David Ricoh hayatın 5 değişmez kuralını şöyle özetliyor:

1) Her şey değişir ve her şey sona erer.

2) Yaşam adaletli değildir.

3) Her zaman her şey planlandığı gibi gitmez.

4) Acı çekmek yaşamın bir parçasıdır.

5) İnsanlar her zaman sevgi dolu ve sadık değildir.

Şöyle bir hayatınızı gözden geçirin bu kurallar ile karşılaşmayan var mı?

Etrafınızdakilere dikkatlice bakın bu sayılan kurallar ile karşılaşmadığını söyleyebileceğiniz kimse görebiliyormusunuz?

Gücü eline geçirenler hiç değişmeyecek o güç sonsuza dek bende kalacak zannediyorlar. Ben herşeyi istediğim gibi planlarım ve öyle olur sanıyorlar.

Güç sahipleri etrafındakilere acımıyor eziyor bundan da zevk alabiliyorlar. Bu sebeple acı çekenler oluyor yaşamın bir parçası olarak.

İstedikleri olmayınca yani planladıkları gibi gitmeyince gurur yapıyor şaşırıyor  ve rövanş hırsıyla saldırıyorlar.

Ama kural belli herşey değişir ve herşey sona erer. Herşeyin değiştiğini herşeyin her zaman istenildiği gibi gitmeyeceğini yaşayarak görüyorlar sonunda.

Yaşam adaletli değil bunun yanında yetki elinde olanlar da maalesef adaletli değil.

Bazen en güvendiğiniz kişiden hiç ummadığınız darbeler yiyebiliyorsunuz. Sadık insan sevgi dolu insan güvenilir insan bulmak her geçen gün daha da zorlaşıyor.

Kendimiz gibi olmak yerine kendimizi farklı göstermeye çalışıyoruz. Tabiki karşımızdakilerde aynı şekilde davrandığı için işler arapsaçına dönüyor.

Bütün olasılıkları tahmin etmek gerektiğine inanıyorlar. Bazen işimizde, bazen ilişkilerimizde tüm çabamıza ve çok çalışmamıza rağmen başarılı olamıyoruz. Her alanda yetenekli, her konuda uzman olmak elbette mümkün değil. Bu sebeple herşeyi ben bilirim herşeyin doğrusunu ben yaparım ben ne dersem o olur diyenler her zaman sonuçta hayal kırıklığı yaşıyor. Özellikle eski tip yöneticiler sürekli olarak her şeyi kontrol etmek çabası içinde oluyor sonuç hep başarısızlığa gidiyor.

Her şeyin planlandığı gibi gittiği sıkıcı bir dünya mı yoksa sürprizlerin olduğu, yepyeni maceraların sizi geliştirdiği bir yaşam mı tercih etmek gerekir.

Kibiri de unutmamak gerekir. Tolstoy nasıl demiş; Kibir ve inat, bir kişinin kendini önce mükemmel görmesini sonra da sonunu oluşturur.

Kendi akışını dikte etmek yerine hayatın akışına kendini bırakan kişilerin başarılı olacağı bir hafta olması dileğiyle…