Geçtiğimiz hafta anlatmıştık TTK’nın 2 müessese müdürlüğünde Müessese müdürü ile müessese müdür yardımcıları birbirleri ile konuşmuyorlar üstelik bu teknik müessese müdür yardımcılıklarının tüm yetkileri ellerinden alınmış durumda diye.

Söylediğimiz gibi sayın Genel Müdürden çıt çıkmadı. Amasra’yı balık zamanı hatırlayan Genel Müdürün  Amasra Müessese müdürünün teknik müessese müdür yardımcısı ile konuşmadığını, tüm yetkileri elinden aldığı gibi bu işlerin Genel Müdürün Fen Tetkik’den arkadaşı olan idari müessese müdür yardımcısı tarafından yürütüldüğünden  haberi olmaması mümkün mü ? İş güvenliği uzmanlığı yetkisi  de elinden alınan teknik müessese müdür yardımcısı hiçbir yetkisi ve görevi olmadan Amasra da . Armutçuk’ta da durum farklı değil. Genel Müdürün Armutcuk Müessese müdürü yapmak üzere Karadon Müessesesinden  Armutcuk müessesesine Müessese müdür yardımcısı olarak getirdiği ama Müessese Müdürü yapmaya gücü yetmediği müdür yardımcısı ile müessese müdürünün arası bozuk ve Amasra’daki gibi yetkileri alınmış.

Genel Müdürün ne yapması lazım ya müdahale edip bu başıboşluğa son vermesi adamların görevlerini yapmasını sağlaması lazım yada müessese müdür yardımcılarını oradan alıp başka bir yerde değerlendirmesi lazım. Öyle değil mi? Liyakatli bir yönetici öyle yapmalı.

Ama yok Kazım bey seyrediyor. İş doğru yürümüş kömür üretilememiş iş güvenliğinde sıkıntı olmuş pekte umurunda görülmüyor. Balık zamanı önemli Amasra için.

Gerçekten kurumun liyakat sahibi kişiler tarafından yönetilmesini istese Televizyonla bilgisayarı ayırt edecek bilgisi sınırlı olan kişiyi bilgi işlemden sorumlu dairenin başında tutar mı ?

Kozlu’dan dünürünün akrabasını hiçbir bilgiye sahip olmamasına ve bunun tüm kurumca bilinmesine rağmen Daire başkanı yapıp iş bilmezliği sebebiyle mecburen o dairedeki bütün işleri daire başkanlığı içinde lakabı şeytan olan kimsenin sevmediği üstelik usulsüz şekilde şube müdürlüğüne vekalet ettirdiği kıytırık bir şefle yürütür mü? Üstelik tüm filmleri bilinirken.

İçerisinde 30 mühendis olan teknik bir ekibin çalıştığı bir daireye açık öğretim fakültesi ev ekonomisi mezunu arkadaşını Daire başkanı yapar mı? Hadi o başkanı bakanlık da bir toplantıya yolla da kurumu temsil etsin bakalım.

Kurumda dedikodusu ayyuka çıkan makamında içki içen birini önemli bir birimin başında tutmaya devam eder mi?

Evinde özel işinde maden işçilerini çalıştırıp onlara yer altı yevmiyesi ödeyen bir birimin başındaki sorumluya ceza bile vermeden görevinde tutar mı?

Üzülmez müessese müdürü ve teknik müdür yardımcısı son bir yılda kaç kez ocağa indi? Çarşıda kurum ile ilgili dedikoduları dinlediği Meşhur çay ocağında hafta sonları sohbet ederken mi masaya yatırılıyor çalışmalar projeler?  İşletme müdürü olmasa orayı kim idare edecek?

Sendikacıyı iç denetçi yapabilmek için özel olarak yönetmeliği değiştirir mi? Aynı sendikacı kaç kere lojman değiştirdi? Hadi söyleyin lojman hiç değiştirmedi deyiverin.

Teknik Müessese müdür yardımcılarının çalıştırılmayıp bunların görevlerinin idari elemanlar tarafından yapıldığı müesseselerde kötü bir olay olursa bunun sorumluluğu olmayacak mı?

Bu taksir değil mi?

Taksir deyince aklımıza geldi. Taksirle ölüme sebep olmak diye bir suç var hukukta.

Kazım beyin çok yakından bildiği bir suç.

Ne demek Taksirle ölüme sebep?

Taksir Türk Dil Kurumu’na göre “kusur, kusurda bulunma” anlamlarına gelmektedir. Özellikle tedbirsizlik ve dikkatsizlik gibi durumlarda ortaya çıkan taksir, mesleki anlamda da acemilik, emirlere ve düzene uymama gibi durumlarda meydana gelen kusurlu davranışları tanımlamak için kullanılır.

Birde Bilinçli taksir var ;

TCK 22. maddenin 3. fıkrasında bilinçli taksir “kişinin neticeyi öngördüğü halde, öngördüğü neticeyi istememiş olsa da, neticenin meydana gelmesi” durumu olarak ifade edilmektedir.

TTK Genel Müdürü Kazım Eroğlu’nun 8 kişinin ölümüne sebep olması dolayısıyla taksirle ölüme neden olmak suçundan TCK 85/2 maddeye göre Zonguldak Ağır Ceza mahkemesi tarafından 15.04.2019  da  3 yıl 4 ay hapis cezası bulunuyor ve bu ceza mahkeme tarafından tedbir uygulanarak para cezasına çevrilmişti.

Bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek’ suçundan açılan davada Ölen işçilerin yakınları bu cezaya itiraz etti ve temyize gitti. Kazım bey genel müdür olarak atandığında haber ulusal basında ;

‘Zonguldak’ta, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Kozlu Müessesesi maden ocağında 7 Ocak 2013 tarihinde meydana gelen ve 8 işçinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan iş cinayetinde 'Taksirle ölüme sebebiyet vermek' suçundan tutuksuz yargılanan 10 sanık arasında bulunan Kozlu Müessese Müdürü Kazım Eroğlu, TTK'ya vekaleten genel müdür olarak atandı’ şeklinde yer almıştı.

Onun için üretim yapılan müesseselerde teknik müessese müdür yardımcıları ile müessese müdürünün uyumlu çalışması oldukça önemli. Yaşananlardan ders alınmalı.

Bakın hala bazı müesseselerde Tozla Mücadele Yönetmeliği’nde belirtilen ‘yüzde 5 ve daha az SiO2 içeren kömür tozları için maruziyet sınır değeri olan 2,4 mg/m³’ değerinin fazlasıyla aşıldığı görülmektedir diye Sayıştay’ın uyarıları da ulusal basında yer aldı.

Sadece herkese hakkını helal et demekle olacak işler değil bunlar.

Yönetimde liyakat önemli Kapıdaki güvenlik görevlilerini esas duruşta bekletmek emrindeki personele bağırıp çağırmak ile liyakat sahibi olmak aynı şey değil elbette.