl keyifli olacak. Keyfimizi herkese anlattığımızda, torunlarımız bile kıskanacak”. Hoşuna gitmiş kurdun bu fikir. Yağlı testiyi olduğu yere bırakıp başka yiyecekler aramaya gitmişler.

Tilki, kurt ile birlikte bir süre dolaştıktan sonra, bir bahane ile onun yanından ayrılıp doğru testinin yanında almış soluğu. Testinin yağını yalayıp kulpuna kadar getirmiş. Sonra dönmüş başka yerlere gitmiş. Döndüğünde kurt, testinin başında beklemekteymiş. Tilki, hafif endişelenmiş., kurt acaba şüphelendi mi diye, ama bakmış yalnızca avlanamamaktan dertli, içi rahatlamış; sonra sormuş, sanki hiç anlamamış:
“-Kurt dost, bir şey bulabildin mi?” Kurt üzgün: “-Hayır” demiş “bulamadım. Peki sen bulabildin mi?” diye merakla eklemiş. Bunun üzerine tilki: “-Yok kurt ağa, hiçbir şey bulamadım. Yalnız Kulp Zenginler, yardım için aş dağıttılar. Karnımı orada doyurdum da geldim.” demiş. Ertesi gün yine yiyecek aramaya çıkmışlar.

Fakat tilki yine kurdun gözünü boyayıp testinin yanına dönmüş, yağı yalayıp ortasına kadar yutmuş. Bir süre sonra kurt gelip merakla sormuş:

“-Birşey bulabildin mi?” Tilki: “-Yok” demiş “nerdee. Ben de senin gibi birşey bulamadım bugün de. Ama Orta Zenginler çadır kurdular. Karnımı o çadırda doyurup döndüm.” diye eklemiş. Kurt yine hiçbir şeyden şüphelenmemiş.

Ertesi gün yine yiyecek aramaya çıkmışlar. Tilki yine fırsatını bulup kurttan önce gelmiş, yağlı testiyi, yıkanmış gibi yalamış kenara bırakmış. Bir süre sonra kurt geldiğinde: “-Birşey bulabildin mi?” diye hiç sıkılmadan ağzını aramış. Kurdun cevabı ise aynıymış.: “-Ben birşey bulamadım, ya sen ne yaptın?” “-Ben de birşey bulamadım. Yalnız Dip Zenginlerinin düğünü vardı. Karnımı orada doyurup geldim.”

Bunun üzerine kurt, artık pes etmiş: “-Tilki dost, yiyecek araya araya yorulduk. İyisi mi şu testideki yağı yiyelim. Eski gücümüze, kuvvetimize dönelim. Sonra yeniden av ararız.” demiş, tilkinin birşey söylemesine fırsat bile vermemiş ve testiyi alıp açmış. Bir de bakmış ki testi bomboş.
Kurt çok kızmış, dönmüş tilkiye: “-Bunu sen yedin” demiş. Ama tilki yüzsüzlük etmiş, yediğini kabul etmemiş: “-Kurt dost, benim yememden korktuğun için sen yedin” demiş. Kurt sinirinden ne diyeceğini bilememiş, sesinin tonunu yükseltmiş: “-Hayır ben yemedim, sen yedin. Çabuk yağı bul” diye bar bar bağırmış.

Bir bağırışmadır başlamış. Kurt haklı olduğu için kızıyor, kendine yöneltilen suçlama onu çileden çıkarıyormuş.

Sonunda: “-İyi niyetimden yararlandın. Ama şimdi oyununu anladım. Testideki yağı kulpuna getirince Kulp Zenginleri aş dağıttı dedin. Ortasına getirince Orta Zenginler çadır kurdu dedin.

Yağı bitirince de Dip Zenginlerinin düğününden söz ettin. Böylece, aklınca bir de benimle alay ettin.” demiş.

Ama tilki yaptığını kabullenmemiş. Derken güneşin altında yatıp, karınlarını güneşe vermeyi kararlaştırmışlar. Kimin karnından yağ çıkarsa, yağları o yemiş olacakmış.
Kurt kendinden emin ya boylu boyunca uzanmış. Güneşin verdiği rehavetle az sonra uyumuş kalmış.

Tilki ise karnından çıkan yağları kurdun karnına bir güzel sıvamış, kaçmış. Kurt uyandığında, karnını yağ içinde bulunca, üstelik tilkinin kaçtığını anlayınca, neredeyse çıldıracakmış.